En Sıcak Konular

Ismarlama işler bunlar...

15 Kasım 2008 13:49 tsi
Ismarlama işler bunlar... IMF ile anlaşma için kısıtlamaları kabul etmeyeceklerini söyleyen Erdoğan Türkiye'nin kredi notunu düşüren Standart and Poors'u eleştirdi: 'Bu iş bana ısmarlama geliyor'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, G-20 zirvesi öncesi katıldığı toplantılarda Washington temaslarına ilişkin beklentilerini sıraladı. Erdoğan, IMF ile anlaşma için kısıtlamaları kabul etmeyeceklerini söyledi. Erdoğan Türkiye'nin kredi notunu düşüren Standart and Poors'u eleştirirken, "Bu iş bana ısmarlama geliyor" ifadesini kullandı. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Washington'da, Ulusal Basın Kulübü'nde, Türk ve Amerikalı basın mensuplarının katılımıyla düzenlenen toplantıda konuştu.

Toplantının ardından soruları cevaplayan Erdoğan, kredi değerlendirme şirketi Standard and Poors'un, Türkiye'nin reytingini düşürdüğü yönündeki bir soru üzerine, "Şu anda aynı kurumun, kısa bir süre önce arkadaşlarımızla görüşmelerde olayı farklı yansıtırken, böyle bir açıklama yapmış olmasını anlamsız buluyorum. Hazırladıkları raporda yaklaşımları ülkemizin durumunu yansıtmıyor, açık söyleyeyim. Onların raporunda yer verdikleri gibi bir sıkıntısı söz konusu değil. Olayın içinde yaşayan şahsım ve ülkemdir. Bana bu iş biraz ısmarlama geliyor, açıkça söyleyeyim" yanıtını verdi.

Türkiye'nin, ABD Merkez Bankası'ndan kredi istemesinin söz konusu olup olmayacağı sorusu üzerine Erdoğan, "kısa vadeli değil de orta denecek vadeli imkan doğarsa bunu değerlendirmek isteriz. böyle bir fırsat olması halinde değerlendirebilir" karşılığını verdi.

Erdoğan, İran konusunda Türkiye'nin ABD ile arabuluculuğuna ilişkin bir soruyu yanıtlarken de, "Türkiye olarak İran-ABD arasında bizlere böyle bir arabuluculuk görevi düşerse, İran'la olan asırlara yönelik ortak medeniyetin mensupları olmamız sebebiyle ve komşuluk hukukuyla birbirimizi anlama noktasında dünya ülkelerinden çok daha farklıyız. Türkiye olarak arabuluculukta çok daha farklı bir işlevi olumlu istikamette verebiliriz. Bizim buna hazır olduğumuzu tekrar burada vurgulamak istiyorum" diye konuştu.

Türkiye'nin, "nükleer bir İran'ı" kabul etmeye hazır olup olmadığı sorusu üzerine Erdoğan, bu konuda Türkiye'nin görüşünün çok açık olduğunu söyledi.

Erdoğan, "Bizim özellikle kitle imha silahlarına yönelik olarak düşüncemiz olumsuzdur. Ancak nükleer enerjinin insancıl olarak kullanılmasına olumlu bakarız ama kitle imha silahları olarak hayır. İran'a telkinlerimizi de yaptık, yapıyoruz" dedi.

ABD ile ilişkiler

Erdoğan, "Küresel ve bölgesel sorunların çözülmesinde geçmişte olduğu gibi Sayın Barack Obama'nın liderliğindeki yeni ABD yönetimi ile de çok yönlü işbirliğimizin önemli olduğuna inanıyorum" dedi.

Yeni ABD yönetiminin Türkiye için hayati önem taşıyan konulardaki hassasiyetleri dikkate almasının da beklentileri arasında olduğunu dile getiren Erdoğan, "Zira bulunduğumuz bölgenin çok çok önemli aktif bir rol üstlenmiş birülkesi olarak zaten böyle bir durumumuzun olduğu da açıktır. Bu ikili ilişkilerimizin selameti bakımından olduğu kadar barış ve istikrar bakımından daönem taşımaktadır. Bu bağlamda Sayın Obama'nın bölücü terör örgütüyle mücadelemizde, ABD tarafından verilmekte olan desteğin devam edeceğini açıklamışolması memnuniyet vericidir" diye konuştu.

"Ortak düşman"

ABD ve Türkiye'nin ortak düşmanının; "yoksulluk, cehalet ve adaletsizliklerden beslenen nefret, şiddet ve çatışmacı yaklaşımlar" olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "Diyorum ki gelin düşmanlığa düşmanlık yapalım, nefretten nefret edelim, ön yargılara karşı biz de ön yargılı olalım. Dünyamızı bir yangın yerine çeviren şiddeti ve terörü hiçbir şekilde mazur görmeyelim, hiçbir şekilde cesaretlendirmeyelim" dedi.

