Saadet'ten en başa döndüren teori

28 Kasım 2008 12:15 tsi
CHP'nin çarşaf MHP'nin alevi açılımına karşılık Erdoğan'ın devletle olan iyi ilişkisi Saadet Partisi koridorlarında farklı şekilde yorumlanıyor. SP'ye göre Erdoğan'ı hedefi...

Lale Şıvgın'ın köşe yazısı

TÜRKİYE’DE siyasetin şekil, yöntem ve söylem açısından değiştiği bir süreçten geçiyoruz. Siyasi partilerin kendilerini yeniden konumlandırdığı bu değişim süreci kalıcı olur mu bilinmez ama belli ki kutuplaşma siyaseti dönüşüyor. Zira ihtiyaçlar karşısında yeniden pozisyon alan partiler, daha önce konumlandıkları kutuplardan merkeze doğru yaklaşıyorlar. CHP’nin açılımını son derece olumlu bulduğumu bir önceki yazımda ifade etmiştim. Tıpkı CHP gibi MHP’nin de Alevi açılımı olarak adlandırılan çözüm odaklı yaklaşımına destek vermek gerektiği kanaatindeyim.

Muhalefet partileri kadar AKP’nin de bir değişim sürecinden geçtiği göz ardı edilmemeli. Kimilerinin “AKP devlete yaklaşıyor” diye yorumladığı bu değişimin altında ne yattığı ise merak konusu. İktidarının ilk yıllarında devletin kurumlarıyla çatışan bir görüntü sergileyen AKP’nin, ani bir tavır değişikliğine girmesi nasıl yorumlanmalı? Bu değişim samimi ve kalıcı mı yoksa ardında başka hesaplar mı var?

Bu soruya yanıt aradığım Saadet Partisi koridorlarında AKP’deki değişimin sırrı şöyle açıklanıyor:
“Erdoğan Cumhurbaşkanlığına oynuyor. Bu yüzden bu makama ulaşıncaya kadar egemen güçlerle çatışmamaya özen gösteriyor. Erdoğan’ın devlete yaklaşması şeklinde yorumlanan bu tutum Erdoğan’ın kişisel olarak işine gelse de, AKP’nin oyunu azaltır. Ekonomik kriz, terör, eğitim, adalet, sağlık ya da diğer alanlardaki yanlışlıklar karşısında sesini çıkarmayan bir iktidar oy kaybetmeye mahkum olur. Çünkü bu tutum halkın daha çok ezilmesine neden olur. Egemen güçlerle karşı karşıya gelmemek adına sessiz kalınması Erdoğan’ın köşk yolunu açabilir ama halkın AKP’ye olan teveccühünü de azaltır.”

‘Mağdur’ imajı zayıflar

BUGÜN SP saflarında yer alan Erdoğan’ın eski yol arkadaşlarının görüşleri bu yönde. Doğrusu Fehmi Koru gibi isimlerin bile Erdoğan ile Gül’ün yer değiştirebileceği yönündeki yorumlarını da göz önünde bulundurduğumuzda, SP’lilerin değerlendirmeleri hiç de mantık dışı gelmiyor. Erdoğan Köşk yolunu hedeflemiş ve bu yolda her hangi bir engel kalmaması için bir tavır değişikliğine gitmiş olabilir. Bu tavır değişikliğinin bir gereği olarak da geçmişte benimsediği “kurumlarla çatışma” politikasından vazgeçmiş olabilir.

Eğer tavır değişikliğinin sebebi gerçekten SP koridorlarında dillendirilen bu gerekçeyse; SP’lilerin belirttiği gibi AKP uzun vadede oy kaybına uğrayabilir. Çünkü AKP’nin en önemli kozu “düzene karşı dik duran mağdur” imajına sahip olmasıydı. Bu imajla iktidara gelen AKP, tabanına tavır değişikliğinin gerekçesini anlatmakta zorlanabilir. Taban ikna olmadığı sürece AKP’yi iktidara taşıyan “mağdur” imajının zayıflaması kaçınılmazdır.
AKP’deki dönüşüm parti içinde farklı şekillerde yankılansa da şurası bir gerçek ki bu tavır değişikliği Türk siyasetinde önemli bir rahatlamaya vesile olmuş, gerginliği azaltmıştır. Bunu görmezden gelemeyiz

Tercüman

 

Bu haber 445 defa okundu.