Bilgi insanı güçlendirir. İnsan ne kadar çok bilgi sahibi olursa, o kadar özgürleşir, geleceği ile ilgili kararları kendisi verebilir.
Günümüzde bilginin en önemli kaynağı medyadır.
Yazılı basın, televizyon, internet, cep telefonu gibi araçlar bize sürekli bilgi sağlar.
Ama gelen bilgi kadar bu bilginin niteliği de önemlidir.
Günümüzde platform içeriği belirleyen çok önemli bir araçtır. Bu platforma kimin sahip olduğu, neyi nasıl ilettiği ve bu platformlarda kimin çıkarının savunulduğu özgür bireyler ve sağlıklı demokratik bir toplum için sorulması gereken kritik sorulardır.
Amerika'da medya sahipliğinin belirli ellerde toplanmış olması, Irak Savaşı'nın yeterince ve sağlıklı olarak tartışılması önlemiştir.
Irak'tan Amerikan kamuoyuna aktarılan görüntülerde hep temiz, akıllı bombalar vasıtasıyla yürütülen bir savaş anlatılmıştır.
Eğer Amerikan halkı savaşla ilgili gerçek görüntülere sahip olabilse Irak'taki maceraya ilk başta daha şiddetle karşı çıkabilirdi diye düşünüyorum.
Çünkü Amerikan medyasını Murdoch, General Electric, Time Warner, Disney, Viacom ve Bertelsmann'dan oluşan küçük bir grup yönetiyor ve yönlendiriyor.
Haber ve yorumlarda bu şirketlerin görüşleri dışına çıkılmıyor.
Bu nedenle İsrail işgaline karşı çıkan Filistinliler terörist, İsrail'in tanklarla Filistinli aileleri toptan yok etmesi üzücü bir kaza olarak niteleniyor.
Bunları niye yazıyorum?
Çünkü şu anda zaten çok sağlıklı bir yapısı olmayan medya sahipliği için tehlikeli bir dönemin önü açılıyor ülkemizde.
Kendine "muhafazakâr demokrat" diyen iktidar, ne muhafazakârlığa ne de demokratlığa yakışacak bir tutum izliyor bu konuda.
TGRT'nin Murdoch'a satışı yasalar ayaklar altına alınarak onaylanabiliyor. Çünkü herkes ortada bir hile olduğunu biliyor.
Veya varoluş felsefesi olarak Amerikan hegemonyasının ve İsrail devletinin varlığının sürdürülmesini kendine ilke edinmiş Axel Springer'in Doğan TV'nin yüzde 25'ini alması, üstelik yasalar yine ayaklar altına alınarak, "iyi bir şey" diye sunulabiliyor.
Temel felsefesini, Suudi Arabistan rejimiyle Hamas'ın Filistin'de hâkimiyet sağlaması olarak açıklayan bir medya grubu Türkiye'ye girmeye kalksa ne kıyamet kopardı düşünebiliyor musunuz?
Veya benzer bir grup İsrail'e adım atabilir miydi?
Ama bizim muhafazakârlarımız da bir tuhaf olduğu için Türkiye'de olabiliyor.
RTÜK, bu alışverişleri kendisini ilgilendirmeyen bir konu olarak izliyor. Kabine ve Meclis, Kıbrıs önerisindeki kadar bilgilendiriliyor ve katar yoluna devam ediyor.
Sonra ne oluyor, Axel Springer ile masaya oturan grubun en büyük gazetesi, İsrail'in 18 Filistinli kadın ve çocuğu öldürmesini haber olarak niteleyip birinci sayfasına taşımıyor.
Unutmayın, medyada kimin neye sahip olduğu çok önemlidir. İnsana, neye inanacağını onlar anlatır çünkü.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle