En Sıcak Konular

İbrahim Karagül


İbrahim Karagül
0 0 0000

Abizaid bir ziyaretle kirli savaşı başlattı!



Orta Asya ve Ortadoğu'dan sonra üçüncü cephe açıldı. Afganistan, Irak, Lübnan ve Filistin'den sonra beşinci iş savaş, en az Yemen kadar en az Basra Körfezi kadar, en az Doğu Akdeniz kadar önemli olan bir başka coğrafya'da, Doğu Afrika'da, Afrika Boynuzu olarak nitelene Somali'de başlatıldı. 11 Eylül'den hemen sonra Cibuti'yi askeri üsse dönüştüren, Kızıldeniz'i abluka altına alan ABD, yine İslamcılar, yine terör, yine El Kaide argümanını önümüze sürerek bir ülkeyi daha işgal ediyor. Ama bu sefer doğrudan değil. Somali'nin sınır komşusu Etiyopya askerleriyle. ABD tarafından eğitilen, silahlandırılan, finanse edilen Etiyopya askerleri birkaç gündür Somali topraklarını işgal ediyor, havadan bombalıyor, ABD donanması da denizden abluka altına alıyor. Somali bizi ne kadar ilgilendiriyor? Afganistan kadar mı? Irak kadar mı? Lübnan kadar mı? İnanın hepsi kadar ilgilendiriyor. Somali'deki savaşla Lübnan ve Irak krizleri birbirine o kadar bağlı ki.

Fakir ve iç savaşlarla harap olmuş bir ülke Somali. Ama bu yönü kimseyi ilgilendirmiyor. Yine enerji, yine enerji! 1993'teki iç savaş ve ABD müdahalesinden sonra bu yaz çatışmalar yeniden şiddetlendi. İslamcı gruplar, savaş ağaları ve terör örgütlerine rağmen ülkenin büyük bölümünü ele geçirdi. Haziran'daki çatışmalar sırasında ABD, İslamcı gruplara karşı terör gruplarına açıkça finans ve silah desteği verdi ve örtülü operasyonlarla bu çatışmada yerini aldı. Ama başarılı olamadı. İslamcılar Mogadişu'yu ele geçirdi.

O zaman; "Somali ABD için yeni bir hedef haline getiriliyor" diye yazmıştım, işte şimdi gerçekleşiyor. Birkaç gündür Etiyopya ordusu Somali'ye saldırıyor, ülke topraklarını işgal ediyor, her yanını bombalıyor. Daha önce İslamcılara karşıt grupları destekleyen ABD, şimdi kendi eğittiği, finanse edip silahlandırdığı 15 bin kişilik Etiyopya ordusuyla Somali'yi işgal ediyor. Peki nedir bu savaşın gerekçesi? Daha önce yazmıştım, tekrar edeyim:

ABD, 1993 yılında Somali'ye binlerce askerin katıldığı kanlı bir operasyon yaptı. Ama korkunç bir facia yaşadı. Tam anlamıyla fiyaskoydu. Bu operasyon için "Black Hawk Down" adında bir film bile çevrildi. Amaç, her zamanki gibi, insani bir müdahaleydi! Oysa beş ABD firması Somali topraklarının üçte ikisini petrol ve doğalgaz sondajları için neredeyse kapatmıştı. Operasyon, bu şirketlerin çıkarlarını güvence altına almak için yapıldı. Plan başarısız oldu ama şirketlerin çıkarları hala tehlikedeydi.

Son yıllarda Sudan çok önemli bir petrol ülkesi olarak öne çıktı. Bütün Afrika'ya açılan ve ABD'ye karşı bir denge oluşturan Çin, Sudan'a 3 milyar dolarlık enerji yatırımı yaptı. Pekin'in enerji ihtiyacının önemli bir kısmını Sudan karşılayacaktı. Ayrıca Güney'den Kızıldeniz'e petrol boru hattı döşeyecekti. Çin ve Asyalı petrol şirketleri Afrika'nın bir çok ülkesinde enerji yatırımlarında kontrolü ele aldı. Ayrıca işbirliği yaptıkları ülkeleri, Batı'nın teknoloji ve ekonomik baskısından kurtarmak için yeniden yapılandırmaya giriştiler. Asya'nın Sudan çıkarmasına ABD, petrol ve doğalgaz zengini Darfur ile cevap verdi. BM'yi de yanına alarak Darfur'a insani müdahale projesi başlattı. Çünkü Darfur da bir başka enerji kaynağı olarak öne çıkıyordu. Çin, BM'nin Darfur ve Sudan kararlarını veto edeceğini açıkladı. Sudan'a, Çin'le işbirliğinin bedelini Darfur'la ödetiyorlardı. Şimdi Somali ile ödetiyorlar.