Başbakan Erdoğan, terör konusunda ortak ve kararlı, bir duruş sergilemenin önemine değinirken, herkes için adalet, refah ve güvenlik sağlanmadıkça dünyanın hiçbir yerinde kimsenin adalet, barış ve huzur bulamayacağını kaydetti.

Barış, refah ve güvenliği küreselleştirmeden şiddet, nefret ve çatışmakültürünün küresel bir tehdit olmaktan çıkarılmasının mümkün olmadığını, bu bakımdan iki ülke işbirliğinin stratejik ortaklık ve ortak vizyon temelinde daha da geliştirilmesi ve derinleştirilmesinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Zira ilişkilerimiz sadece ülkelerimizin ulusal menfaatleri bakımındandeğil, geniş bir bölgedeki barış ve istikrar açısından da hayati önem taşımaktadır. Türkiye olarak biz bu amaçla her türlü gayret göstermektekararlıyız. Siyaset ve güvenlik alanlarına ilaveten son dönemde giderek artan,gelişen, çeşitlenen ekonomik, ticari ve sosyal, kültürel ilişkilerimizin somutadımlarla desteklenmesi için çaba göstermeye devam edeceğiz."

Başbakan Erdoğan, küresel ve bölgesel sorunların müşterek çözümünün bundan sonrada devam edeceğini belirterek,  Sayın Obama'nın bölücüterör örgütüyle mücadelemizde ABD tarafından verilmekte olan desteğin devamedeceğini açıklamış olması memnuniyet vericidir. İnanıyorum ki karşılıklı ziyareteler vesilesiyle tekrar tekrar teyit edilen ülkelerimiz arasındakistratejik işbirliği ve dayanışma ruhu önümüzdeki dönemde de ilişkilerimizin temel taşı olmaya devam edecektir" dedi.

Sorular...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin 44'üncü başkanı seçilen Barack Obama'ya mesajının, "ABD'nin dünyadaki konumu itibarıyla bundan sonraki süreçte küresel barışa ne gibi katkılarda bulunacağının sağlam dayanaklarını tespit ederek bu süreci hızlandırması" dedi.

ABD'de Ulusal Basın Klübü'nde gerçekleştirdiği konuşmanın ardından soruları yanıtlayan Recep Tayyip Erdoğan, "Obama'ya tek bir mesaj verecek olsanız, mesajınız ne olurdu?" sorusu yöneltildi.

Başbakan Erdoğan, "Mesajları aslında Türkiye'den verdik. Yeni bir mesaj nedir diye sorulacak olursa inanıyorum ki ABD'nin dünyadaki konumu itibariyle bundan sonraki süreçte de küresel barışa ne gibi katkılarda bulunacağının sağlam dayanaklarını tespit ederek bu süreci hızlandırması olacaktır" diye yanıt verdi.

Erdoğan, "Dünya barış istiyor. Dünya savaş istemiyor. ABD'nin konumu tabii çok çok farklı ve 21'inci asra girerken bu iddiayla girdik. Bunun önderliğini de Amerika çekiyordu. Öyleyse bu süreci uygulamaya yansıtmak ve küresel barışı sağlamak gerekir diye düşünüyorum. Obama'nın sorumluluğu herhalde hepimizden çok daha fazla" dedi.

ABD Başkanı George W. Bush ile yeni başkan seçilen Obama'yı kıyaslaması ve hangisiyle daha kolay çalışacağını düşündüğü sorulması üzerine Erdoğan, "Tabii ben seçim meydanlarında söylenen sözlere göre pek değerlendirme yapmayı seven bir siyasetçi değilim. Sayın Obama'yı uygulamada göreceğiz. Bu uygulamanın ne kadar kolay ne kadar zor olduğunu çok daha yakından göreceğiz. İki stratejik ortak olarak ülkelerde liderler, iktidarlar değişebilir, ama yarım asra yakın ittifakı olan Türkiye ve Amerika'nın bunu başarıyla götürmesi gerekir diye düşünüyorum. Böyle inanıyorum, inanmak istiyorum" diye konuştu.

Obama'nın ticaret anlaşmalarını yeniden değerlendirme yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Erdoğan, "bu sayın Obama'nın kendi ilkeleriyle alakalı. Kendisinin başta ülkesiyle alakalı bir takdiri, yetkisidir. Her ülkenin
kendi atmosferi içinde yapacağı değerlendirmeler vardır. Biz kendi ülkemizde bu tür uygulamaları farklı değerlendiririz, ABD farklı ortaya koyabilir. Değerlendirmeye girersem yanlış olur diye düşünüyorum" dedi.

