En Sıcak Konular

Başbakan: 'Biz bu çalımları yemeyiz!'

29 Kasım 2008 20:04 tsi
Başbakan: 'Biz bu çalımları yemeyiz!' Erdoğan, son dönelemlerde söyleminin değiştiğine dair çıkan haberlere tepki göstererek, '3 Kasım öncesinde, 28 Mart öncesinde, 22 Temmuz öncesinde hangi dili, hangi söylemi kullandıysak bugün de aynı söylemi kullanıyoruz. Belki bir fark var, artık büyük

Başbakan Recep Tayip Erdoğan, AKP 13. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında milletvekillerine ve partilileri hitap etti. Yaklaşık 2 saat süren uzun konuşmasında Erdoğan birçok konuda önemli mesajlar verdi, kendisine ve partisine yönelik eleştirilere yanıt verdi. Hemen her konuda konuşan Erdoğan, konuşması uzayınca canlı yayın yapan televizyonlara seslenerek yayını kesmemelerini istedi. Ancak, Erdoğan'ın konuşmasının tamamını sadece TV 24 ile Ülke TV verdi.

Toplantının hayırlı geçmesini dileyen Erdoğan, "Bizler AK Parti ailesi olarak her fırsatta bir araya geliyor durum değerlendirmesi ve özeleştiri yapıyor, heyecanımızı tazeliyoruz. Konuşmaktan, diyalogdan, tartışmaktan asla kaçınmıyor ve her fırsatta aynaya bakıyor kendi muhasebemizi yapıyoruz" dedi.

Erdoğan, milletin kendilerine bir emanet verdiğini unutmamaları gerektiğini ve bunun anlamını, kutsallığını biran olsun akıllardan çıkarmadıklarını kaydederek, "Emanetin asıl sahibi aziz milletimizdir. Bizim şahsi bir hırsımız yok, bizim tamahımız yok, bizim kibrimiz yok, koltuk sevdamız, makam mevki takıntımız yok" diye konuştu. AKP'nin gücünün milletle kurduğu bağdan geçtiğini ifade eden Erdoğan, AKP'nin seçimlerdeki başarısını anlatarak bu başarının tarihte çok az partiye nasip olduğunu söyledi.

-"STATÜKOCULUK BİZİM KİTABIMIZDA YER BULAMAZ"-

"Statükoculuk bizim kitabımızda yer bulamaz" diye konuşan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Yolsuzluk bizim aramızda yer bulamaz, yasakçı anlayışlar yer bulamaz. "3Y' dedik. Yolsuzluk, yoksulluk, yasaklarla mücadele diyerek yola çıktık. AK Parti'yi hiç kimse yanlış yerde konumlandırmasın, farklı bir elbise biçmeye kalkmasın. AK Parti ve onun mensuplarını başkalarına benzetmeye gayret etmesin. Hiç kimse zihnindeki dar kalıplarla AK Parti'ye kendine göre sınırlar çizmeye yeltenmesin. AK Parti'nin yolu hukuk, demokrasi, adalet, kalkınma yoludur, milletin yoludur."

-"BU MİLLET OYUNU KÖMÜRE SATMAYACAK KADAR ONURLU"-

Erdoğan, iktidarları dönemindeki icraatlarını da anlatarak, kendisi ve partisi hakkında son dönemlerde yapılan analizleri de şu sözlerle değerlendirdi:

"Kimse AK Parti'yi olduğundan farklı göstermeye çalışmasın. Bakıyorsunuz akla hayale gelmedik analizlerle, siyaseti bilmeyen, anlamayan, halkın arasına karışmayanların yaptığı analizlere Türkiye'yi mahkum etmek istiyorlar. Bize "çok kızgın' diyorlar. Hayır, ben gerçekleri anlatıyorum. İşinize gelmediği için böyle bir yaftalama yapıyorsunuz. Benim milletim bu analizleri benim milletim yutmuyor ve yutmayacak da. AK Parti'yi bu yanlış analizlerle izah etmeye, milletten gördüğü teveccühü farklı bir şekilde aldatmaya çalışıyorlar. Sanki ellerinde bir röntgen cihazı var, beyinlerimizin arkasındakini görmeye çalışıyorlar bir de görüyorlarmış gibi kati yorumlar yapıyorlar. AK Parti neden bu kadar oy alıyormuş, neymiş, popülizm yapıyormuş, Kömür dağıtıyormuş, un dağıtıyormuş, yoksulluğu istismar ediyor, her kişiye bir tane cumhuriyet altını veriyor, varoşları istismar ediyormuşuz. Söyledikleri bu. Bundan farklı bir şey duydunuz mu? Milletin zekasını, milletin ferasetini, milletin hakimiyetini, kararını ve tercihini aşağılamaya tahkire kadar götürüyorlar ki "göbeğini kaşıyanlar oy veriyor' diyorlar. "Bu ülkenin zencileri oy veriyor' diyorlar. Ama millet bunları yutmuyor ve elinin tersiyle tokadı atıyor ve sandığa da gömüyor. Bu millet, bir çuval kömüre, bir çuval una oyunu satmayacak kadar onurludur, gururludur."

-NAZIM HİKMET'TEN NECİP FAZIL'A-

Erdoğan, kendi icraatlarını ve muhalefetin eleştirilerini de yanıtladığı konuşmasında Türkiye'de yaşayan 70 milyon kişiye aynı hissiyatla yaklaştıklarını belirterek hiç kimseyi ayrı tutmadıklarını söyledi. "Yaradılanı yaradandan ötürü sevmek" ilkesiyle hareket ettiklerini ifade eden Erdoğan, "Eğer farklı yaradan düşünen varsa onlara diyecek bir şey yok. İsterse başı incik büncük bir Arap olsun, Kürt olsun fark etmez" diye konuştu. Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

"Biz Yunus'un diliyle konuşuyoruz. "Ya olduğun gibi görün ya da göründüğü gibi' ol diyor Hazreti Mevlana. Onun diliyle konuşuyoruz. "Gelin canlar bir olalım' diyor Pir Sultan ABDal, onun diliyle konuşuyoruz. "Bir olalım, iri olalım, diri olalım, gür olalım' diyor Hacı Bektaşi Veli, onun diliyle konuşuyoruz. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' diyor Şeyh Edebali, onun diliyle konuşuyoruz. Aşık Veysel gibi yüreğimizden, gönlümüzden, harçerimizden sesleniyoruz. Yezid nedir? Ne Kızılbaş değimliyim hep bir gardaş, bizi yatar ataş, söndürmektir tek çaresi konuştuğumuz zaman. İşte Nedim'in diliyle, Baki'nin, Fuzuli'nin diliyle, Mehmet Akif'in, Nazım Hikmet'in, Necip Fazıl'ın diliyle konuşuyoruz. Farkımız bu."

-"TÜRKİYE'YE KAYBETTİRENLER HESABINI VERECEK"-

Söylemlerinin değiştiklerini zannedenlerin kendilerini anlayamadıklarını ve kavrayamadıklarını söyleyen Erdoğan, 3 Kasım öncesinde, 28 Mart öncesinde 22 Temmuz öncesinde hangi dili, hangi söylemi kullandıysak bugün de aynı dili, aynı söylemi kullanıyoruz. Belki bir fark var. Bugün artık büyük Türkiye'nin dilini kullanıyoruz" diye konuştu.

Erdoğan kendileri için "Bunların gizli gündemi var, takiyye yapıyorlar" diyenlerin yüzlerinin kızarması gerektiğini söyleyerek 6 yıllık iktidarları döneminde ne olduklarını ortaya koyduklarını söyledi. İsim vermeden AKP hakkında açılan kapatma davasını da sert sözlerle eleştiren Erdoğan, iddianamenin Anayasa Mahkemesi'ne verildiği 14 Mart'tan bu yana Türkiye'nin kaybettiğini belirterek şöyle dedi:

"Ama kaybettirenler tarihe bunun hesabını verecekler. Çünkü ben partimin, tüm partililerimin laiklik karşıtı olduğunu kabul etmiyorum. Bunu söyleyenler bir iftiranın içerisindeler. Asla kabul etmiyorum. Söylediklerinin hiçbir tutarlı yanı yoktur. Bu ülkede başörtülü olanları, örtüneni laiklik karşıtı gösterenler şimdi de ortaya çıksınlar acaba gündemi oluşturan konular üzerine nasıl yaklaşacaklar onu da görelim."

-"226 BİN KONUT BİTİRDİK"-

Erdoğan, altı yılda 334 bin konutun inşaatına başladıklarını, 226 bin konutu tamamladıklarını ve sahiplerine teslim ettiklerini söyleyerek, "500 bin konut hedefine doğru kararlı adımlarla ilerliyoruz. Türkiye'nin hangi iline, hangi ilçesine giderseniz gidin; TOKİ'nin modern konutlarını oralarda görürsünüz. Ne derlerse desinler, dersimizi biz çok çalıştık. Biz iktidar olmadan önce toplu konutta ne yapılacağının tecrübesini, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde KİPTAŞ'la verdik. 17 bin konutla neyin nasıl yapılacağını biz çok iyi biliyoruz. Pratiğini yaparak geldik. Onun için de toplu konuttaki başarı büyük ölçüde muvaffakiyetle gidiyor'' diye konuştu.

-"TÜRKİYE'Yİ ENERJİ KORİDORU HALİNE GETİRDİK"-

Doğal gaz kullanım oranının iktidara geldikleri günden itibaren arttığını ifade eden Erdoğan, "Hani modern olmak, hani medeni olmak? Neredeydiniz? Bizden önceki iktidarlara söylüyorum. Ana muhalefetine, yavru muhalefetine hepsine söylüyorum. Niye yapamadınız siz bunları? Modern bir yaşam, doğal gaz kullanmak benim vatandaşımın hakkı değil mi?" dedi. Bütün illere doğal gazı yaymaya çalıştıklarını belirten Erdoğan, "Uluslararası dev enerji projelerine imza attık. Bakü-Tiflis-Ceyhan transit ham petrol boru hattının inşasını ve Şahdeniz projesini tamamladık. Türkiye'yi dünya ölçeğinde bir enerji koridoru haline getirdik" dedi.

Kara yollarında ve hava yolu taşımacılığında yapılan çalışmalara da değinen Erdoğan, şunları söyledi:

"Dikkat ederseniz ben hep şunu söyledim; Temel atmaya ben gitmeyeceğim. Arkadaşlarım gidecek, ben de açılışını takip edeceğim ve bulunacağım. Bu yeni yaklaşım tarzıdır. Çünkü temel atmak suretiyle oy tahvil etmeyi düşünenler vardı. Ama Türkiye bir temel atıkları mezarına dönüşmüştü. Biz onları tasfiye ettik. Uygulanabilir olanları bitirmeye, halkın hizmetine sokmaya gayret ettik."

-"BİZDE OMURGASIZLIK YOK"-

Erdoğan, Kürt sorunu konusunda söylemlerinin değiştiği haberlerine de 2005 yılında Diyarbakır'da yaptığı konuşmayla yanıt verdi. Konuşmasında, "İlla soruna bir ad koyalım diyorsanız, Kürt sorunu da bu milletin bir parçası, benim sorunumdur. Tüm vatandaşların ortak sorunudur. Her sorunu daha çok demokrasi, daha çok vatandaşlık hukuku ve refah ile çözüyoruz ve çözeceğiz" diye konuştuğunu belirten Erdoğan, "Söylediklerimiz bunlardır. Bugün de aynı noktada duruyoruz. Bunlardan farklı bir şey mi söylüyorum yoksa. Eğer farklı bir şey söylediğimi söylüyorsanız lütfen açıklayın, beni ikaz edin. Her vatandaşımızın sorununu çözmek benim partimin programında var. Biz öyle kalkıp da yoldan geçerken aklımıza geleni konuşmuyoruz. Akşam bize biri sufle etti onu söyleyelim, sabah onunla beraber yola çıkalım. Bizim kitabımızda böyle bir şey yok. Bizim siyaset anlayışımızda böyle bir şey yok. Bu dik durmanın gereği olmaz. Bu omurgasızlığın gereği olur. Bizde omurgasızlık yok" dedi.

-"TAYYİP ERDOĞAN BU MİLLETİN EVLADIDIR"-

Kürt sorununa yaklaşımlarına da değinerek bölgeye yapılan yatırımları anlatan Erdoğan, "Benim Kürt kardeşim Kürtçe şarkı söylediği için takibe uğruyor. TRT'de 24 saat Kürtçe yayına geçiyor. Bu noktalara ulaştık. Bilboardlarda kendi dilinde istediği reklamını yapabiliyor. Dışlayıcı olmadık, asimile edici bir tutum sergilemedik. Terörün tehdidine rağmen, terör yandaşlarının tehdidine rağmen gidiyor tek tek o illeri ziyaret ediyorum" dedi.

