Ahmet Kekeç
0 0 0000
Türbanlı domuz...
İlhan Selçuk'un ikizi Turhan Selçuk'un çizdiği "türbanlı domuz" karikatürünü, bir medya sitesinde görmüştüm. "Türbanlı domuz" ifadesi yanlış aslında; değerli karikatürist Turhan Selçuk, ayan beyan, başörtülü bir kadın çizmiş, yüz bölgesini de (niyeyse artık) domuza benzetmiş. Dolayısıyla, buna "türbanlı domuz" değil, "domuzlaşmış başörtülü kadın" demek daha doğru olacak.
Bu karikütürle neyi anlatmaya çalışmıştır?
Nedir yani?
Espri değeri nedir?
Bunu anlamak için arşivden hemen bir "Cumhuriyet" gazetesi istettim; ola ki Turhan Selçuk karikatürünü bir bağlama istinaden çizmiştir, bir gönderme yapmaktadır, yahut konuyla ilgili bir haberi şerh etmektedir. Olur a!
Hayır, (AB dışında) herhangi bir bağlam yok. Ortada "domuz" ve "türban" eşleştirmesini haklı kılacak bir hadise de yok. Oturmuş Turhan Selçuk, canı öyle istediği için, bir "türban karikatürü" patlatıvermiş.
Karikatüre, yanlış hatırlamıyorsam, ilk tepki Anavatan Partisi'nden geldi. Şimdi ismini çıkaramadığım Anavatan'lı bir yetkili, "tahrik suçu" işleyen karikatüristi kınıyor, gazete yöneticilerini sorumluluğa ve itidale çağırıyordu.
Haklıydı.
Hassas çatışma dengelerine sahip bir ülkede yaşıyorduk ve inançlara saldırmak (her türlü inançtan sözediyorum); dince kutsal sayılan değerlerle alay etmek; hele dinin "haram" birtakım canlılarla, yine dinin "eşref-i mahlukat" olarak tanımladığı insanları özdeşleştirmek, işin içinde kasıt olmasa da, büyük bir sorumsuzluktu.
Üstelik, ayıptı da...
Bu ayıba başka düzeyden de tepkiler oldu. Birkaç koldan da "suç duyurusu" yapıldı, yine yanlış hatırlamıyorsam.
Bu suç duyurularından nasıl bir sonuç çıktı, bilmiyorum. Mesela Basın Konseyi ne yaptı? Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin paralel tecziye organı olan "Basın Senatosu" karikatürist hakkında ne gibi bir işlem uyguladı? Bunları da bilmiyorum.
Ben açıkçası, karikatüristten bir açıklama bekliyordum.
Pekala çıkıp, "Kendimi dolduruşa getirip böyle bir şey çizdim. Yanlış yapmışım. Rencide ettiğim insanlardan özür dilerim. Kişisel olarak başörtüsüne karşıyım, ama bu bana başörtü takan insanları dinin haram kıldığı bir canlıya benzetme hakkı vermez, tekrar tekrar özür dilerim" diyebilirdi.
Demedi.
Böyle dememesini de, bir parça "mahçubiyete" yoruyordum. Mutlaka üzülmüştür de, birileri bu özrü "malumu ilam" olarak göreceği için, sessizce geçiştirme yolunu tercih ediyordur.
Böyle düşünüyordum. İlhan Selçuk'un "Domuz, Türban ve Cami" başlıklı yazısı gelmeseydi, böyle düşünmeye devam edecektim.
Bakın neymiş "türbanlı domuz" karikatürünün esbabı mucibesi?
İlhan Selçuk'tan okuyoruz:
"Domuza türban takmanın suç sayıldığı bir Türkiye, kafadan çatlakların ya da kasıtlı yobazların yapay olarak tohumlandığı bir irtica toplumuna doğru sürükleniyor demektir..."
Görüyorsunuz değil mi yazardaki pervasızlığı? Kafadan çatlakların, kasıtlı yobazların ülkesinde domuza türban takmak suç sayılıyormuş.
Bitmedi...
"Turhan bir karikatür çizdi. / Başına türban takmış bir domuz AB'ye doğru yürüyor. / Erbakan AB için 'Hıristiyan Kulübü' demiyor muydu? Müslümanın değil; ama AB yolundaki herhangi bir İslamcının, dincinin, mürtecinin hali pür melalini, çelişkisini, çatışkısını vurgulayan çizgiyle mizahın ta kendisidir bu karikatür... / Turhan'ın karikatüründe türban takmış domuzun resmedilmesine mürteci hemen tepki gösterdi... / Çünkü o karikatürde kendisini görüyor..."
Neymiş?
Karikatür İslamcının AB yolundaki çelişkisini, çatışkısını anlatıyormuş, karikatürde kendisini gören mürteci de hemen tepki gösteriyormuş bu "mizahın ta kendisi" olan çizgilere... İnsan ne diyeceğini bilemiyor. Akıl, sağduyu, vicdan devreden çıkınca böyle oluyor demek ki?
İki şey söylemek istiyorum... Birincisi, yukarıda da belirttiğim gibi, Turhan Selçuk domuza türban giydirmemiş, türbanlıyı domuzlaştırmış. Bu ikisi çok farklı şeyler. Kaldı ki, İslamcının AB yolundaki çatışkısını, çelişkisini anlatacak başka örnek mi kalmadı memlekette?
İkincisi, kaç gündür gazete ve televizyonlarda "Vakit gazetesi kupürleri" dolaştırılıyor, "tahrikçi medya"ya örnek olarak.
Biz bu örnekler arasında niçin Cumhuriyet gazetesini ve bazı yazarlarını göremiyoruz? Tahrik suçu başka nasıl işlenir?
Bu yazı 1,002 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
26 Eylül 2012
Balyoz ve empati
-
5 Temmuz 2012
Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
-
26 Haziran 2012
Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
-
20 Haziran 2012
Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
-
4 Haziran 2012
Nerede bu inek?
-
28 Mayıs 2012
Kana kan istermiş!
-
14 Mayıs 2012
‘Kes zırvalamayı’
-
1 Mayıs 2012
Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
-
20 Nisan 2012
Erol Özkasnak
-
12 Nisan 2012
Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
-
10 Mart 2012
‘Zavallı Başbakan’
-
29 Şubat 2012
Paşa niçin kendini öptürmedi?
-
27 Şubat 2012
Bizi yormayın kardeşim
-
17 Şubat 2012
Siz kimi kandırıyorsunuz?
-
3 Şubat 2012
Rezil olmaya doymadınız mı?
-
1 Şubat 2012
İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
-
19 Ocak 2012
Denktaş’ı diriltmek mi?
-
14 Ocak 2012
Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
-
12 Ocak 2012
Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
-
2 Ocak 2012
İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!
Yorumlar
+ Yorum Ekle