hastalıkların yumurtası | " /> iyibi" /> hastalıkların yumurtası | "/> iyibi"/>

En Sıcak Konular

Toksik zehir fırtınası , hastalıkların yumurtası

11 Kasım 2008 11:15 tsi
Toksik zehir fırtınası , hastalıkların yumurtası Modern tıp kanunları doktorları yanıltabiliyor, modern tıbbın tedavisi mümkün olmayan hastalık olarak tanımladığı hastalıkların arkasında toksik zehirlenme olabileceğini hiç düşündünüz mü? Prof. Dr. Ahmet Aydın anlatıyor. iyibi

Modern tıbbın muhafazakarları otizmi nedeni belli olmayan ve bu yüzden de tedavi edilemeyecek bir hastalık olarak gösteriyorlar. Ailelere bu hastalığın tedavi edilemeyeceği,  ancak ilaç ve davranış tedavileri ile bazı belirtilerin hafifletebileceğini söylüyorlar.

Oysa yapılan çok sayıda bağımsız araştırma otizm genetik alt yapısı olan, enfeksiyonlar, toksik kimyasallar, ağır metaller, hipoksemi ve gıdalardaki protein ve peptitlerle tetiklenen ve yaygın gelişimsel bozukluğa yol açan nöroimmün bir klinik tablo olduğunu göstermektedir.

İlaç tedavisinin had safhaya ulaştığı günümüzde, kronik hastalıkların iyileşmek yerine durmadan hızla artması sizin de ilginizi çekmiyor mu?

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın, çocukların geleceği ile ilgili çok önemli bir gerçeği gündeme getirdi.

Prof. Dr. Ahmet Aydın toksik maddeler ile otizm arasındaki ilişkiyi irdeleyerek çok önemli bir sonuca vardı! Aydın’ın açıklamalarına göre; "Toksinler sadece otizmle değil, hiperaktivite, dikkat dağınıklığı, depresyon, mültipl skleroz, Parkinson, Alzheimer hastalığı, obsesif-kompulsif bozukluk ve şizofreni gibi sık rastlanılan ve tedavisi yok gibi görünen hastalıklarla da çok ilişkili."

İşte Prof. Dr. Ahmet Aydın'ın otizm kaynağı toksik zehirlenme ve bu zehirlenmenin kaynakları konusundaki açıklamaları.

Antibiyotikler otizme sebep olabiliyor

"Otizm, genelde 1-3 yas civarında ortaya çıkan kişinin dil, sosyal ve iletişim becerilerini bozan gelişimsel bir hastalık tablosudur. Otizmin sözcük anlamı “içine dönük” tür;  eskiden çocukluk şizofrenisi olarak da tarif edilirdi.  Günümüzde otizm yerine, otistik spektrum bozukluğu (autism spectrum disorders-ASD) ya da yaygın gelişimsel bozukluk (pervasive developmental disorders-PDD) terimleri tercih edilmektedir.

Sidney M. Baker adlı araştırıcı 1950’lerden günümüze otizmdeki patlamadan aşağıdaki faktörleri sorumlu tutmuştur.

1. Antibiyotik kullanılmasının artması
2. Ağır metal içeren aşıların ve çoklu virus aşılarının (Kızamık-Kızamıkçık-Kabakulak-MMR gibi) kullanılmasındaki artış.
3. Ekilebilir toprakların fakirleşerek sebze ve meyvelerdeki vitamin ve mineral içeriğinin düşmesi.
4. Omega-3 tüketiminin azalması
5. Ağır metal, ilaç ve toksinlere fazla maruz kalınılması.

Otizmin artması antibiyotik kullanılmaya başladıktan sonraki zamanla çakışmaktadır. 1950 yılında ABD’de 200 ton olan antibiyotik tüketimi 1990’da 20.000 tona çıkmış, yani yaklaşık 100 kat artmıştır.

“Otistik hastaların hemen hepsinde ağır metallere rastlandı!”