"Benim kimlik siyaseti sorunum yok arkadaş, benim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı sorunum var" diyen Erdoğan isim vermeden DTP'yi şöyle eleştirdi:

"Sorduğun zaman Meclis'te diyor ki, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı noktasında, bayrak noktasında bizim de sorunumuz yok, devlet noktasında sorunum yok' diyor. Çık bunu açıkça millete söyle. Niye söyleyemiyorsun? Söyleyemez. Niye? Emir farklı yerden geliyor da onun için. Bunu söyleyen Tayyip Erdoğan'a da bazı mahviller devletçi diyor. Ne demek devletçi Allah aşkına bunu tanımlayın. Tayyip Erdoğan bu milletin evladıdır, bu milletin adına konuşur. Bu milletin adına hizmet sunar ve kurduğu devletin mekanizmalarını da seferber eder, "önce birey, fert sonra devlet' der"

Devletin, milletin hizmetinde olmasını istemeyenlerin olduğunu söyleyen Erdoğan, "Neden oradan nemalanıyorlar da onun için. Mama var mama. Şimdi o mama kayboluyor. Sıkıntı orada" dedi.

-"YAĞMURDA YÜRÜYÜP ISLANMAMAK MÜMKÜN DEĞİL"-

Erdoğan küresel ekonomik krizin bütün ülkeleri az ya da çok etkileneceğini söyleyerek, "yağmurda yürüyüp ıslanmamak mümkün değil" değerlendirmesi ile finans sektörüne sert eleştirilerde bulundu. Bazı sivil toplum örgütlerinin ve köşe yazarlarının "neden reform paketini açıklamıyor?" diye sorduklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, "İlla bunun adı ambalajlı bir paket mi olacak? Biz kurgulamaya başladık bile sen farkında değilsin" dedi.

Erdoğan, IMF ile masada olduklarını söyleyerek, "Ülkemin çıkarlarına olmayacak bir anlaşmaya biz imza atamayız. Bunu IMF başkanına ABD'de söyledim" diye konuştu.

-"ADAY OLAMAYACAKLAR"-

29 Mart 2009'da yapılacak yerel seçimlere de değinen Erdoğan, bazı belediye başkanlarıyla yola devam etmeyecekleri sinyallerini verdi. Erdoğan, milletvekilliği için belirledikleri temel kriterlerin belediye başkanlığı için de geçerli olduğunu söyleyerek, "Belediye başkanlarımızın bu kriterler konusunda daha hassas olmalarını istiyorum" dedi. Kamuoyu araştırmaları ve il teşkilatlarında temayül yoklamaları yaptıklarını kaydeden Erdoğan, kurulan komisyonların 12 Büyükşehir'e giderek temayülleri alacaklarını, en geç Cuma gününe kadar kimlerle yola devam edeceklerini açıklayacaklarını söyledi. Erdoğan, aday gösterilmeyecek belediye başkanlarına da seslenerek, "Dedikodulara fırsat vermemek için böyle bir kararı MYK'da aldık. Bazıları olmayabilir, olmazsa olmaz. AK Parti'nin ideallerine inanmışsa, teşkilat ve milletvekillerimiz olumsuz netice veriyorsa biz illa da senin gönlünü yapma durumunda kalamayız. Biz bir partiyiz, sen de bu partinin bir neferiysen, "benim halkım böyle değerlendirme yapmış, ben de bundan böyle bir nefer olmayı kabul ediyorum' deyip çalışmaya devam etmen gerekiyor" diye konuştu.

-"KRİZİN FATURASINI HÜKÜMETE ÇIKARAMAZSINIZ"-

Son dönemde ortaya çıkan küresel krizin, iç politika malzemesi yapıldığını söyleyen Erdoğan, "Krizi kendileri için fırsata dönüştürme gayreti içerisinde olanlar var" dedi. Bankalardan fona devredilen olmadığına işaret eden Erdoğan, rasyosu yüzde 12'nin altına düşen hiçbir banka olmadığını, fona devredilmesi için bir bankanın, rasyosunun yüzde 8'e düşmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İyi noktada olduğumuzu zaten bu makastaki açık gösteriyor. Bunun dışında birçok banka çok daha iyi noktadadır. Dar günde o müteşebbisin, girişimcinin yanında yer almayan bu dar günler aşıldığı zaman onların kapısına gidecektir, 'Gel paranı bana ver, benimle kambiyo işlerini gör, benimle beraber çalış' diyeceklerdir. Ben de şimdi onlara sesleniyorum. O zaman siz de onları kapınızda bekletin. 'Kusura bakma güle güle' deyin. Merak etmeyin, o günler de gelecek. Kimi maddi çıkar, kimi siyasi çıkar için kriz sürecini istismar etme yolunu seçiyor. Bu kriz, Türkiye kaynaklı değildir. Bu kriz ABD, Avrupa kaynaklıdır. Dolayısıyla kimse bu krizin faturasını AK Parti iktidarına çıkaramaz."

