'Yeni Hayat': Başmüzakereci savaşları!

11 Kasım 2008 14:59 tsi
Bakanlık gücündeki AB Başmüzakerecisi makamı, şu sıralar hararetli rekabete neden oluyor. Görünen o ki; Başbakan, adaylar, AB, ABD, Köşk, Dışişleri Bakanlığı arasında birden çok kritik dengenin gözetildiği garip bir oyun oynanıyor. Şimdi oyuna, "yeni hay

Ankara'da şu sıralar en "rekabetli" koltuk, AB Başmüzakereciliği makamı. Şu an bu görev Dışişleri Bakanı Babacan'ın uhdesinde bulunuyor. Ancak ayrılıp, tek bir makam olarak değerlendirilmesi fikri, bu görevi gözüne kestirenlerin hareketlenmesini sağlamış bulunuyor. 

Bu koltuk için ismi geçen kişilerden biri de AKP İstanbul Milletvekili ve karikatürist Salih Memecan'ın eşi Nursuna Memecan. Kısa süre önce Başbakan Erdoğan'ın, İstiklal Caddesi'ndeki "Yeni Hayat" Apartmanı'nda aileyi ziyaret etmesi de bu kulisleri hızlandırdı.

Ancak konu, bürokratik bir atamanın şartlarından çok daha fazlasını içeriyor. İlk tartışma konusu, neredeyse bakanlık gücündeki, hem iç hem dış dengeleri bağlayan bu koltuğu Nursuna Memecan'ın taşıyıp taşıyamayacağı.

Genel intiba, büyük bilgi birikimi, tecrübe, iç-dış bağlantılar isteyen bu görevin ağırlığının Memecan'ın omuzlarına fazla geleceği yönünde. Doğrusu, Memecan'ın biyografisi de bu izleri taşıyor. Yine de bu tartışma konunun belki en "mülayim" tarafı.

Çünkü başka dengeler var. Gazeteler meseleyi genellikle "Babacan'ın yerine Memecan" kafiyesiyle verdiklerinden, olası diğer isimleri pek görmüyorlar. Örneğin bunların içinde Egemen Bağış'ın ismi de geçiyor. Esasen iki isim de daha çok Amerikan kültürüne hakim.

Ama konu AB olduğunda ABD'nin etkinliği de kulak ardı edilmemeli. Hele yeni yönetimin görev başına geleceği düşünüldüğünde, Bağış'ın bağlantıları daha çok ve sağlam duruyor. Bu görev Bağış'a da fazla gelir eleştirileri mevcuttu. Memecan'la beraber ortaya doğal olarak çıkan "kıyas", ibreyi psikolojik olarak Bağış'a itebilir.

Tabii, Memecan'ın ABD'li think-tanklarla tanışıklığı da unutulmamalı. AKP içindeki ilk görevi, partinin dışarıdaki imajının sağlam tutulmasıydı. Bu nedenle, bazı think-tanklarla tanışıklığı mevcut. Bunlara rağmen, ABD etkisinin sınırlı kalacağı sürpriz sayılmamalı. Zaten başka önemli dengeler de mevcut.

Konuya "ters açı"dan bakıldığında, Memecan'ın Başbakan tarafından yeğ tutulmasının komplo teorisi minvalli ihtimali de mevcut. Çünkü artık herkes biliyor ki, AKP hükümeti AB ile ilişkiler konusunda-frene basmadıysa da-ayağını gazdan çekmiş durumda.

Bir süre boş viteste ve aynı hızda gitmek mümkün. Ama bir süre sonra arabanın yavaşlayacağı da eşyanın tabiatı gereği. İşte bu noktada acaba Memecan seçimi uygun olabilir mi? Tabii bunlar hep Ankara'nın sisli ve karanlık kulislerinin sözleri.

Problemin, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık boyutu da bulunuyor. Abdullan Gül hükümete nazaran AB konusunda daha aktif görünüyor. Bu nedenle bu makama atanacak kişi üzerinde tartışmak isteyebilir. Zaten hükümetin de buna bir itirazı yok.

Yok ama, bu hal ortaya bir başka ismin veya görevin Babacan'la devamı gibi bir ihtimali ortaya çıkarabilir. Bunu zaman gösterecek. Nursuna Memecan'ın arkasındaki desteği de küçümsememek lazım. "Yeni Hayat"daki toplantının katılımcılarına bakıldığında-eğer görüşülen konulardan biri bu ise-Memecan'ın ardındaki desteğin Türkiye'deki "radikal liberaller"den geldiği de okunabilir. 
  
Bu da Nursuna Memecan'ı destekleyen kesimin fikirleri ve aidiyeti konusunda ipucu verebilir.

Bu haber 816 defa okundu.