En Sıcak Konular

Serdar Turgut


Serdar Turgut
0 0 0000

Yakın ve yaklaşan tehlike



Ben hedefi tutturarak sulama yapılan bir bahçenin yanından geçerken kendini tutamayıp ağlayan vatandaşlar da gördüm

Bence Türkiye'nin en büyük sorunu ekonomik kriz tehlikesi, laiklik karşıtı bir rejim kurulması ihtimali, terör filan değildir. Bence Türkiye'nin en büyük sorunu otomatik sulama sistemlerinin bir türlü sulamaları gereken alanı değil, burası dışında her yeri sulamasıdır. Bu büyük sorundur; çünkü diğer saydığım sorunlardan hiçbiri insanı durup dururken hiç beklemediği anda baştan aşağıya ıslatmaz.

Diyelim ki; bir park kenarında sakin yürüyüş yapıyorsunuz. Bahçıvan geliyor aniden ve otomatik sulama sistemini açmaya hazırlanıyor. Bunu gördüğünüz an oradan hemen kaçmalısınız. Çünkü o sisteme Türk'ün eli değmiş olduğundan suyun bahçeye değil direkt olarak sizin yürüdüğünüz yere geleceğine emin olabilirsiniz. Üstelik bu yanlışlık Türk halkı tarafından da benimsenmiş durumda. Artık aklı başında hiçbir vatandaş sulama sistemlerinin parkı, bahçeyi sulamasını beklemiyor. Bu sistemin aslında insanları sulamak için yapıldığını herkes kanıksamış. Ben bir kere yurtdışındayken, park kenarında durmuş, çimenlerin sistemle sulanmasını hayranlıkla seyreden çift gördüm. Onlar bunu hayatta ilk kez görmüşler ve hedefin bir kez olsun tutturulmasına hayran olmuşlar, üstüne üstlük nasıl olup da kendilerinin de ıslanmadığına şaşırmışlardı. Ben hedefi tutturarak sulama yapılan bir bahçenin yanından geçerken kendini tutamayıp ağlayan vatandaşlar da gördüm.

Genel bir sarsaklığımız mı var yoksa sistem analizi yapmayı mı beceremiyoruz tam bilemiyorum... Otomatik sulama sistemleri Türkiye'de ya arka tarafı suluyor ya da gerektiğinden uzağı suluyor. Ben Bodrum'da her gün hiç durmadan bahçeyi tutturamayıp denizi sulayan yer de bilirim. Kimse çıkıp da denizi sulamanın temelde anlamsız olduğuna işaret etmez oralarda. Saçmalığı görseler de konuşmaya üşendikleri için hataya işaret etmezler. Aslında hatanın düzeltilmemesi de isabetlidir çünkü denizin sulanmasından vazgeçildiği takdirde sulamanın arkadaki yola yapılacağı, ya betonun ya da insanların sulanacağı kesindir.

Gündelik yaşamdan yaptığımız bu gözlemden yola çıkarak Türklerin hedef tutturamamasının olası sonuçları üzerine düşünebiliriz. Örneğin; bildiğim kadarıyla yakında uzaya bir astronot göndermeyi planlıyoruz. Bu astronotun Ay'a gönderilmesi hedeflendiğinde onun Plüton gezegenine gideceği veya astronotun gerisin geriye direkt Dünya'ya düşeceği de kesindir. Bu ikincisi daha büyük olasılıktır. Çünkü dediğim gibi, Türkiye'de otomatik sulama sistemleri, önlerini değil arkalarını sularlar yani geriye gitme eğilimi memlekete hakimdir. Bu sulama sistemlerinin sunduğu tehlikeler sadece sizi sırılsıklam hale getirmeyle kısıtlı değildir. Örneğin; ben öyle yerler biliyorum ki, bu sistemin sulaması sonucunda taştan yolların arası su ile dolar ve siz tam 'ohh sulama da bitti, artık tehlike yokken rahatlıkla yürüyebilirim' deyip sulama sistemlerini doğru çalıştırabilen bir ülkede yaşamayı hayal edip yürürken, ayağınızı bastığınız taş yerinden oynar ve bu sefer de çamurlu yol pantolonunuza saldırır.

Gördüğünüz gibi bu ülkede heyecan hiç bitmiyor...



Bu yazı 893 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 20 Nisan 2009 Cemaat ile TSK diyaloğa girmeli
    • 22 Aralık 2008 Erdoğan’ın kızının resmini görünce utandım
    • 11 Aralık 2008 Modernizmin ölümü ve anlamsızlık
    • 11 Kasım 2008 Fehmi Koru’nun yazısının şifreleri
    • 3 Kasım 2008 Acımasız düzen
    • 31 Ekim 2008 Medya Faşizmi nedir?
    • 28 Ekim 2008 THY’nin devrimci kararı
    • 24 Ekim 2008 Krizi fırsata çevirmek
    • 22 Ekim 2008 Kriz komplo olabilir mi?
    • 2 Ekim 2008 New York şehrinin kapanması
    • 16 Eylül 2008 Doğan’ın büyük kötülüğü
    • 17 Ağustos 2008 Medya da temizlenecek
    • 7 Ağustos 2008 Taşlar yerine böyle oturur
    • 27 Temmuz 2008 Faili meçhul hayatım
    • 17 Haziran 2008 Derin devlet gurusu
    • 23 Mayıs 2008 S-muhtıra
    • 1 Mart 2008 ABD’ye nanik yapılmaz
    • 29 Şubat 2008 Bölgenin ‘Büyük Abi’si
    • 9 Şubat 2008 Fakirlik ebedi oldu
    • 15 Ocak 2008 Enerji güvenliğinde stratejik ortaklık

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,474 µs