-"TÜRKİYE, IMF'NİN ORTAĞIDIR"-

IMF ile bugüne kadar 19 anlaşma yapıldığını ve AKP hükümetinin ise bir anlaşma yaptığını kaydeden Erdoğan, "Bizden önceki anlaşmaları kimler yaptı? Bu ülkede iktidara gelen, şu anda ana muhalefet, yavru muhalefet olan partiler de dahil olmak üzere hepsi IMF ile anlaşmalar yaptılar. Ciddi borçlanmalar da yaptılar. Biz şu anda IMF ile masadayız, konuşuyoruz" dedi. Mayıs ayından bu yana IMF ile görüşmeler yapıldığını vurgulayan Erdoğan, "Ama ülkenin çıkarlarına olmayacak bir anlaşmaya biz imza atamayız. Bunu ben ABD'de IMF Başkanı'na söyledim. Arkadaşlarım şu anda onların ekipleriyle çalışıyor. Kendilerine bazı ilkelerimizi açıkladılar. Bu ilkelerden taviz vermemiz mümkün değil. Ama biz IMF'ye karşı değiliz. Çünkü IMF'nin küçük de olsa Türkiye, bir ortağıdır. Ortağı olarak da bizler IMF'nin Türkiye'de olması noktasında bir sıkıntı içinde değiliz" dedi.

IMF'nin bir akreditasyon kuruluşu olduğunu ve krizden çıkış yollarında yardımcı olması gerektiğini ifade eden Erdoğan, IMF Başkanı ile görüşmesinde yardımcı olmalarını istediğini kaydetti. Erdoğan, "Dedim ki, 'Bakın sizin kuruluş amacınız bu. Bu olduğuna göre, siz bize bu konuda ne kadar yardımcı olacaksınız? Eğer yok yardımcı olmayacak da sırtımızdaki yükü biraz daha çoğaltacaksanız, kusura bakmayın. O zaman yüküm bana yeter, biz yolumuza devam ederiz.' Bunu söyledim. Şu anda çalışmalar devam ediyor" dedi.

-"BİZ BU ÇALIMLARI YEMEYİZ"-

Finansal krizin uluslararası bir boyuta yayıldığını anımsatan Erdoğan, kredi mekanizmasının durma noktasına geldiğini kaydetti. Krizde en büyük "faturayı" reel sektörün ödediğini vurgulayan Erdoğan, "Verilmiş sözler var, bu sözlerin yerine gelmeme tehdidi reel sektörümüzü ciddi manada üzüyor. Çünkü onlar zamanında ürünlerini teslim edemezlerse orada protokol, sözleşmeden kaynaklanan vecibeleri var. Bunları ödemek durumunda kalacaklar. Şimdi bunlar karşısında biz bir şey söylersek rahatsız oluyorlar. Aynı şekilde ülkemizde kamu yatırımcıları içerisinde bulunan girişimciler var, onlara bile zulmediyorlar. Kamu yatırımı için bunu yapıyorlar. Şimdi bunlar durduğu anda benim karayolu inşaatlarım duracak" dedi.

Erdoğan. Bu nedenle Bakanlıkların banka patronları ile konuşmasını istediğini söyleyerek, "Bakanlarımıza diyoruz ki 'Arayın şu bankanın patronunu da söyleyin, "Sen ne yapıyorsun arkadaş? Düne kadar kredi verdin, paralar gayet güzel akarken, çalışırken iyiydi. Şimdi böyle bir sıkıntı olunca niye durdurdun. Devlete iş yapıyor bu, devlet bunlara borçlu kalır mı? Verecek parayı, o da sana ödeyecek. Gerekirse devlet bunu sana direkt aktarabilir.' İşte bir çalım atmaya kalkıyorlar. Kusura bakma biz de bu çalımları yemeyiz" dedi.

haberler



Bu haber 637 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    18,173 µs