En Sıcak Konular

'Soygunu gören adam'

30 Kasım 2008 19:49 tsi
'Soygunu gören adam' Mehmet Altan, "elindeki silahla banka soyanlardan söz etmiyorum" dediği yazısında, 28 Şubat sürecinde 50 milyar doların "buharlaştığına" dikkat çekti. Altan'ın yazısına başlık olan kişi ise...

Mehmet Altan/Star

‘Soygunu gören adam’ 

Banka nasıl soyulur?

Elindeki silahla veznedara yaklaşan maskeli haydutlardan söz etmiyorum...

28 Şubat sürecinde elli milyar doları buharlaştıran zevatın soygunundan söz ediyorum...

Banka nasıl soyulur?’ sorusunu... ‘Soygunu gören adama’ sormalı...

* * *

Sormuşlar...

O da yanıtlamış:

‘Mesela bizim en çok uğraştığımız ve en başarılı olduğumuz taraf, büyük bankacılık krizinin ana aktörleri olan banka sahipleri ve yöneticileri.

Bu aktörler ile ilgili gerekli ve iyi operasyonlar yaptık.

Ama bu bir suçsa, bu bir kriminal durumsa ve aynı zamanda finansal bir suçsa, bunun tek başına işlenmediğini hepimiz biliyoruz.

Bu suçun diğer ortakları, diğer katılımcıları -ki bunların içinde politikacılar var.

Bunların içinde genel bürokratik mekanizmalar, bunların içinde sektörün düzenleyici kuruluşları var.

Bunların içinde sivil toplum kuruluşları var, medya var- bunlarla hesaplaşamamanın getirdiği bir eksiklik hissi de duyuyorum.

Bunların içinde en çok bu eksiklik hissini bana yaşatan işin, politik ve bürokratik ayağının, tüm bu hesaplaşmada eksik kalması büyük eksiklik.

Bunun tabiî ki birtakım yasal sebepleri var.

Yani bu bankacılık suçu, bir tek taraflı, sadece bankacının işleyebileceği suç değil. Bu suç mutlaka suç ortaklığı ile işlenebilir.’

* * *

Örgütlü ve çok bacaklı bir soygun mekanizmasıyla...

Soygunun ortağı ‘politik ve bürokratik’ ayakla neden hesaplaşılamaz?

Bunu önleyen nedir?

Soruya ‘soygunu gören adam’ şöyle cevap veriyor:

‘.... Denetim mekanizması Türkiye’de maalesef küçük küçük hataları çok şiddetli cezalandırmakta ama büyük yolsuzlukları yakalayamamak gibi bir özelliğe sahip.

Türkiye bir denetim organları cenneti adeta.

Ama Türkiye yıllardan beridir çok şiddetli yolsuzlukların, hırsızlıkların, kural dışı davranışların da çok yoğun olduğu bir ülke.

Bu birbiriyle bağdaşmayan bir tablo, bir resim...’

* * *

Sadece bu mu?

Hayır...

‘Soygunu gören adam’ yanıtlamaya devam ediyor:

‘Bizim yaptığımız işe sadece bir tahsilát işi olarak bakılamaz. Uzan örneğinde mesela karşımızda bir suç şebekesi vardı. Her türlü yıldırma taktiğiyle üzerimize saldıran bir çeşit örgüt. Savaş koşullarında çalıştık ve biz bu savaşta yapayalnız bırakıldık.

... Ne emniyet ne istihbarat ne Maliye ne de Adalet Bakanlığı, hiçbirinden en küçük bir bilgi desteği görmedik...

Tamam, yasal düzenlemeyi yaparak hükümet bize gerekli yetkiyi verdi fakat ilgili kamu kurumlarının hiçbirinden bir gün olsun bir bilgi desteği olmadı.

Karşınızda bir suç şebekesi varsa onun attığı her adıma dair bilgi sahibi olmanız gerekir.

Herkes ‘devletin milyarlarca doları nereye gitti’ diye soruyor haklı olarak. Ben de soruyorum. ‘Bu paralar ne zaman, nerelere transfer edildi’ diye. Fakat kimseden ses yok.’

* * *

‘Soygunu gören adam’ kim?

TMSF Başkanı Ahmet Ertürk...

TMSF ne yapar?

Soyguna uğramış bankalarda buhar olmuş paraları millet adına tahsil eder...

28 Şubat dönemindeki o soygunla elli milyar dolar uçtu gitti...

Ahmet Ertürk olağanüstü bir performansla bunun yarısından fazlasını tahsil etti...

* * *

Masamın üstündeki ‘Soygunu gören adam Ahmet Ertürk konuşuyor’ adlı Şehir Yayınları’ndan çıkan bu yeni kitapta toplum olarak uğradığımız bu soygun ve tahsilát sürecini anlatıyor...

Kitabı derleyen Yusuf Adıgüzel’in sunuş yazısı şöyle başlıyor:

‘29 Ocak tarihinden bu tarafa Türkiye, cesaretle ‘kral çıplak’ diyebilen bir bürokratı izliyor.

Yıllarca bankacı, siyasetçi, bürokrat triosunun tuluatını öfkeyle, iç geçirerek izleyen Türk kamuoyu, nihayet karanlığa mum yakan, söylemek yerine icraat yapan, durumu idare etmek yerine, devlete hizmetin cezasız kalamayacağını bile bile inisiyatif alarak, kararlılıkla ilerleyen bir bürokratla karşılaştı: Ahmet Ertürk’...

Giriş paragrafındaki ‘devlete hizmetin cezasız kalamayacağını bile bile...’ vurgusuna takıldım...

Gerçekten böyle mi?

* * *

Maalesef gerçekten galiba böyle...

Muhtemelen yaşayıp gördüklerinin ufunetiyle minik bir serzenişte bulunan Ahmet Ertürk’e, iktidar partisi nezaketsiz bir üslupla aşırı bir tepki gösterdi.

Şaşırmıştım...

‘Soygunu gören adam’ kitabını okuyunca bu garip tepkiye bir kez daha şaşırdım...

Çünkü...

Ahmet Ertürk gibi soyguna kılıç sallamış ve hala da sallamaya devam eden bir bürokratla itişir hale gelmek ‘hayırlara vesile’ olamaz...



Bu haber 1,219 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,892 µs