Bu haber olmasın da ne olsun!

19 Kasım 2008 09:54 tsi
CHP lideri, başörtülü - çarşaflı demeyip göğüslerine parti rozeti takmış ve birlikte poz vermiş. Üstelik 'Sevgi ile kucaklamış!' Bu haber olmasın da ne olsun!

Ahmet Taşgetiren'in köşe yazısı

Bugün

CHP lideri Baykal'ın çarşaflı kadınlara CHP rozeti takması tam bir haberdir. Baykal, rozet takmış ve şöyle demiş:

"Son zamanlarda muhafazakar bir kültürün içinden gelip muhafazakar bir kılık ve kıyafet içinde yaşamakta olan pek çok insanımız ülkenin gidişatı karşısında CHP'ye sahip çıkıyorlar.

Bugüne kadar CHP'ye hiç oy vermemiş insanlar ülkenin geldiği noktada CHP'ye destek vermeyi görev kabul ediyor.

Biz de onları sevgiyle kucaklayacağız." Gazeteci, böyle bir şeyi haber yapar. Neden? Bakın neden?

Başörtüsü ve çarşaf siyasi sembol ya... Siyasi sembol olduğu için kız çocukları okullara gidemiyor, kamu görevi yapamıyor ya... Hatta bu siyasi sembol hüviyetiyle Cumhurbaşkanı ve Başbakan eşi olmak bile sakıncalı oluyor ya...

Hatta Amerika'da Obama, siyah rengi ile devlet başkanı olurken, bizde başörtülü milletvekili ne kelime, belediye başkanı bile olunamıyor ya...

Ve bu konuda başörtüsü karşıtlığının başını CHP çekiyor ya... Başörtülü öğrenciye ucundan kıyısından bir özgürlük vermek için yapılan Anayasa değişikliğini iptal başvurusu CHP ile DSP'den gelmişti ve sevgili Anayasa Mahkememiz, tam da CHP'den gelen gerekçeleri kullanarak, kendi sınırlarını aşmak pahasına bu anayasa değişikliğini iptal etmişti ya...

İşte CHP'nin sayın lideri, başörtülü - çarşaflı demeyip göğüslerine parti rozeti takmış ve birlikte gazetecilere poz vermiş.

Üstelik onları "Sevgi ile kucaklamış!" Bu haber olmasın da ne olsun! Hatırlarsak, CHP ile baş örtülüler arasında başka sıcak sempatiler de meydana gelmişti. Baykal, taa Bosna'ya gidip, "Masumiyet sembolü" olarak Bosnalı kızlara beyaz başörtüsü dağıtmıştı.

Ve Baykal, başörtüsünün en siyasi sembol niteliğindeki türü olan "türbanlılar"dan da oy istemişti.

Yeni bir seçim atmosferine girmiş bulunuyoruz. İstanbul'daki CHP yöneticileri, Ankara'daki CHP yöneticilerine yeni bir ufuk açmaya çalışıyorlar. Şöyle varoşlara kadar uzanalım, orada muhafazakar vatandaş varsa onların da sofrasına oturalım. Bizi yabancı saymasınlar.

GÜNÜN ÇİZGİSİ 
Haslet Soyöz - Milliyet
 
İşte burada, Baykal'ın, bir yerlerde kalmış bulunan "muhafazakar vatandaşlarla dans" figürleri meydana çıkıyor. Ben, öteden beri söyler dururum:

-Bu başörtüsü işini Baykal ve laikler çözsün, siyasi rantı varsa o da onlara kalsın. Bir ara, Başbakan Erdoğan da söyledi. -Gelin çözelim, rantını siz devşirin, dedi. Bugüne kadar olmadı. Bugünden sonra olur mu?

Kim bilir. Size belki fantastik gelecek ama, benim aklıma bir şey geliyor: Bu başörtülü bayanlar, bir türlü başörtüsünden vazgeçmediler, çözüm arayıp duruyorlar ya...

Başörtülü öğrenci oldular olmadı, başörtülü milletvekili oldular olmadı, Eşi başörtülü başbakan çıkardılar olmadı, eşi başörtülü Cumhurbaşkanı çıkardılar olmadı... Şöyle düşünmüş olabilirler mi:

-CHP'ye girsek, orada politika yapsak, yukarılara, taa yukarılara tırmansak bu iş için bir çözüm yolu bulunamaz mı? Acaba şu hadise, bunun bir başlangıcı mı? Baykal'la konuşmuş, "Sayın lider, sizde politika yapsak, bu başörtüsü sorunu çözülebilir mi?" gibi bir mülakat yapmışlar mıdır?

Baykal onlara ne demiş olabilir?

-Hele bir girin, partimizde yollar açıktır. Dileğiniz makam için mücadele edebilirsiniz. İl ilçe yönetimleri, delegelik, milletvekilliği, hatta benim koltuğum! Genel Başkanlık! Hiçbir yer size kapalı değil. Bizim partimiz son derece demokrat bir partidir! Bunları demiş olabilir mi? Onlar da inanmışlar mıdır? En yukarılara tırmanmak için kolları sıvayıp, yakalarına altı oklu rozeti taktırmışlar mıdır? Nelerden bahsediyorum, değil mi? Refah'ın Meclis'te tutmaktan aciz kaldığı, AK Parti'nin "Hele şimdi yukarılarda politika yapmayı aklınızdan geçirmeyin" dediği başörtülü kadınlara CHP'den milletvekili seçtirmek... Siyah adam Obama ABD'de Başkan oldu, göçmen çocuğu Cem Özdemir Almanya'da Yeşiller'in Başkanı oldu, bizde de başörtülü bir CHP Genel Başkanı neden olmasın? Nasıl, akla yatıyor mu? Yoksa iş oy alma meselesinde mi odaklanıyor?

Yoksa iş, "Bu başörtülüler ancak oy verirken meşrudur, ondan bir adım sonra meşruiyyet kalkar" noktasında mı toplanıyor? -Ey başörtülüler, ey çarşaflılar, gelin ve CHP'ye oy verin. Ama sakın başörtünüzle, hele çarşafınızla okula girmeyi aklınızdan geçirmeyin! Nasıldı, çocuğunun yemin törenini tel örgüler arkasından izlemek zorunda bırakılan başörtülü annelerle ilgili haberin Bugün'deki başlığı? "-Oğlun ölmeden asla!" Keşke CHP dünyasında siyasetin raconu başka olsa...

Bu haber 1,016 defa okundu.