Ahmet Hakan'ı çıldırtan kadın ve çizer eşi | " /> Ahmet Hakan'ı çıldırtan kadın ve çizer eşi | "/>

En Sıcak Konular

Ahmet Hakan'ı çıldırtan kadın ve çizer eşi

11 Kasım 2008 11:36 tsi
Ahmet Hakan'ı çıldırtan kadın
 ve çizer eşi AK Partili bir milletvekilinin o tutumunu eleştiren Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Prof. Yalçın Küçük'e de bu konuda "delirmekte haklısın" diye seslendi. İşte o çizer ve milletvekili eşi...

Ahmet Hakan/Hürriyet

ÇOK yakında başıma "siyah kalpak", boynuma da "kırmızı kaşkol" takıp televizyon programlarında nara atmaya, masa yumruklamaya falan başlarsam...

Yani...

Adım "çatlak gazeteci"ye çıkarsa...

Hiç şaşırmayın...

Çünkü delirmek üzereyim...

Nasıl delirmeyeyim?

Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz, AKP Milletvekili Nursuna Memecan’a emanet edilecekmiş...

Nursuna Hanım "Başmüzakereci" olmak için resmen ve alenen kulis atıyormuş...

"Majestelerinin karikatüristi" olarak nam salan Salih Memecan ile eşi Nursuna Memecan’ın, İstiklal Caddesi’ndeki evlerinde Başbakan Erdoğan’ı ağırlamalarının sebeb-i hikmeti bu imiş...

Şu işe bakın siz:

Avrupa Birliği dosyalarına hákim olmak için yıllarca göz nuru dökmüş, ömür tüketmiş bunca diplomatımızın yüzüne dahi bakılmazken...

Amerika’da hızlandırılmış uluslararası ilişkiler kursu görmek, İngilizce’den biraz çakmak ve hükümet yanlısı karikatüristin eşi olmak dışında herhangi bir meziyetine tanık olmadığımız Nursuna Hanım, "Başmüzakereci" sıfatıyla arzı endam edecekmiş...

Allah’ım! Sen aklıma mukayyet ol!

Hey Yalçın Küçük Hoca!

Vallahi de billahi de delirmekte haklısın, bu memleket adamı çıldırtır...

Ama tek kabahat Nursuna Hanım’da değil...

Herhangi bir makama getirilmenin koşullarının bu kadar ucuzladığı bir memlekette...

Yani...

Tren makinistine ulaşım sorunlarının, belediye trafik memuruna Türk Hava Yolları’nın, biraz İngilizce’den çakana diplomasinin, Çıkrıkçılar Yokuşu’nda az buçuk tüccarlık etmiş adama ekonominin emanet edildiği bir memlekette...

Nursuna Hanım’ın, etrafına şöyle bir bakıp, "Ben neden Başmüzakereci olmuyorum ki? Benim neyim eksik?" demesi gayet normaldir...

İşte buraya yazıyorum:

Bu hanımefendi, yarın da "Yahu şu Ali Babacan bile Dışişleri Bakanlığı’nı yürütebiliyorsa ben de yürütürüm kardeş" diyecek ve Dışişleri Bakanlığı’na getirilmek için kulis atacaktır...

Bu işler artık ciddiyetten uzak hale gelmiştir...

* * *

Şimdi anımsıyorum:

28 Şubat günlerinde ben bu "Memecan Ailesi"ni pek bir severdim...

O zamanlar memleketimiz biraz "Mississippi"yi andırır, Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarına "Kunta Kinte" muamelesi çekilirdi...

Salih ile Nursuna Memecan çifti ise, sağdan soldan gelen "zenci dostu" suçlamalarına hiç aldırmazlar, Erdoğan ve Gül’e sokuldukça sokulurlardı...

Ben de şöyle derdim: "Ne kadar da erdemli insanlar..."

Sonra şöyle bir şey oldu: Zenciler iktidara geliverdi...

Yani bir zamanlar "Kunta Kinte" muamelesine tabi tutulanlar, "Obama" gibi patron oldular...

Memecan Ailesi de bu işten bir parça nemalanmaya başladı...

Mesela Salih, "Majestelerinin karikatüristi" olarak Başbakan’ın ve Cumhurbaşkanı’nın uçaklarında "çok özel konuk" muamelesi görmeye başladı...

Mesela Nursuna, Meclis’e kapağı attı...

Bense hep iyi niyetimi korumaya çalıştım...

Ta ki Nursuna’nın "Başmüzakereci" olmak için yanıp tutuştuğunu öğreninceye kadar... Ve şimdi kesin hükmümü veriyorum:

Bu Memecan Ailesi’nin, Obama üzerine yatırım yapan "Beyaz / Protestan / Anglosakson / Uyanık / Pazarlamacı / Yatırımcı" tiplerden hiç mi hiç farkları yokmuş yahu...

Ha gayret Gürsel Tekin

BUNDAN bir süre önce, "CHP’nin yeni İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’e dikkat" diye bir yazı yazmıştım...

Demiştim ki:

"Gürsel Tekin alışılmış CHP’lilere benzemez... Örgütçüdür... Seçkinci değildir... Halkın diliyle konuşur... Hacı amcalarla iletişimi gayet iyidir... Fakir fukaraya yakındır... Takipçidir... Varoşlara alışkındır... Laiklik geriliminden ziyade yolsuzluk meseleleriyle ilgilidir... İddialıdır..."

Şimdi lütfen fotoğrafa iyi bakın...

Önceki gün akşam saatlerinde İstanbul Eyüp’te çekilen bu fotoğraf, Baykal açısından önemli ise de, asıl olarak "Gürsel Tekin farkı"nı yansıtmaktadır...

Olay şu: Bir grup türbanlı kadının yanı sıra çarşaflı bir kadın da CHP saflarına geçmiş... Baykal da, çarşaflı kadına CHP rozeti takıyor...

Ne güzel değil mi?

Durun, durun... "Bu bir istismardır, seçim öncesi türbanlıları kafalama taktiğidir" falan deyip geçmeyin...

Çünkü Gürsel Tekin, bu işin altını da dolduruyor...

Bundan iki hafta önce bana, "Ben CHP İstanbul İl Başkanı olarak üniversitelerde türbanın özgür olmasını istiyorum" demişti...

Ben de "Böyle bana özel konuşmak olmaz... Bunun yazılmasına razı mısın?" diye sormuştum...

Yanıtı çok açıktı: "Evet, yazabilirsin."

Bir vesile arıyordum... İşte buldum ve yazdım...



Bu haber 597 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,727 µs