Arzuhan Doğan Yalçındağ krizi Paris'te yorumladı

14 Kasım 2008 18:26 tsi
TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türk ekonomisinin, bugünkü küresel krizle başa çıkabiliyor olmasını, 2001 yılında başlatılan Kemal Derviş politikalarına bağladı.

Yalçındağ, yine de Türkiye’nin alması gereken önlemler olduğunu, IMF’yle ilişkilerin de iyi tutulmaya devam edilmesi gerektiğini söyledi.

TÜSİAD ve Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü (CEPII) tarafından Paris’te düzenlenen ‘Küresel Büyümenin Yavaşlaması Karşısında Türkiye Ekonomisi’ konulu panelin açılış konuşmasını yapan Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan ise küresel ekonomik krizden etkilenmeyecek değil bir ülke, herhangi bir birey bile olamayacağını savunarak, “Ancak biz geçmişte yaşadığımız finansal krizden derslerimizi aldık. Finans kesimimizi güçlendirici önlemlerimizi uygulamaya koyduk. İşte bu nedenledir ki Türkiye dünyanın yaşadığı bu finansal krize çok daha dirençli bir yapıda girmektedir. Hükümet olarak sürdürdüğümüz kararlı maliye politikaları ve bütçede disiplin politikasının sürecin doğru yönetilmesinde büyük katkısı olacağına inanıyorum” diye konuştu.

Bakan Çağlayan, krizle birlikte ‘Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler’ci ekonomi yaklaşımlarının tarihe karıştığını, finans devlerinin, içi boş spekülasyonlarla büyümek suretiyle dünya ekonomisini çöküntüye uğrattığını kaydederek, artık devletin belli ölçüde regüle etmeyeceği hiçbir pazarın ayakta kalamayacağını savundu.

‘TEDBİR ELDEN BIRAKILMAMALI’

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, dünya ekonomisinde bugün yaşanan küresel krizden Türkiye’nin, gelişmekte olan diğer ülkelere kıyasla daha az etkilendiğini, ancak buna rağmen tedbiri elden bırakmamaya dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Yalçındağ, “2001 krizinden sonra yürürlüğe sokulan geniş yeniden yapılandırma programı sayesinde, bankacılık ve kamu sektörü, dış borçlar konusunda iyi bir konumda bulunuyor” diye konuştu.

Arzuhan Doğan Yalçındağ, finans ve kamu sektörlerinde dış borçlara ilişkin olumlu tablonun, şirket sektörüne yansımadığını da hatırlatarak, Türk Lirası’nın yüzde 30 dolaylarında değer kaybına uğraması ve uluslararası sıcak para akışının yavaşlaması nedeniyle bu sektörde dış borç miktarının 125 milyar dolara yaklaştığını, bu rakamın ilk bakışta normal gibi görünmesine karşılık, bunun gayrisafi milli hasılaya oranının yüzde 25 civarında olmasının olumsuzluğunu hatırlattı. Yalçındağ, “Bütün bunlar, henüz alarm zilleri çaldıracak düzeyde değil. Ancak Türkiye, sorunu küçümsememeli” dedi.

Türkiye’nin, rekabet düzeyi yüksek sektörlere yönelik yatırımlarını arttırırken, ne bu yatırımların ne de yüksek teknoloji kullanımına doğru evrilmenin, işsizlik sorununu göz ardı etmeden gerçekleştirilmesi gerektiğini savunan Arzuhan Doğan Yalçındağ, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın bu konulardaki ileriye dönük politikalarını takdirle karşıladıklarını belirtti.

2001 yılında başlatılan makroekonomik yeniden yapılandırmanın aynı hızla sürmesi gerektiğine dikkat çeken Arzuhan Doğan Yalçındağ, bunun, ekonomik büyümeyi garanti altına alacağını, IMF’yle ilişkilerin eskisi gibi sürdürülmesininse, ekonomiye ekstra güven getireceğini vurguladı. Arzuhan Doğan Yalçındağ, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, Türkiye’nin IMF’yle yeniden masaya oturması gerektiğini söylemişti.

hurriyet

Bu haber 671 defa okundu.