En Sıcak Konular

akıl tutulması

28 Kasım 2008 12:09 tsi


Akıl tutulması var sembollere takıldık

Dilek Gedik / Akşam

ilahiyatçı Prof. Hasan Onat’a göre: AKP’nin en büyük avantajı alternatifinin olmayışı. Onu iktidara taşıyan dinamikleri muhalefet iyi okuyup, güç veren kaynakları kendisi de elde etmeye çalışmadıkça bir şey yapamaz. Çarşaflıya rozet takılması böyle bir açılım

- Baykal’ın çarşaflılara rozet takmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Az gelişmiş insanlar, şahıslarla, şekillerle uğraşır. Orta düzeydeki insanlar, olaylarla uğraşır. Gelişmiş insanlar fikirlerle uğraşır. Bizim nelerle uğraştığımız seviyeyi de ortaya koyuyor. Normalde sağlıklı düşünen insan için var olması gereken düşünce şudur: Bırakın insanlar nasıl giyineceklerini kendileri belirlesin. Ama fikirlerle şekil arasındaki bağlantıyı çok çözemiyoruz. Çocuklukta bir yere takılıp kalmak gibi. Çocuklar için var olan her şey gördüklerinden, dokunduklarından ibarettir. İşin somut noktasına takıldık kaldık. Sembolleri, şahısları aşamıyoruz. Türkiye’de din sorun olmaktan çıkacaksa ortak bir payda bulacağız. İlahiyatçı olarak söylüyorum, İslam dininin laiklikle ve demokrasiyle bir sorunu yoktur. İki tip insan bu söylem biçiminden rahatsız oluyor: Bir, dinin yanında durarak din ticareti yapan insan tipi, iki; din karşıtlığı yaparak din ticareti yapan insan tipi. Din ve laikliğin ticaret aracı olmaktan çıkarılması gerekir. Dindar olup olmamayı bir kenara bırakıp din, laiklik, demokrasi konusunda toplumun aydınlatılması sorun.

AKIL TUTULMASI

- Peki CHP’nin bu açılımı sonrasında yaşanan tartışmaları nasıl yorumlamak lazım?

Bir yandan laiklik elden gitti diye düşünen insanlar var. Bu da mı başımıza gelecekti diyenler var. Öbür taraftan bir zamanlar eleştiriyordun ama istismar yapıyorsun, politik amaçlı bir iş yapıyorsun diyenler var. Galiba yavaş yavaş normalleşeceğiz. Değerler ithal edilemez. Biz hem demokrasiyi hem laikliği Batı’dan ithal edilen değer olarak görünce iki tip tavır geliştirdik. Bazı insanlarımız, din de kültür de bunun içerisinde, Batı’lı olduğumuz zaman bu değerleri içselleştirebileceğimizi düşündü. Bazı insanlarımız da Batılı olduğu için karşı çıktı. Bu Tanzimat’tan bu yana yaşanan bir zihin yarılmasıdır. Batı’yla ilgili her şey ya iyidir, ya kötüdür. Zihin yarılması bir tür akıl tutulmasına neden oldu. Olayları iyi algılayamıyorsanız akıl tutulması yaşarsınız. Gerçekleri göremiyorsanız, Kuran’ın ifadesiyle kalbin mühürlenmesi gibi bir olayla karşı karşıya gelirsiniz. Türkiye’de tartışmaların merkezinde din olduğunu görerek olayları bu çerçevede okursanız bir tür kalp mühürlenmesi dediğimiz açmazla karşı karşıya gelirsiniz. Gözünüzün önündeki açık seçik hakikatleri göremezsiniz. Çelişkileri fark edemez, çözüm odaklı düşünemezsiniz. Kuran, bunu ciddi bir şekilde eleştirir. Türkiye’de sorunların karmaşık bir hale getirilmesi buradan kaynaklanıyor. Çelişkiler görülmüyor, bazı olumlu noktalarda duyarlılıklar yitirilmiş, takdir etme yetisi geliştirilememiş ve bunlar önyargıların daha da güçlenmesine yol açıyor. Önyargılar güçlendiği zaman da insanlar uzlaşmaz kamplara itiliyorlar.

- Bu, bugünün sorunu mu?

Biz hep günlük hafızayla düşünüyoruz. Oysa insan tarihsel bir varlıktır. Bugün yaşadığımız hiçbir olay bugünün olayı değildir. Bu geçmişten bize intikal eden birikimin devamıdır. O sorunları öteledik, bugün köşeye sıkıştık, onlarla daha ciddi boğuşuyoruz. Osmanlı çöküş aşamasındayken insanlar bir ümit olacağını düşünüyorlar mıydı? Toplumun kurtuluşunun manda ile olabileceğini bile düşünebiliyorlardı. O yokluk küllerinden Türkiye Cumhuriyeti ortaya çıktı. Bu sorunları anlamamızda bize çok ciddi bir ipucu veriyor. Osmanlı’nın çöküş süreci tarihin bir öznesi olan toplumda mağlup medeniyet travması yaratmıştır. Bu bir kuyruk acısıdır. Çok ciddi bir örselenmedir. Biz bu örselenmeyle ciddi olarak hesaplaşamadık. Politik psikolojiyle uğraşan bir bilim adamına şu soruyu sormuştum: Demiştiniz ki travmalardan kurtulmanın yolu onun yasını tutmaktan geçer. Mağlup medeniyet yasını Cumhuriyet’le tutamadık mı? Şu cevabı aldım: Travmaların yası zaferlerle tutulmaz.