1988 yılında Edelson and Cantor 56 otistik çocuğu inceleyip, 56’sında da ağır metal yükü saptadılar. Araştırıcıların elde ettiği sonuçlara göre bu 56 çocuğun 55’inde karaciğer detoksifikasyon sisteminin iyi çalışmıyordu, 53’ünde de bir ya da daha fazla ağır metal dışı toksik kimyasal madde (ağır metal dışında) yükü vardı. Bu toksinlerin başlıcaları böcek ilaçları, tarım ilaçları, dezenfektan gazlar, antibiyotikler, deodoranlar ve çok sayıda aromatik ve alifatik solventlerdir.

Ülkemizin ilk ve tek DAN doktoru olan Uz. Dr. Cem Kınacı’nın yaklaşık 700 hasta üzerinde yaptığı araştırmada otistik hastaların tümüne yakın bölümünde ağır bir metal zehirlenmesi vardır. Ülkemizde en çok kurşun zehirlenmesi görülmekte, onu cıva zehirlenmesi takip etmektedir. Arsenik, kadmiyum, alüminyum ve uranyum zehirlenmeleri ise daha az görülmektedir.  

Maalesef bu toksinlerin bazıları devamlı soluk alıp verdiğimiz evlerimizin havasında badanasında, halısında, mobilyasnda, elektronik eşyalarında, hatta pencerelerinde de mevcuttur. Bu toksinler başta çocuklar olmak üzere bütün ev halkının davranış, algılama, bilişim ve motor fonksiyonlarında değişik şiddetlerde bozukluklara neden olmaktadır. Yaş ne kadar küçük ve beyin ne kadar az olgun ise zarar da o oranda artmaktadır.

İşin kötüsü bu toksinler kişinin detoksifikasyon yeteneği ile ilişkili olarak çok düşük düzeylerde bile etkili olabilmektedir. Yani genetik olarak detoksifikasyon yeteneği iyi olmayan kişiler çok düşük düzeyde toksinlerden bile etkilenebilmektedir. Detoksifikasyon reaksiyonları iyi çalışan ve yeterli doğal gıda alanlar ise toksinlerden fazla etkilenmemektedirler.

Ayrıca bu toksinler vücudumuzdaki diğer reaksiyonları katalizleyen enzimler gibi detoksifikasyon işlemini hızlandıran enzimlerin fonksiyonlarını da bozarak sorunu daha da ağırlaştırmaktadır.  Rafine ve doğal olmayan gıdaların vitamin ve minerallerden fakir olması zaten yavaşlamış olan detoksifikasyon reaksiyonlarını daha da tembelleştirmektedir.

AYNI ÇEVRESEL TOKSİK ETKENE MARUZ KALAN HER ÇOCUKTA NİYE OTİSTİK TABLO GELİŞMEMEKTEDİR?

Tabii ki şu soru da akla gelmektedir. Madem ki otizm fenilketonüri, hemofili, talasemi gibi klasik bir tek genle kanıtlanan bir hastalık değildir, (ki öyledir), o zaman aynı çevresel toksik etkene maruz kalan bir çocukta hastalık tablosu gelişirken diğer çocuklarda niye aynı tablo gelişmemektedir?

Aynı çevresel zararlıya (ağır metal, böcek ilacı, antibiyotik, enfeksiyon vb) maruz kalmasına rağmen her çocukta otizm tablosunun görülmemesi otizme yatkınlık sağlayan tek-gen polimorfizmlerinin varlığı ile açıklanabilir.

Tek-gen polimorfizminde talasemi, hemofili gibi hastalıklarda olduğu gibi bir gen eksikliği yoktur.  Burada gen ya da genlerin kalitesi bozuktur ve idare ettiği enzim tembel çalışır.
İnsanlar çevresel zararlıya (ağır metal, böcek ilacı, antibiyotik, enfeksiyon vb) maruz kaldıklarında vücutlarına çalışan detoksifikasyon (zehirden kurtulma) mekanizmaları ile bunları temizlemeye çalışır. Detoksifikasyon mekanizmaları genetik olarak belirlenir ve kişiden kişiye değişir. Bu değişkenlik gen polimorfizmlerinin sayısı ve bozukluğun derecesi ile ilişkilidir. 

Bu mekanizmalar nüfusun %65’inde oldukça iyi çalışır; geri kalan %32’sinde yavaş, %2.5’şinde ise çok az çalışır. Otizm, Alzheimer, mültipl skleroz, şizofreni, bipoler bozukluk, çocuklar bu %2.5’in içindedir. Fakat çevresel toksinlerin mevcut artışı sürer ve doğal beslenmeden daha da uzaklaşılırsa %32’lik bölümde de bu hastalıklar fazla görülecektir.

