0 0 0000

İttifuck 

Türkiye’de Avrupa Birliği’ne girmek istemeyen akıllı uslu adamlar da var, dallamalar da var.

Akıllı adamlar kendilerince gerçekçi ama çok da karamsar gerekçelerini sıralıyorlar: Kıbrıs’ı elden çıkarsak bile bizi almayacaklar, sonra sıra Kürdistan’a gelecek, oradan Ermenistan’a uzanacak, üstelik eşit şartlarda üyelik asla mümkün olamayacak, eninde sonunda pazarlığı bir çeşit “imtiyazlı ortaklık” çözümüne yatıracaklar, zaten serbest dolaşım asla sözkonusu değil, bunu kabul ettiğimizi de daha başından belirttik, ayrıca bizde ekonomi geri, gelir düşük, köylü kalabalığı çok yoğun, bürokrasi direniyor, ayrıcalıklarını bırakmak istemiyor, din farkı var, yüzyıllara dayalı düşmanlık hissi var, falan filan.

Dallamalar da “başka bir ittifak” istiyorlar.

Artık aramızda olmayan, son yıllarını beyninde damar sertliği hastalığıyla geçirmiş “egzantrik” bir yazarın ortaya attığı bu fikir bazı “ulusalcı” çevrelerde pek tuttu: Avrupa Birliği’ne sırt çevirelim, onun yerine Rusya’yla, Hindistan’la, Çin’le ittifak kuralım.

Neden? Bunlar eskiden mazlum milletlermiş bizim gibi, şimdi yırtmışlar. Onlara yanaşırsak biz de yırtarmışız.

Üstelik bunların “Batı’ya karşı” oldukları da varsayılıyor. Eh, biz de emperyalizme karşı kurtuluş savaşı vermiş adamlarız ya...

Ulusalcı geçinenler ittifak kurmadan yapamıyorlar! “Yedi düvele karşı tek başına” teranesini pek severler ama uygulanamıyor. Azıcık sıksalar, kurtuluş savaşımızda Sovyet Rusya’dan altın, Fransa’dan silah aldığımızı da kabul edecekler...

Hiçbir ulusalcı, “Putin’i en çok rahatsız eden konu olan ‘Çeçen bağımsızlığını’ destekleyerek Putin’le nasıl müttefik olacaksınız?” sorusuna yanıt veremiyor.

Peki Çin’le nasıl ittifak kuracaksınız? Herhalde bu askeri düzeyde olmayacak, aradaki binlerce kilometre uzaklığı düşünürsek, askeri ittifak ancak “uzun menzilli füzelerle nükleer şemsiye kurmak” şeklinde gerçekleşebilir, onlardan sizde de varsa...

Bütün dünyayı ucuz mala boğarak dünya ekonomisini allak bullak eden Çin, size “kıyak” olsun diye pahalı mal mı verecek, yoksa iyice fiyat kırıp zaten kör topal giden sanayimizi büsbütün mü sıkıntıya sokacak?

Komünist bir ülkeyle ittifak kurmaya utanmayacak mısınız?

Yoksa, sosyaldemokrat geçinen birtakım başka dallamaların yaptıkları gibi, komünist görüntüsü altında işçiyi inim inim inleten Çin faşizminin “ölü eşek ücretine eşek gibi çalışma” koşullarını getirip burada uygulamaya mı kalkacaksınız?

Hindistan’la ittifakınız nasıl olacak peki? Onun can düşmanı, kadim dostumuz, bizi seven tek ülke olan Pakistan’ı mı küstüreceksiniz?

Ne alacaksınız Hindistan’dan, keten tohumu mu, doğum kontrol hapı mı?

Acaba bu adı geçen ülkelerde, “Türkiye’yle ittifak yapalım” diyen bir tek politikacı, bir tek bürokrat, bir tek fikir adamı, bir tek yazar, bir tek gazeteci çıkmış mıdır?

Bunun kibarcası “kendi kendine gelin güvey” olmaktır, daha kabaca “otuz bir çekmek” de derler halk arasında...

Kusura bakmayın ama bu, birtakım psikopatların “komünizmden ve Moskova boyunduruğundan daha yeni kurtulmuş olan Türk devletlerini bu kez Ankara’ya bağlayıp Komünist Turan İmparatorluğu kuralım” safsatasına benzedi...

Aha işte, Ankara’dan Tel Aviv’e tayini çıkan ve yakında ülkemizden ayrılacak olan Rus büyükelçisi Pyotr Stegniy de ağzımızın payını verdi. Dedi ki: Türk-Rus ilişkileri, ne sizin için ne de bizim için, Avrupa Birliği’nin alternatifi değildir! Biz ticaretimizin yarısını Avrupa’yla yapıyoruz, siz daha da fazlasını!

Tercüme edersek, bize “saçmalamayın” demek istiyor.
 

Bu yazı 755 defa okundu.