En Sıcak Konular

Mahir Kaynak


Mahir Kaynak
0 0 0000

B planı



Türkiye’nin AB’nin olumsuz tavrına karşı bir B planı olduğu, hatta bunun dışında da seçenekleri bulunduğu ifade ediliyor. Ancak kamuoyu bunların neler olduğunu bilmiyor. Projelerimiz yeni bir AB stratejisi de olabilir birlik dışında bir yol izleyebileceğimiz de düşünülebilir.

Eğer AB üyesi olmazsak bir Ortadoğu ülkesi olarak kalacağımız ve karanlıklara gömüleceğimiz söyleniyordu. AB dışındaki seçeneğimizin medeni ilan ettiğimiz dünyadan kopma olmamasının yolunu da bilmiyoruz.

Soğuk Savaş döneminden beri, ABD ile AB arasında bir fark olduğunu, bunların birbirinin alternatifi olacağını hiç düşünmedik. Zaten ABD de Türkiye’nin AB üyesi olmasını hararetle destekliyordu ve gelişmemizin ancak bu birliğe üye olmamızla mümkün olacağını söylüyordu. Eğer AB üyeliğimiz gerçekleşmezse ABD de bize sıradan bir Ortadoğu ülkesi gibi mi davranacaktı? Batı medeniyet çevresinin dışında mı kalacaktık?

En büyük eksikliğimiz ABD ile AB karşılıklı konumlarını doğru tanımlamamak oldu. ABD içindeki küresel sermayeyi temsil eden güçler bu gücün kontrolünde bir AB oluşturmak istiyordu ve bunun öncülüğünü İngiltere yapıyordu. Oysa Fransa ve Almanya’nın temsil ettiği kanat bağımsız bir güç odağı oluşturma peşindeydi. Bu açıdan bakıldığında biz AB’ne girme değil onu küresel sermayenin istediği yönde oluşturmak istiyorduk. Bize yönelik olumsuz tavrın Kıbrıs ile ilgisi yok.

Bugünkü durumu şöyle özetlemek mümkün: Fransa ve Almanya bugün izlediğimiz AB’ne biçim verme politikamız sürdüğü sürece bizi içine almayacaktır. Bu onlar için bir fedakarlıktır ve Türkiye üzerinden Ortadoğu’ya uzanmak, İslam dünyasının, en azından bir bölümüyle, iyi ilişkiler kurmak şansından feragat ediyor. Bu büyük bir kayıptır ama birliği tamamen kendi dışlarındaki bir güce teslim etmek yerine güdük kalmasına razı olmayı göze alıyorlar. Türkiye’deki gelişmeleri izleyecekler ve AB’nin diğerlerinden farklı bir güç olmasını isteyecek bir iktidar gelirse onunla işbirliğine girecekler yoksa ayrı kalmaya razı olacaklar.

Bu durumda iki alternatif söz konusudur: Ya AB küresel sermayenin kontrolüne girecek ve bize karşı olumsuz tavrı ortadan kalkacaktır ya da Türkiye AB’nin merkezi kanadının politikasına uyumlu hale gelecektir.

B planı Türkiye’nin AB dışında kalması ama İngiltere ve onun izinden gidenlerle birlikte hareket etmesi ve ABD’ni bu durumu kabule ikna etmesidir.

ABD’nin böyle bir çözüme razı olması kolay değil. Bu gerçekleşirse Alman-Fransız eksenin Rusya’ya yaklaşması ve Doğu Avrupa ve Balkanlar’ın bu bloğun kontrolüne geçmesi söz konusu olur. ABD’nin yeni dünya dengesini Rusya-ABD ekseninde kurması mümkün olmaz ve bir çatışma dönemine girilir.

Sözün özü şudur: Türkiye’nin yeri ve geleceği kolayca belirlenemez ve büyük çatışmalara neden olabilir. İktidar olanlar ve iktidara talip olanlar yasalara güvenerek hareket edemezler ve istikrarlı bir ortamın kurallarına güvenemezler.



Bu yazı 983 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 5 Ağustos 2012 Yeni değil
    • 1 Temmuz 2012 Dünden bugüne
    • 13 Mayıs 2012 Yönlendirme
    • 14 Nisan 2012 28 Şubat
    • 8 Nisan 2012 Dış güçlerin rolü
    • 25 Mart 2012 Kürt sorunu
    • 11 Mart 2012 İstihbarat operasyonu
    • 4 Mart 2012 Zayıf yanımız
    • 19 Şubat 2012 Ekonomik kriz
    • 12 Şubat 2012 Suriye’de neler oluyor?
    • 29 Ocak 2012 Görüntü ve gerçek
    • 1 Ocak 2012 Siyaset ne işe yarar?
    • 25 Aralık 2011 Kim seçilecek?
    • 23 Ekim 2011 Ekonominin geleceği
    • 16 Ekim 2011 Ülkenin gücü
    • 17 Temmuz 2011 Karşı tarafın rolü
    • 10 Temmuz 2011 Yeni Osmanlıcılık
    • 25 Haziran 2011 Bakış açısı
    • 19 Haziran 2011 Değişen muhalefet
    • 11 Haziran 2011 Darbeyle hesaplaşmak

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,027 µs