AKP'nin çözülüşü ilkbahara?

2001 ekonomik krizinin siyasal tezahürü olarak ortaya çıkan AKP-elbette sadece bu değildi-bir diğeri ile sahne-i siyasete veda eder mi? Bu kritik soru aslında kimileri için beklenti kimileri içinse sadece analiz.

Ama yanıtlarının bakış açılarına, kestirmeyi yapanın bulunduğu zaviyeye göre değişiyor! Örneğin Morton Abramowitz'in Newsweek'de kaleme aldığı yazının cümleleri içinde şunlar var; "Ekonomik çöküş AKP'nin son zamanlarda izlediği 'muhafazakar' eğilimi güçlendirecek... AKP ekonomik bir başarıyla yükseldi, bir ekonomik başarısızlıkla yıkılacak."

Bu yorum, AKP'nin krizle iktidara geldiği fikrinin bir türevi. Gidişinin şartları da benzer bir duruma bağlanıyor. Peki veri ne? Pek belli değilse de, sanırız şu not önemli; "muhafazakar eğilimin güçlenmesi". Buradar kasıt, AKP'nin bilinen referansları değil. Tersine, devletçi bakışının parlaması.

Abramowitz muhtemelen, ekonomik ve politik açından sıkışan AKP'nin tutunacak bir dal olarak devletçi formüllere dönüşünü ikaz ediyor. Ama dediğimiz gibi bu yorumlar ait olunan konumun açısı kadar geniş.

İşaret fişekleri patlasa da, ekonomik krizin hükümet müdehaleleri getirecek kadar yaşanmadığı Türkiye'de beklenti, ağır yaranın 2009 yılının ilk üç ayında açılacağı. Belki öyle belki değil. Fakat bu zamanlama yerel seçimlere denk geldiğinden, AKP'nin oy performansındaki azalış farklı kapıları açabilir.

Tabii iktidar partisinin seçimi kaybetme olasılığı zayıf. En azından istatistiksel açıdan yerel seçimlerin
genellikle iktidara yaradığı bilinen bir bulgu. Ama beklenenden daha az oy, erken genel seçim taleplerini yükseltebilir.

Türkiye'nin politik geçmişinde bu türden örnekler çok bulunuyor. Süleyman Demirel'in muhalefet anlayışında sık yaşanmış bir olgu bu. Ancak AKP muhalifleri açısından bu beklenti ne denli ümitvar olsa da, madalyonun bir de öbür yüzü var.

Çünkü; AKP'nin seçimlerden daha fazla, aynı veya nispeten az oy alması hükümeti sarsacak gibi değil. Manidar bir oy kaybı ise bugünden kestirilemez. Öte yandan, ekonomik krizin somut tezahürlerinin 2009 yılın bahis konusu zamanlamasına denk gelmesi de hala sadece beklenti.

Eğer, Başbakan Erdoğan'ın dünkü, "kriz tepe noktayı aştı ve inişe geçti" açıklaması doğru ise (!), bu senaryoları da ötelemek gerekecek.