En Sıcak Konular

Kürşat Bumin


Kürşat Bumin
0 0 0000

Bayramda 'idam videosu' seyretmek



Gelmek istediğim yeri gecikmeden söyleyeyim: Saddam'ın idamı dolayısıyla bir kere daha anladık ki, “İnternet” adı verilen müthiş imkan iyiliklere olduğu kadar kötülüklere de açıktır.

Önceki gün olup bitenlere göz atmak için ekranın başına geçtiğimde her tarafın Saddam'ın idam edildiği haberiyle dolu olduğunu gördüm. Ziyaret ettiğim haber siteleri okuyucularını hemen “idamın videosu”nu izlemeye davet ediyordu. Ama şöyle böyle değil, hemen hepsi... Bunlardan birisine tıklamadan edemedim. O da ne? Saddam, üç celladının arasında idam sehpasına yaklaşıyor. Yaklaştı sonunda. Boynuna ilmik de geçirildi. Sıra geldi son hamleye... “Bu kadarı bile fazla” diyerek “idamın videosu”nu durdurdum hemen.

Bunları “laf olsun” diye anlatmıyorum. Modern bir teknoloji aracılığıyla nasıl iğfal edilmek istendiğimize dikkat çekmek için anlatıyorum. İnternette “idamın videosu”nu ele geçirmiş kim bilir kaç sayfanın vicdanımızla, ar damarımızla oynamaya ne hakları var?

Gazetelerin internet sayfaları da büyük ölçüde aynı. Hemen herkes “Yeni” notunun altına bu görüntüleri iliştirmiş. “Seyredin” diyorlar sanki, “Bir adamın asılmasına bugüne kadar şahit olamadıysanız, üzülmeyin ve sadece tıklayın!” (Kesin konuşmak için henüz erken ama aynı gün açtığım yabancı Batı basınında benzer “video”lardan eser yoktu.)

Duvarları-sınırları ortadan kaldırdığı için alkışlanan bir iletişim ağı bize bir idam sahnesini izlememiz fırsatını veriyorsa, kahrolsun...

Gazetenin birinin internet sayfasında yer alan “idamın videosu” bir televizyon kanalımızdaki yayından aktarılmış. Görüntüler tabii ki aynı, fakat bu sefer görüntülere haberi sunan kadın spikerin yorumu da eşlik ediyor: “Saddam, yüzlerinde kar maskeleri taşıyan üç celladının arasında yavaşça ilerliyor... Siyah kumaştan bir “...”(?) yerleştiriliyor boynuna... Saddam ve cellatlar arasında bir konuşma geçiyor; Saddam gözlerinin bağlanmamasını istiyor herhalde... Eveeeet... Saddam'ın boynuna ilmik geçiriliyor....”

Yapmayın, ayıp oluyor doğrusu....

Ülkelerin birbiri ardından önce ölüm cezası infazlarını meydanlardan hapishane avlularına çekmesi; ardından birçok ülkenin ölüm cezasını başlarından defetmesi bu kadar mı anlamsız ve değersiz... Her şeyden önce şunu unutmamalıyız: Dünün “meydanı” bugünün televizyon kanalı ya da interneti ile halkın önüne getirilen infazlar önceden sanıldığının aksine suça meyilli olanları “terbiye” etmekten çok azdırmaktadır. (Arthur Koestler, İngiltere'de 1807'de iki ünlü caninin asılması sırasında meydanı 40 bin “seyircinin” doldurduğunu, ancak halkın coşup çıkardığı olaylar sonucunda 100 kişinin oracıkta öldüğünü anlatıyor. Benzer şekilde, Saddam'ın idamının hemen ertesinde Irak'ta 70'den fazla kişinin öldüğünü de hatırlayalım.)

Saddam'ın idamına gelince: Robert Fisk'in “Amerika tarafından yaratılan ve yok edilen diktatör” tespiti tabii ki akıldan hiç çıkarılmaması gereken ilk tespittir. İngiltere, Hollanda gibi bir taraftan idama karşı olduğunu (hâlâ) tekrar ederken Saddam'ın idamını “anlayışla” karşıladığını açıklamayı da unutmayan ülkelerin tutumu birer yüz karasıdır. Fransa'nın “orta yol”cu açıklamaları da bu fasla giriyor.

İran ve İsrail'den söz etmiyorum bile... İnsanlığın tek tesellisi New York merkezli İnsan Hakları İzleme Komitesi, Uluslararası Af Örgütü, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu, AB ve Avrupa Komisyonu gibi sayılı birkaç yerden gelen kınamalardır. İdamı kınayanlar Saddam'ı bir “tiran”, “diktatör” ya da “otokrat” olarak görmüyorlar mı? Ona ne şüphe; ancak onların gözünde “idam cezası” (hem de “idamın videosu” eşliğinde) İtalya Meclis Başkanı'nın söylediği gibi bir devletin başvurabileceği “en tiksindirici” uygulamadır.

Size önerim, eğer hâlâ “tıklamadıysınız”, kendinize “idamın videosu”nu seyretme yasağı koyunuz... Hemen her şey gibi merakın fazlası da fazladır çünkü...



Bu yazı 1,351 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 17 Aralık 2011 'Harbe hazırlık' ve Bahçeli'den 'suikast hazırlığı' yorumu
    • 20 Kasım 2011 Çadırlarda yaşayan depremzedeler kışlalara yerleştirilsin
    • 19 Kasım 2011 'Bedelli' tartışması ışığında Uğur Kantar cinayeti
    • 22 Mayıs 2011 'Darbecilik genleri': Büyük bir keşif!
    • 7 Şubat 2011 Kıbrıslı Türkler ne diyor?
    • 16 Ocak 2011 RTÜK Kanunu'nun 'yayın ilkeleri'
    • 26 Eylül 2010 Yeni anayasa'?
    • 10 Temmuz 2010 Kötümser mi –yoksa- iyimser mi olmalıyız?
    • 28 Mart 2010 Paket'e ilişkin 'üç tarz'ı siyaset'
    • 7 Aralık 2009 DTP'ye de dokunma!
    • 29 Kasım 2009 İki karar da problemli (2)
    • 16 Kasım 2009 'Dersim Açılımı'
    • 5 Ekim 2009 'Yargı' bizi çıldırtmadan…
    • 14 Eylül 2009 'Vatan hizmeti'nin sapkın bir tarifi: İşkence yapmak
    • 2 Ağustos 2009 Çözüm 'Türkiye modeli' çerçevesinde aranmasın sakın
    • 27 Temmuz 2009 YÖK'ün aldığı kararın 'önümüzü açtığı' doğru mu?
    • 9 Şubat 2009 Bir tahliye kararı
    • 18 Ekim 2008 Başbakan'ın desteği
    • 12 Temmuz 2008 Konuyu ikisi de bilmiyor muydu zaten?
    • 23 Haziran 2008 'Lalalık pedagojisi'ne devam

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,579 µs