- CHP’nin açılımını samimi buluyor musunuz?

Samimiyetinden kuşku duymuyorum. Bu yaptığının bir arka planı olduğunu, bilinçli, toplumun değerlerini yansıtan bir duruş olduğunu da milletin anlaması gerekiyor. Sorun burada.

AKP’nin laiklikle ilgili bir projesi yok

- AKP’nin laiklikle sorunu var mı?

Türkiye’nin temel sorunu aydın sorunudur ve aydınlar hep bardağın boş tarafını görmeyi tercih ediyor. Biz hep negatif düşünmeye başladık. Öğrenilmiş acizlik diye bir şey vardır. Türk toplumu bir öğrenilmiş acizlik sürecine girdi. Hiç olumlu bir şey yapabileceğini düşünmüyor. Halbuki Cumhuriyet Osmanlı’nın külleri üzerine kuruldu. Bugün Cumhuriyet’in nereden nereye geldiğini görmek istiyorsanız, iki ayrı noktadan Türkiye Cumhuriyeti devletine bakmanız gerekir. Gidin Orta Asya’dan veya Arap ülkelerinin birisinden Türkiye’ye doğru bakın, oralardan Türkiye’nin bir yıldız gibi parladığını göreceksiniz. Bir de gidin Avrupa’dan bakın Türkiye’ye. Oradan halkı Müslüman olan ülkelerin hiçbiri görünmezken Türkiye’nin flu da olsa göründüğünü göreceksiniz. Türkiye vardır, Türkiye’nin sancıları yeniden özne olma sancılarıdır. Bizim bu sancılarla hesaplaşmamız gerekiyordu. Mesela AK Parti iktidarı. Bana göre Türk toplumunun aydınlara yönelik tepkisinin somutlaştığı bir iktidardır. Ben politikayla uğraşan bir insan değilim, AK Parti, Kara Parti beni de çok ilgilendirmez ama bir akademisyen olarak baktığımda AK Parti’yi iktidara getiren dalganın Türkiye’de devletin yanlışlarına, aydınlara, kurum ve kuruluşlara yönelik ileri düzeyde bir tepki olduğunu rahatlıkla görebiliyorum. Bu tepki içerisinde AK Parti’nin sistemi değiştirecek, laikliği erteleyecek bir parti olduğunu düşünmüyorum. Ne o kapasite var ne de öyle bir proje var. 6 yıllık iktidar süreci de bunu ortaya koydu. AK Parti’nin en büyük avantajı büyük ölçüde alternatifinin olmayışıdır. Onu iktidara taşıyan dinamikleri muhalefet iyi okuyup, güç veren kaynakları kendisi de elde etmeye çalışmadıkça bir şey yapamaz. Çarşaflıya rozet takılması bununla ilgili bir açılım. Türkiye’de zihinsel bir kilitlenme var. Türk toplumunun değerleriyle barışık olmayan siyasi yapılanmalar uzun soluklu bir şey üretemez.

Caminin alt katına cemevi yapılabilir

- AKP ve MHP’nin Alevi açılımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Alevilerin oylarına talip olan politikacılar, soruna çözmek açısından değil, oy açısından bakıyorlar. Keşke kalıcı çözüm açısından bakabilseler. Bunun için tarihsel arka plana ve reel durumun nasıl bu hale geldiğine bakılması lazım. Bir ilahiyatçı olarak açılım adı altındaki her şeye olumlu bakıyorum. En azından sorunun konuşulmayan boyutları da konuşulur. Çözümün bilimsel yöntemlerle yapıldığında kalıcı olacağına inanıyorum. Sorunların konuşulmaya başlanması harikulade bir şeydir. Çözüm bilgiden geçer. Cemevleri reel bir durumdur. Bunu görmezden gelebilir misiniz? Hayır. Allah ve Tevhid inancı tüm Alevilerde var. Sünnilerin içinden ateist çıkmıyor mu? Çıkıyor. Keşke zamanında çözümler üretilseydi. Cami yapılırken alt katı cemevi yapılabilir. İsteyen camiye isteyen cemevine gitsin. Camiye giden de Müslüman, cemevine giden de Müslüman. Cami Sünniliğin bir sembolü değildir. Peygamberimizin zamanında Sünnilik yoktu. Namaz kılan insanlar vardı. Alanları daraltmamak lazım. Eğer bilgiyle destekleyebilirsek bu tartışmalar bizi daha olumlu sonuçlara götürecektir. Bu ülkede Alevisiyle, Sünnisiyle, tarikatçısıyla, tarikat düşmanıyla birlikte yaşamak zorundayız. Temel ortak paydalarımızdan birisi de İslam’dır. Tehlikeli olan Türk tarihinden ve İslam’dan bağımsız bir Alevilik inşa etme çabasıdır. Türk tarihi ve İslam dini tek başına Sünnilerin değildir.



Bu haber 171 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,044 µs