Finansal kriz

Finansal krize karşı G-20 zirvesinde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında dengenin nasıl sağlanacağı sorusu üzerine Erdoğan, G-20 ülkelerinin "gücün temsil edildiği ülkeler" olduğunu ve bunun ekonomik verileri içeren rakamlardan görülebileceğini belirtti.

Erdoğan, "Bu işin dengelenmesinde, bir çıkış bulunmasında G-20 toplantısının Avustralya'nın da böyle bir talebi var. O da G-20 toplantılarının liderler nezdinde toplantılar olarak devam ettirilmesinin teklifi var. Değişim olması sebebiyle önemli bir adımdır. İçini doldurmak da hepimizin görevi olacaktır. Beklentiler çok yüksek, ne denli çözüm çıkar onu da göreceğiz" dedi.

Türkiye'nin, G-20 zirvesinde, finansal krizle ilgili önerileri olup olmadığı sorusuna karşılık Erdoğan, "farklı teklifler olup olamayacağını bilemiyorum. Kendi tekliflerimizi biliyorum. Belki örtüşen teklifler olacak. Belki farklı teklifler olacak. Hangileri örtüşüyor, hangi farklılıklar var göreceğiz. Türkiye olarak en önemli düşüncemiz, bir defa denetim mekanizmalarının bundan sonra da şu anda da iyi çalıştırılması teklifimiz söz konusu. Bu, uluslararası bazda da önem ifade ediyor. Bir diğer konu, özellikle gerek IMF, gerek Dünya Bankası olarak neler yapılabilir, ele alınmasında fayda görüyorum" dedi.

Erdoğan, dünyada finans sektörünün bu zirvede ciddi manada ele alınması gerektiğine inandığını söyledi ve Türkiye'nin 2001 yılındaki krizde finans sektöründe ağır bir fatura ödediğini kaydetti.

Erdoğan, "Şu anda krizi yaşayan ülkelerde bankaların çok ağır faturaları var ülkelere. Bankaların devletleştirildiğini, devletin el koyduğunu görüyoruz. Şu anda bizim böyle bir sıkıntımız yok, görünmüyor. 2001'de gördük. Kredi geri dönüşlerinde yüzde 35'lere varan dönüşler vardı. Yüzde 5'lere kadar kredi dönüşü söz konusu. Çok daha temkinli bir noktada olduğumuzu görüyoruz. Bunu sıkı tutacağız ve tavsiyelerimiz arasında yer alıyor. Güçlü olanların güçsüz olanları destekleme noktasında bir kredinin açılması süreci önem arz ediyor diye düşünüyorum. Yarın bir karar
çıkarsa bu yönde, o ülkelerin geleceği için isabetli adımlar atılmış olacaktır" ifadelerini kullandı.

Kafkaslar

Gürcistan'daki duruma ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, bu ülkenin toprak bütünlüğünün Türkiye için önemli olduğunu söyledi. Erdoğan, Gürcistan ile Rusya arasındaki olayların hemen ertesinde Moskova'ya giderek Rus liderlerle görüştüğünü, arkasından Kafkasya İşbirliği ve İstikrar Paktı'nı açıkladığını hatırlattı. Bu projenin, bölgenin huzuruna yönelik bazı adımları atmada önem arz ettiğini belirten Erdoğan, bölge ülkelerinin bu öneriye "evet" dediğini kaydetti.

Erdoğan, "Zannediyorum olumlu sinyaller var. Biz devamı gayretindeyiz. ABD de elinden gelen gayreti gösterecektir. Azerbaycan-Ermenistan sorunu çözülürse, Türkiye-Ermenistan arasındaki sorunun çözümünü getirir. Rusya-Gürcistan sorununu da gidermiş oluruz" dedi.

Bu gerginlik sırasında Karadeniz'de Montrö Anlaşması şartlarına uygun olarak davrandıklarını, anlaşmanın dışına çıkılmadığını belirten Erdoğan, "Hiçbir ülke anlaşma şartlarını zorlamadı. Geçişler buna göre yapıldı. Karadeniz'de kalışlar buna göre oldu. Karadeniz'in barış denizi olarak korunması açısından iyi bir uygulamaydı. Temennim odur ki bundan sonra da sıkıntı olmaz" yanıtını verdi.

AB-Kıbrıs

Finansal krizin Türkiye'nin AB ile ilişkilerini nasıl etkileyeceği sorusuna karşılık, bunun sürece olumsuz etkisinin söz konusu olmadığını söyledi.

