Doğan'dan Mustafa raporu!

11 Kasım 2008 11:19 tsi
Doğan Grubu'nun patronu ve ağır topları 'Mustafa'yı izleyip heyet raporu yayınladı. Raporda, Can Dündar'a haksızlık yapıldı' denildi. Peki haksızlığı kim yaptı?

Geçtiğimiz günlerde Aydın Doğan, Ertuğrul Özkök, İsmet Berkan, Sedat Ergin ve Rıfat Ababay Kanyon’da buluşup yemek yemişlerdi. Bekir Hazar, Yeni Şafak’taki köşesinde bu yemekte Star TV’nin ‘tematik kanal’a dönüşebileceğinin konuşulduğunu yazmıştı. Aynı yemek sonrası izlenen ‘Mustafa’ya dair ‘heyet raporu’ da bugün yayınlandı.
 
Ertuğrul Özkök aynı gün ekipçe bir de sinemaya gittiklerini ve çok tartıştırılan ‘Mustafa’yı izlediklerini yazdı. Özkök, Can Dündar’a haksızlık yapıldığını belirttiği yazısında Atatürkçülerin ve ‘dinciler’in tepkisini çekecek bir film olmadığını hatta sıradan bir televizyon kanalında ancak yayınlanabilecek bir yapım olduğunu dile getirdi.

DÜNDAR'A HAKSIZLIĞI KİM YAPTI?

Haber 7 olarak biz de Ertuğrul Özkök’e hatırlatıyoruz filme kimin tepki verdiğini. Konuyla ilgili ilk yazı Vatan Gazetesi’nde çıktı. Doğan Grubu’na bağlı Vatan Gazetesi’nde Ercan İnan’ın iddiası şöyle oldu:  “Turkcell sponsorluktan şu gerekçeyle vazgeçti: ‘Bizim çok çeşitli kesimlerden müşterilerimiz var, bu film abonelerimizin bir kesiminin tepkisini çeker.’ Bu idda daha sonra Hürriyet ve Vatan başta olmak üzere diğer Doğan Grubu gazeteleri tarafından gündeme taşınarak Turcell’in ‘Mustafa’ya sponsor olmaktan vazgeçmesinin sebebi hükümet ve muhafazakar kesim olarak gösterildi. Tartışma bir iki gün bu şekilde devam ettikten sonra olayın boyutunun faklı olduğu ortaya çıktı. Hatta ‘Mustafa’ üzerinden Turkcell’in yıpratılmak istendiği de iddialar arasında yer aldı. Yine Doğan Grubu yazarları filmi sert bir şekilde eleştirirken Can Dündar bu eleştirilere isyan ederek, en çok filmi izlemeden eleştirenlere kırıldığını ve bunların başında ‘Bekir Coşkun’un geldiğini söylemişti. Bugüne kadar filmle ilgili 300’e yakın yazı ve haber çıktığını da söyleyen Dündar, bunların yarısından fazlasının olumsuz görüş olduğunu aktarmıştı.
 
Ancak bu filmi ve bu süreçte Turkcell’i en çok hedef tahtasına koyan Doğan Grubu, şimdi de çıkıp ‘Heyet raporu’ açıklayarak filmin izlemeye değecek bir yapım olmadığını, tepki göstermemek gerektiğini amiral gemisinin kaptanının ağzından kamuoyuna aktarıyor.
 
'BU FİLMDE UYUNUR'

Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni ‘Mustafa hakkında heyet raporu’ başlığını koyduğu yazısında kendi görüşlerini açıkladı. Filmin başında uyukladığını ve Posta Genel Yayın Yönetmeni Rıfat Ababay’ın dürtmesiyle uyandığını aktaran Özkök, Can Dündar’ın tek düze sesinin de kendisinde ‘sakinleştirici’ etkisi yaptığını aktararak adeta ‘uyuklatan’ bir yapım demeye getirdi.

YAFTALAMA YOK AMA DİNCİLER NE DER?

Ertuğrul Özkök yazısında “Kanaatim nedir?” dedikten sonra şöyle yazıyor; “Turkcell’in, sponsorluktan vazgeçmesini gerektirecek bir şey görmedim.

Atatürk’e gönülden bağlı insanların bu kadar fevri tepki göstermelerine neden olacak bir şey de görmedim.

Ya dinciler?.. 

YAFTALAMAYA KARŞIYDI!

Bu noktada Ertuğrul Özkök’e 8 Kasım tarihli “Sırtımızdaki gönüllü etiketler’başlıklı yazısından şu paragrafı hatırlatıyoruz: “Ayrıca kendimi, ‘etiketlenme mağdurlarından’ biri olarak görüyorum.

Gazetecilik mesleğim boyunca, sırtımda etiket yapıştırılmadık bir santimetrekare yer kalmadı.

‘Özköşk’ dendi, ‘Dönek’ dendi, ‘Yalaka’ dendi, ‘Liboş’ dendi, ‘Askerci’ dendi...

O nedenle, bana yapılan haksızlıkları, başkalarına yapmamak için elimden gelen çabayı gösteriyorum.”
 
Yaftalamaya, etiketlemeye karşı olan Özkök, ‘Mustafa’ filmini değerlendirirken ‘dinciler’ diyerek yine eleştirdiği konuda kendini yalanlıyor.

Onların öfkesini çekecek bir şey de görmedim.

Yani bu konularda Can Dündar’a büyük haksızlık yapıldığı inancındayım.

Can, başarılı ve gayretli bir çocuktur.

Bazı çevrelerde çekememezliklere yol açmasının da anlaşılabilir insani bir boyutunun bulunduğunu düşünüyorum.”

SIRADAN BİR FİLM
Özkök ‘Mustafa’ ile ilgili görüşlerini açıkladıktan sonra ikinci soruyu kendisine soruyor ““Senin görüşün ne diyeceksiniz?” ve cevabını veriyor:

“Bana göre öyle çok çok başarılı olmayan, hatta sıradan bir dokümanter denilebilir.

Sinema filmi olarak yapılmasının biraz abartılı olduğu kanaatindeyim.

Yani bu filmin hak ettiği yer, öyle büyük değil, daha dar çerçeveli bir televizyon kanalıdır.

Bana göre "Sarı Zeybek" de, "Fikriye" de bundan çok daha başarılı belgesellerdi.

Bir de şunu itiraf edeyim.

Bu kadar uzun bir filmde Can Dündar’ın iniş çıkışları olmayan sesi, bendeki gibi sakinleştirici bir etkiye yol açabiliyor.

Filmde hiç mi ilginç şey yoktu.

Vardı elbette.

Peki bunlar, Atatürk’ü tanrılar katından, ölümlüler dünyasına indirdi mi diye sorarsanız, benim cevabım şu olurdu:

"Atatürk benim gözümde hep insandı. Onu kendimde de gördüğüm ve sevdiğim zaafları ile gözümde büyüttüm.

Hálá orada hiç dokunulmadan aynı yerinde duruyor."

Haber 7

Bu haber 259 defa okundu.