O 'kırmızı çizgi'yi hatırlayan kaldı mı?

Irak'ta "post-Amerika" dönemi başlıyor. Yani, ABD şu veya bu tarihte çekilecek, az veya sınırlı bölgede asker/üs bırakacak ve Irak'ı terk edecek. Bağdat-Washington arasındaki anlaşma bu.

Sonra?.. Sonrası şu; bu anlaşmaya ülkedeki Şii kesimlerle beraber, Sünni bazı odaklar da "ciddi" itiraz ediyor. Ülke üzerinde ağırlığı bulunan İran gibi ülkelerin de katkıları var tabi bu muhalefete.

İtirazcıların en önemli argümanlarından biri de, ABD'nin merkezi hükümetle değil, Kuzey Irak'la anlaşma yaptıkları iddiası. Mesele o kadar önemli ki, ABD sonrası ülkede bir iç savaşın çıkacağına inananlar çok.

Esasen bunun şartları da var. Bir çok alanda bölünmüş bulunan Irak'da, Araplar da Kuzey'deki Kürtleri diş biliyor. Ama tüm bunların varlığı, ABD'nin ülkeden çekilmesini durdurucak etkinliğe sahip değil.

Beyaz Saray'ın yeni patronu Barack Obama'ya neredeyse seçim kazandıran sözlerden biri de zaten, ordunun çekilecek olması. Bu konu hiç şüphesiz Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor, etkiliyor.

Türkiye'de şu sıralar, "Amerika çekildikten sonra, terörle mücedelede sınır ötesi operasyonlar, hava harekatları için kiminle muhatap olunacağı" sorusu tartışılsa da, bu aslında en önemsiz konulardan biri.

Türkiye, Irak savaşının ilk gününden bu yana, ülkenin "toprak bütünlüğünden yana oldu" ve bunu en önemli "kırmızı çizgisi" saydı. Bölgedeki bir çok ülke de aynı fikirde.

Süreç içinde yine hem Türkiye'deki etki gruplarının ve bölgedekilerin önemli bir inancı, ABD'nin ve İsrail'in Irak'ı böleceği inancıydı. Bununla ilgili iddia ve tartışmaların boyutu binlerce kitabı doldurur mahiyette.

İşte bugün ABD'nin çekilmesi ile birlikte bu olasılık en ciddi imkanına kavuşuyor gibi. Tabir yerindeyse, "ABD Irak'tan çekilerek, ülkeyi bölüyor"!

Ve kabul etmek gerekir, bunu ustalıkla yapıyor. Zira, küresel ve bölgesel psikoloji Ortadoğu'da sorunu yaratanın ABD olduğu ve buradan gitmesi yönünde uzun zamandır.

O da gidiyor!