En Sıcak Konular

Ertuğrul Özkök


Ertuğrul Özkök
0 0 0000

Tuhaf bir ihanet hikayesi



5 Aralık 2004 akşamı, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen 6 kişi, Cenevre’de bir otel lobisinde buluştu.

Bunlardan biri, North Caroline Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Bart D. Ehrman’dı.

Ehrman bir gün önce Chapel Hill’deki üniversitesinde, Hıristiyanlığın ilk dönemlerine ait iki konferans vermiş, oradan Cenevre’ye uçmuştu.

* * *

Otele girdiğinde öteki 5 kişi kendisini bekliyordu.

Valizlerini bile açmadan bu beş kişiyle birlikte camları siyah van tipi arabaya binip hareket ettiler.

Soğuk bir gündü.

Cenevre Gölü’nün kenarındaki Nyon Kasabası’na gidiyorlardı.

Gruptaki öteki kişiler ise şunlardı:

Araştırmacı gazeteci Herb Krosney, Gateway Kompütür şirketinin yatırım programları başkanı John Heubusch, Karbon 14 testi konusunda dünyanın önde gelen uzmanlarından Arizonalı A.J. Timothy Jull, Münster Üniversitesi’nin Koptoloji Uzmanı Stephen Emmel.

Grubun altıncı kişisi ise National Geographic Dergisi’nin Başkan Yardımcısı Terry Garcia’ydı.

* * *

Van tipi araç, göl kenarındaki küçük binanın önünde durdu.

İçindekiler, iki katlı binanın ikinci katında geniş bir salona alındılar.

Sonra beşinin önüne birer káğıt kondu.

Káğıtta şunlar yazıyordu:

"Bugün burada göreceğimiz ve konuşacağımız şeyleri kimseyle, özellikle de basınla paylaşmayacağız."

Her birinden bu káğıdın altını imzalamaları istendi.

Kendilerini o binada bir araya getiren National Geographic Dergisi’nin Başkan Yardımcısı, káğıtları topladıktan sonra salonda bulunan iki kadına seslendi:

"Artık getirebilirsiniz..."

Salondaki kadınlardan biri Yunan asıllı bir antikacıydı.

İçeri gidip elinde, pleksiglasa benzeyen şeffaf koruyucular içine yerleştirilmiş bazı belgelerle döndü ve onları masanın üzerine koydu.

* * *

Şeffaf koruyucuların içinde hayli yıpranmış papirüs káğıtlar vardı.

Herkes masanın üzerindeki belgelere bakarken, salonun kapısı açıldı ve bir adam onlara doğru ilerlemeye başladı.

Gelen, Rodolphe Kasser’di.

Kasser, dünyanın önde gelen iki Koptoloji uzmanından biriydi.

Önlerindeki 62 sayfadan oluşan papirüs yazmalar, 1970’li yılların sonunda Mısır’da bulunmuştu.

Yunanlı antikacı bunu 2001’de almıştı.

20 yıla yakın süre boyunca belgelerin başından çok ilginç olaylar geçmişti.

Bulan kişi, bunu Mısırlı bir antikacıya satmıştı.

O da bunları New York’ta bir bankanın kasasına koymuş, belgeler orada 20 yıla yakın süre kalmıştı.

O arada banka el değiştirmiş, kasalar değişmişti.

* * *

Sahibi 2000 yılında almaya gittiğinde, belgeler New York’un nemli havasından etkilenmiş, bazı sayfalar artık elle tutulamaz hale gelmişti.

National Geographic’in Başkan Yardımcısı bunları anlattıktan sonra davet ettiği gruba döndü ve şunu söyledi:

"Sizden bu metinleri çözmenizi istiyoruz..."

Papirüs üzerindeki metinler Kıpti dilinde yazılmıştı ve dünyanın en tanınmış iki Kıpti dili uzmanı o salondaydı.

Gruptakiler merakla papirüs káğıtlara baktılar ve içlerinden biri başını kaldırarak sordu:

"Nedir bu belgeler?"

Kısa bir sessizlik oldu ve National Geographic’in Başkan Yardımcısı Terry Garcia, hafif öne eğilerek sakin bir sesle konuştu:

"Yahuda İskaryot’un kayıp İncil’i..."

* * *

Altı davetli neredeyse aynı anda, aynı hayret ifadesiyle birbirine baktı.

Önlerinde Yahuda İskaryot’a ait olduğu söylenen belgeler duruyordu.

Yani çarmıha gerilmesinden bir gece önce, Son Yemek’te Hazreti İsa’yı Romalılara ihbar eden havari.

Hain Yahuda’nın kendi hakikatleri.

İsa’ya ihanet etmediğini, tam aksine onu Mesih haline getiren yolu açtığını iddia eden sonuncu havari.

5 Aralık 2004 akşamı Cenevre’de işte böyle tuhaf bir olay yaşandı.

(*) Bu bilgileri, Barth D. Ehrman’ın bu yıl yayınlanan "The Lost Gospel of Judas Iscariot", (Oxford University Press) adlı kitabından aldım.



Bu yazı 970 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 10 Ocak 2011 İslam’ın samimi sesi bu mektupta
    • 23 Eylül 2010 Hayır Ahmet, babanı sen öldürttün!
    • 2 Temmuz 2010 Halk avukatları silkeliyor
    • 1 Haziran 2010 Size sesleniyorum İsrailli dostlarım
    • 15 Mayıs 2010 O kitabı yeniden yayınlamak isterdim
    • 11 Şubat 2010 Postmodern faili meçhuller
    • 7 Ocak 2010 Eyvah, yine dil zaptiyeliği mi
    • 5 Ocak 2010 Önümüzdeki dönem yükselecek yazarlar
    • 3 Ocak 2010 Genel yayın yönetmeni nasıl gider
    • 9 Aralık 2009 Herkesin iki oy hakkı olmalı
    • 25 Kasım 2009 Ergenekon sanığı ile ortak hisler
    • 12 Kasım 2009 Bu da benim ilerleme raporum
    • 14 Ekim 2009 Kimse bana şunu sormadı
    • 1 Ekim 2009 Jurnalci gazetecilere yazıyorum
    • 16 Eylül 2009 Provokatör veya yoldaş
    • 11 Eylül 2009 Gazetecinin felaketi
    • 27 Ağustos 2009 Ben, gazeteci Ertuğrul Özkök
    • 28 Temmuz 2009 Cesur Türkler, cesur Kürtler
    • 16 Temmuz 2009 Manşet yapmamak doğru muydu
    • 8 Temmuz 2009 Kavgayı bitirmek için plan

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,452 µs