Somali, tıpkı Yemen gibi, enerji güvenliği için kritik bir ülke. Başkalarının kontrolüne geçerse ABD'nin Afrika-Ortadoğu bağlantısı çökecek. 11 Eylül'den bu yana Afrika Boynuzu'nu askeri muhasara altına alan ABD ve müttefikleri, El Kaide ve terörle mücadele adı altında Kızıldeniz'i adeta işgal etti. ABD'nin Afganistan'ı işgal gerekçesi neyse, Yemen'i kontrol altında tutma gerekçesi neyse, Somali'yi kontrol etme gerekçesi de o.

Somali petrol zengini bir ülke değil. Bilinen rezervi 200 milyar metreküp doğal gaz. Ama ülkenin çok zengin petrol ve doğalgaz kaynakları barındırdığı, hem Ortadoğu petrollerinin geçiş yolu üzerinde bulunması hem de kendi zenginlikleri nedeniyle ABD için yeni bir fırsat oluşturduğu biliniyor. Conoco, Amaco, Chevron, Phllips gibi ABD petrol şirketleri ülkenin bir an önce kontrol altına alınmasını ve sondajların başlamasını istiyodu. Bunun sonucu olar ABD ülkedeki savaş ağalarını hem askeri hem de finansal olarak desteklemeye başladı. George Soros'un kurduğu "Uluslararası Kriz Grubu" da sahnede yerini aldı.

1993'teki operasyon bir başka şekliyle tekrar başlatıldı, şirketlerin önü açılacaktı. Örtülü operasyonlar sonucu iç çatışma yeniden patlak verdi. Bu, büyük enerji savaşının ve jeopolitik oyunun yeni bir cephesiydi. Ama hesap yine tutmadı. ABD karşıtı güçler kazandı. 4 aydır süren çatışmalar sonrası başkenti ele geçirdi. ABD'nin Somali'de ikinci hezimetiydi bu. Ama altı ay geçmedi. ABD bu sefer Etiyopya üzerinden saldırıya geçti. Denizden de Somali'yi abluka altına aldı. 2001 yılından beri bu savaşa hazırlanıyorlardı. Petrol şirketlerinin önünü açmak için. Şimdi başladılar. Savaş bütün Doğu Afrika'ya yayılabilir. Kızıldeniz'i kontrol etmek için bütün bölge ateşe atılabilir.

Tereddüdü olanlar için bir not daha: ABD'nin Irak ordularını komuta eden General John Abizaid, bu ay Etiyopya'daydı. Birkaç gün sonra Etiyopya ordusu ABD ile birlikte saldırıya geçti. Ne ilginç değil mi? Tam da Çin Devlet Başkanı Hu Jintao'nun Kenya, Sudan ve Etiyopya'ya gidip enerji anlaşmaları yapmasından sonra. Yeni bir Afganistan, yeni bir Irak, yeni bir Lübnan'ımız oldu. Devlerin savaşı ile kana bulanan beşinci Müslüman ülke olan Somali, size uzak olabilir ama ABD ve Çin'e çok yakın…



Bu yazı 660 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 20 Nisan 2012 Türk-Kürt-Sünni..
    • 30 Mart 2012 Suriye satrancı, İsrail'e askeri üs
    • 16 Şubat 2012 En tehlikeli ihtimal: Ya savaş tersine dönerse!
    • 10 Şubat 2012 Hesaplaşma: Kim kimi tasfiye edecek?
    • 2 Aralık 2011 Bitti Esad, gerçekten bitti..
    • 18 Kasım 2011 Artık, Suriye ile savaş halindeyiz!
    • 9 Eylül 2011 Evet, Tahrir'de konuş! Tarihi değiştir! De ki...
    • 18 Ağustos 2011 İran-Suriye ve PKK: O 'kart' yine masada..
    • 10 Ağustos 2011 Altı saat ne konuştular?
    • 27 Temmuz 2011 Ölüm koalisyonu Haçlı savaşçıları..
    • 22 Temmuz 2011 Avrupa Birliği parçalanıyor..
    • 29 Nisan 2011 Cuma, öfke, kan...
    • 10 Şubat 2011 Barış beklerken savaş gelmesin!
    • 31 Aralık 2010 Bir casusa bu kadar para veriliyor mu!
    • 29 Aralık 2010 İki not ve bir kirli ittifak!
    • 24 Eylül 2010 İsrail-PKK bağlantısı bu işi bozabilir mi?
    • 3 Şubat 2010 Bu toplantı hiç de hayra alamet değil!
    • 17 Aralık 2009 İran-Suudi savaşına doğru mu gidiyoruz?
    • 8 Aralık 2009 Reşadiye'den kim ne mesaj veriyor?
    • 28 Ekim 2009 Birileri tarih yapıyor, bunu kimler yazacak?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,562 µs