Fehmi Koru'ya uyarı | " /> Fehmi Koru'ya uyarı | "/>

En Sıcak Konular

Karaman'dan Fehmi Koru'ya uyarı

21 Kasım 2008 16:00 tsi
Karaman'dan Fehmi Koru'ya uyarı Son dönemde Başbakan Erdoğan'a yönelik eleştirileriyle dikkat çeken Fehmi Koru'yu kendi gazetesinin yazarı Hayrettin Karaman uyardı.

Başbakan Erdoğan'ı kasdederek "Obama gibi geldiler, Bush gibi oluyorlar" ifadelerinde bulunarak büyük bir tartışma başlatan Yeni Şafak gazetesi yazarı Fehmi Koru'yu aynı gazetenin yazı Hayrettin Karaman uyardı. Karaman bugünkü "Üslup meselesi" başlıklı yazısında Başbakan'a "üslubu bozuk" diyenlerin önce kendi üsluplarına bakması gerektiğini söyledi. "Bir de eski dostlar edebiyatı başladı" diyen Karaman, eski dostlarının Başbakan'ı bıraktığı yönündeki söylemlere, "O bazı dostlar ne iktidarın ne de Başbakan'ın dostları idiler; onların dostu kendi davaları, düşünceleri ve amaçları idi." diye yazdı.

KORU'YU DA UYARDI

Hayrettin Karaman yazısında isim vermeyen Fehmi Koru'yu da uyardı. Karaman, "Bir de gerçek dostların ifadelerinde ve değerlendirmelerinde abartıdan, ölçüsüzlük ve dengesizlikten uzak durmaları gerekir. Tenkit oklarını yönelttiğiniz kimseler de etten ve kemikten yaratılmışlardır, onların omuzlarındaki yük, onları çepeçevre kuşatan sitres bulutları başkalarına nisbetle daha ağır, daha bunaltıcıdır." ifadelerinde bulundu.

Hayrettin Karaman/Yeni Şafak
Üslup meselesi


“Bu sebeple insan üslubuna dikkat etmelidir“ sözünü ahlaki bakımdan uygun bulmuyorum; doğru olanı, üsluba dikkat ederek kendini gizlemek değil, varsa bozukluğu içten düzeltmeye yönelmek, buna dikkat etmektir.

Son zamanlarda bir üslup kavgası aldı başını gidiyor.

Kimilerine göre başbakanın üslubu sert, kimlerine göre muhalefetin, bazı komutanların üslubu sert, kırıcı, kışkırtıcı.

Bu arada bazı haber ve köşe yazarlarının üslubu da yalnızca sert değil, edep ve ahlak dışı. Tuttukları bir şahıstan söz ederken en azından „sayın“ı ihmal etmezler, sıra mesela başbakana gelince “Tayyip“ demekten zevk alırlar. Abartma, yalan, alay, küçümseme, hakaret, iftira ve yalan başlıca sermayeleridir. Gözlerinde renk körlüğü vardır; asla beyazı göremezler, karşı tarafa baktıklarında gördükleri renk yalnızca kara olandır.

Başbakanın üslubunu tenkit edenler -bunda haklı da olabilirler- bir de kendi üsluplarına bakmak durumundadırlar.

Bir de “eski dostlar“ edebiyatı başladı.

İktidarın ve özellikle Başbakan'ın bazı eski dostları onu terk ediyor, ona karşı cephe alıyorlarmış…

Bence bu olayın doğrusu şudur:

O bazı dostlar ne iktidarın ne de Başbakan'ın dostları idiler; onların dostu kendi davaları, düşünceleri ve amaçları idi. Akparti iktidarını buna yakın gördükleri sürece tuttular, uzaklaştığı zan ve kanaatine vardıkları anda ise dostluğun pazara kadar olduğunu ortaya koydular. Bunda da ayıplanacak bir taraf görmüyorum; ama işin (olayın) doğrusu budur.

Peki iktidarın, bazı dostlara göre hedeften saptığı teşhisi doğru mudur?

Bu soruya, bakış açısı ve beklentilere göre farklı cevaplar verilebilir.

Ancak cevap arayanların, sırtında yumurta küfesi olmakla olmamak durumlarını birbirinden ayırmaları, ülkenin verili şartları içinde neyin ne zaman ne kadar yapılabileceği hesabını yapmaları, iktidar denen gücün başka güçler karşısındaki ölçüsünü… hesaba katmaları kaçınılmaz olmalıdır.

Bir de gerçek dostların ifadelerinde ve değerlendirmelerinde abartıdan, ölçüsüzlük ve dengesizlikten uzak durmaları gerekir. Tenkit oklarını yönelttiğiniz kimseler de etten ve kemikten yaratılmışlardır, onların omuzlarındaki yük, onları çepeçevre kuşatan sitres bulutları başkalarına nisbetle daha ağır, daha bunaltıcıdır.

"Efendim tahammül edemiyorlarsa meydana çımasınlar, yükü omuzlarına almasınlar" denebilir.

Ama buna şöyle bir cevap da verilebilir:

Başkaları (iktidar olmak için çalışanlar) beşer değil mi? Onlar çelikten mi yapılmışlar?

Sonra insanı dosttan gelen mi, yabancıdan gelen mi daha fazla etkiler, incitir?!

Yıkmaya, bitirmeye değil de düzeltmeye yönelik bir tenkidin üslubu farkı olmalı değil midir?
 

Eskiler,“Üslûb-i beyân aynıyla insandır" derler. Bir insanın insanlığı (kişiliği, karakteri, değeri) konuşmasına ve konuşmasında tercih ettiği üslûba (ifade tarzına) yansır, onu orada görebilirsiniz.

Bu haber 759 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,559 µs