Korsanlarla kim savaşacak? | " /> Korsanlarla kim savaşacak? | "/>

En Sıcak Konular

Korsanlarla kim savaşacak?

14 Kasım 2008 16:26 tsi
Korsanlarla kim savaşacak?
NATO filosundaki Türk gemisinin Deniz Kuvvetleri komutasına alınması nasıl yorumlanmalı?

Aralarında donanmamıza ait TCG Gökova‘nın da bulunduğu, NATO’nun Akdeniz gücüne ait, Standing Nato Maritime Group 2 (SNMG2)  olarak adlandırılan filo iki hafta kadar önce Somali’ye  gıda yardımı taşıyan şileplere eskort amacıyla Kızıldeniz’e açıldı. Daha sonra gruba ait, biri Amerikan, ikisi Alman üç gemiden oluşan bir grup, liman ziyaretleri ve küçük çaplı ortak tatbikatlar yapmak  üzere Basra Körfezine geçti.

Türk gemisinin bu gruba katılmayarak geride kalmasına neden olarak, 29 Ekim günü Somali açıklarında korsanlarca kaçırılan bir Türk şirketine ait Neslihan‘ı kurtarmaya çalışacağı yönünde basında bazı haberler yayınlandıysa da,  bunlar doğrulanmadı.

Şimdi yine, 12 Kasım günü Karagöl adlı bir Türk gemisinin aynı bölgede korsanlarca kaçırıldığı ve gemi ve mürettebatın kurtarılması için NATO’nun Körfezdeki gemilerinden yardım istendiği haberleri geliyor.

NATO FİLOSU BASRA'DA NE ARIYOR?

Şimdi, nedir bu NATO filosu? Somali’ye insani yardımı destekleme görevi tamam da, Akdeniz’de görmeye alıştığımız bu gemiler Basra Körfezinde ne arıyor?
Resmi açıklamaya göre, NATO gemilerinin programında, NATO’nun İstanbul İşbirliği Girişimi (Istanbul Cooperation Initiative, ICI) diye adlandırdığı grup ülkeleri olan, Kuveyt, Bahreyn, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri limanlarına uğramak ve küçük çaplı bazı ortak tatbikatlar yapmak var. Tabii, Basra Körfezinin kuzey batı ucundan, doğu ucu Umman’a kadar İran’ın tüm güney kıyısına paralel seyir yaparak bayrak göstermek ve Bender Abbas’ta her an müteyakkız halde duran İran donanmasını ikirciklendirmek gibi bir görev tanımı, resmi açıklamada yer almıyor.  
Hatırlanacağı gibi, NATO İstanbul İşbirliği Girişimi, ICI, 2004 haziranında İstanbul’da yapılan NATO zirvesinde hayata geçirilen bir plandı ve bu planla NATO, doğuda Afganistan’a kadar uzanan operasyon alanını Ortadoğu’nun güney bölgesini kapsayacak şekilde genişletmeye imkan sağlayan bir kapıyı aralamayı hedefliyordu.

ABD'NİN ETKİSİ

NATO zirvesi Irak krizinin en derin, iç savaşın en kanlı yaşandığı bir dönemde toplanmıştı. Amerika ve İngiltere NATO’nun doğrudan askeri katkısını sağlamaya çalışırken Fransa ve Almanya NATO askeri yardımının Irak güvenlik güçlerinin eğitimi ile sınırlandırılmasından yanaydı. ABD, Irak yangınını söndürme gayretlerine bu müttefiklerini çekmeye ikna edemedi, ancak Ortadoğu politikası açısından daha uzun vadeli ve daha kalıcı olacağını düşündüğü bir planı (ICI),  NATO çerçevesine oturtmayı başardı.
ICI, Körfezdeki tüm Arap devletlerini kapsamayı hedefliyordu ve deklare edilen amaç, 21. yüzyılın güvenlik sorunlarına çözüm üretmek, yeni tehdit ve tehlikelere cevap verecek bir yapılanmayı genişletilmiş bir Ortadoğu coğrafyasına yaymaktı. ICI grubuna dahil olmayı kabul eden ülkelerin güvenlik güçleri NATO tarafından eğitilecek, silah ve komünikasyon sistemleri ve komuta yapıları, NATO güçleri ile operasyonel işbirliği sağlanmasına olanak verecek şekilde yeniden düzenlenecekti. Terörle mücadele, sınır güvenliği gibi kimsenin açıkça karşı çıkamayacağı konular ön planda tutuldu.
Ancak NATO’nun açıklanan bu halisane amaçlarına rağmen, Suudi Arabistan gibi Körfez bölgesinin en önemli Arap ülkesinin gruba dahil olmaması dikkat çekicidir. Suudi Arabistan kamuoyu açısından belki ABD ile NATO arasında bir fark olmayabilir. Amerikan savunma şirketleri zaten uzun yıllardır Suudi güvenlik güçlerini eğitmekte, savunma sistemlerinin NATO’ya eşdeğer teknolojiler ile donatılmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla Suudi yönetiminin ICI’dan askeri bakımdan ek bir fayda beklemediği düşünülebilir. Ayrıca, siyasi olarak, Büyük Ortadoğu Projesinin bir başka nam altında yeniden gündeme getirildiğinden kuşkulanmış olabilir. Dahası,  çok sesli bir NATO’nun ülkenin güvenlik konularına müdahale edebilecek bir konuma gelmesi ihtimali, Suudi yönetimince sakıncalı görülmüş olabilir.

TÜRKİYE'NİN YAPMASI GEREKEN

Belki de bu pasif direnişten olsa gerek, ICI, başlangıcından bu yana, askeri işbirliğini geliştirmenin, üye ülkelere NATO’yla ortak hareket kabiliyeti kazandırmanın faydaları üzerine çok sayıda toplantı, konferans, brifing, vs. gibi basın menuplarına, yerel siyasilere ve diplomatlara yönelik ve esas itibariyle “Public Relations, (PR)” olarak adlandırılabilecek etkinliklerin dışında fazla bir varlık gösteremedi. Aradan geçen dört yıldan sonra şimdi NATO yetkilileri de ICI’nın asıl kıymet-i harbiyesinin siyasi olduğunu söyleyerek başlangıçtaki benimsenen askeri hedeflerin gerçekleşmediğini bir bakıma kabul ediyorlar. 
Askeri açıdan başarısız görününen ICI planının eğer asıl amacı siyasi ise, ve eğer bu siyaset Basra Körfezinin güneyinde, İran’ın  tam karşı kıyısında sıralanan (ICI üyeleri) Kuveyt, Bahreyn, Katar ve Birleşik , Arap Emirliklerini İran ile ABD ve Batı İttifakı arasında çıkabilecek olası bir sıcak çatışmaya karşı psiklojik olarak hazırlamak ise, olay bir anda çok farklı bir boyut kazanıyor.
Sanırız, Türkiye açısından, NATO’yu şeffalıktan uzaklaştırabilecek, bölgeye yönelik dış politika çizgisinden sapmaya yol açabilecek böyle bir boyut kolay benimsenemez. Bunun için belki de Türkiye, ICI planı eğer rafa kaldırılmayacaksa, siyasi hedeflerin yeniden açıkça ifade edilmesini NATO’dan talep etmelidir.
Bu arada, ICI’nın siyasi misyonu yeniden tanımlananana kadar, NATO gemileri Körfezde dolaşmaktan daha faydalı işlerle uğraşmalı, mesela bölgenin bir an önce korsanlardan temizlenmesine yardım etmelidir...

Gazeteport



Bu haber 510 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,791 µs