Erdoğan, "33 fasıl var, üzerinde çalışmaları devam ettiriyoruz. Açılan 8 faslın içinde biri geçici olarak kapatıldı. Fransa dönem başkanlığında asgari iki fasıl yine açılacak. Ardından Çek Cumhuriyeti dönem başkanlığı geliyor. 2009 ikinci yarısında İsveç dönem başkanlığı geliyor. Çok daha farklı verimli bir süreç yaşayacağımıza inanıyorum. Fasıl müzakeresinde gayret eden, dersini iyi çalışan bir ülkeyiz. Özgüveni olan bir ülke konumundayız. Bu müzakerelere de arkadaşlarımız bu özgüven içinde gidiyorlar. Gerek komisyon, gerekse liderler burada değerlendirme yapıp karar veriyor. Tek beklentimiz, bu müzakere sürecine siyasi yaklaşım yapmak suretiyle engel konulmaması ve sürecin uzatılmamasıdır. Siyasi yaklaşımlarla Kıbrıs'ı da burada engel koymak suretiyle hızımızı kesmeye çalışanlar var. Durmak yok. Yola devam diyoruz" diye konuştu.

Kıbrıs konusunda iyimser olup olmadığının sorulması üzerine Erdoğan, "3 Eylül'de başlayan süreci destekliyoruz. İyimseriz, iyimser olmak istiyoruz. Neticeye varılmasını istiyoruz. 2004'ten bu yana destekleyen taraf olduk. Annan planını Kuzey Kıbrıs yüzde 65, Güney yüzde 75 destekledi. Güney ödüllendirildi AB'ye üye kaydedildi. Kuzey Kıbrıs hala cezalandırılmaya devam ediyor. Adalet anlayışıyla pek uyumlu değil. O süreçteki yanlışlar devam etmesin istiyoruz. 3 Eylül sürecinde Kuzey Kıbrıs ve Türkiye iyi niyetle elinden gelen gayreti yine gösteriyor. Güney Kıbrıs'ta da bu karşılık bulunursa çözüme gidilebilir" dedi.

Türkiye ile Irak'ın kuzeyindeki yönetimi arasındaki durumun sorulması üzerine Erdoğan, Türkiye'nin muhatabının, Irak'taki merkezi yönetim olduğu yanıtını verdi.

Erdoğan, kuzey Irak ile alt düzeyde görüşmelerin sürdüğünü belirtti ve "Anayasal olarak kabul edilmiş olan bir yerel yönetim orada söz konusu. Muhatap merkezi yönetim. Son olarak Irak merkezi yönetimiyle üst düzey stratejik konsey anlaşması imzaladık. Yılda bir kere başbakanlar düzeyinde üç kez icracı bakanlar düzeyinde toplantılar yapıyoruz. Bu toplantılarla birlikte siyasi, askeri, ekonomik, kültürel neler yapabiliriz çalışmaları yapılıyor. Verimli bir şekilde devam ediyor. Aynı verimlilikte devam edeceği kanaatindeyim. Bu tabii enerji alanını kapsıyor, ciddi görüşmeler var. İnanıyorum ki Irak'ın geleceğine yönelik çalışmalarımızda Irak'ın inşaasında Türkiye olarak büyük bir görev yerine getirmiş olacağız" ifadelerini kullandı.

Almanya Başbakanı Angela Merkel ile zirve çerçevesinde görüşmesinin beklenip beklenmediği sorusu üzerine Erdoğan, yemek öncesi ve sonrasında bu imkanların aranacağını kaydetti.

Erdoğan, "Almanya'da yaklaşık 3 milyon Türk var. Türkiye-Almanya ilişkileri özellikle altmışlı yıllardan itibaren çok önem arz ediyor. Bu süreç içinde bir Türk-Alman üniversitesi kurma çabasına girdik. En önemli konu, AB sürecimizle alakalı, müzakereler süreciyle alakalı. Son küresel finans kriziyle alakalı görüşmeler. Gerek Almanya gerek Fransa, gerek ABD, IMF'nin ortakları arasında bulunuyorlar. Bu konuda da önemli görüşmeler olacaktır" diye konuştu.

ABD'de seçim sonrası geçiş döneminde faaliyette bulunma konusunda fikri sorulan Erdoğan, "İki başkanınız yok. Şu anda 20 Ocak'a kadar tek başkanınız var. 20 Ocak'tan itibaren Sayın Obama formayı giyecek sahaya çıkacak. O yüzden şu anda sorumluluk sahibi Bush. Devletlerde devamlılık esastır. Bu daire içinde yarın Bush ve diğer 18 ülke liderleriyle oturup konuşacağız ve krize çözüm arayacağız. İnanıyorum ki bu ortak çözüm hem ABD kar hanesine hem bizlerin kar hanesine yazılacaktır. Yeter ki başarılı bir şekilde ayrılalım" dedi.

cnnturk



Bu haber 386 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,398 µs