OTİZMİN OLUŞ MEKANİZMASI

Otizmin başta gelen nedenleri ağır metaller, antibiyotikler ve diğer kimyasal toksik maddelerdir. Diğer nedenler arasında enfeksiyonlar (Kızamık, HHV6, CMV, Streptococcus, Clostridia, Borrelia, Candida) ve beyin kan akımında azalma gelmektedir. Genetik yatkınlıkları (tek-gen polimorfizmleri) nedeni ile bu toksinler ve enfeksiyonlar ile yeterince baş edemeyen çocuklarda bir dizi birbirine bağlı mekanizmaların etkisi ile otizm tablosu oluşmaktadır.

Otizmin muhtemel oluş mekanizması

İşte en önemli ağır metal kaynakları

Civa kaynakları
Egzoz gazları ve kirli hava
Böcek ilaçları
Amalgam diş dolguları
İçme suları
Keçe
Kulak ve burun damlaları
Bazı aşılar (karma aşı, hepatit B, HiB, grip)
Kan grubu uyuşmazlığını önleyen ilaçlar
Kontakt lens solüsyonları
Çamaşır yumuşatıcıları
Deniz ürünleri
Talk pudrası
Kozmetikler (maskara)
Ahşap koruyucuları
Yer cilaları ve parlatıcıları
Piller
Cıvalı idrar söktürücüleri
Elektrikli aletler
Patlayıcılar
Fluoresan lambalar
Boyalar
Tarım ilaçları
Petrol ürünleri
Musluk suyu
Kurşun kaynakları
Motorlu araçların yaydığı egzoz gazları
Kurşun borularla evimize ulaştırılan sular
Kalıcı rujlar
Vinil okul çantaları
Ders araçları,
Duvar boyaları
Tekstil boyaları
Oyuncaklar
İçme suları
Dökme demir
Kirli hava
Porselen veya çelikten yapılmış banyo küvetleri
Piller
Konserve gıdalar
Kimyasal gübreler
Toz
Endüstriyel bölgelerde yetişmiş gıdalar
Saç boyaları
Kurşunlu cam
Böcek öldürücüler
Sigara dumanı
Alüminyum kaynakları
Pişirme kapları
Folyolar
İçme suları
Antiasitler (mide ilaçları)
Aşılar (Pnömokok, Hepatit A, HPV)
Deodoranlar
Tamponlu aspirin
Gıda katkıları
Rujlar
Konserve edilmiş asidik yiyecekler
Bazı ishal ilaçları
Bazı hemoroit ilaçları
İşlenmiş bazı peynirler
Arsenik kaynakları
Kirli hava
İçme suyu
Balıklar
Böcek öldürücüler
Tarım ilaçları
Endüstiriyel et ürünleri
İşlenmiş bazı metaller
Deniz ürünleri
Özel cam ürünleri
Tahta koruyucuları
Kadmiyum kaynakları
Sigara dumanı
Kirli hava
Kadmiyumlu topraklarda yetişen bazı meyve ve sebzeler
Böbrek, karaciğer, tavuk gibi et ürünleri
Böcek öldürücüler
Karayollarındaki tozlar
Nikel-kadmiyumlu piller
Boyalar
Fosfatlı gübreler
Nikel kaynakları
Elektrik düğmeleri
Aydınlatma gereçleri
Seramik
Kakao
Soğuk saç perması
Yemek pişirme kapları
Kozmetik ürünler
Metal paralar
Diş malzemeleri
Bazı çikolatalar
Margarinler
Endüstriyel alanların yakınında üretilmiş gıda ürünleri
Saç spreyleri
Endüstriyel atıklar
Süs eşyaları
Metal rafinerileri
Metal eşyalar
Nikel-kadmiyum piller
Ortodonti malzemeleri
Şampuanlar
Musluk suyu
Fermuarlar
Sigara dumanı

Belki herkes farkında, ama konunun yeterince önemsenmediği açık. Otistik çocukların hemen hepsi zehirlenmiş vaziyette ve sorunun önü alınamıyor. Artık konu akademik bir tartışma olmaktan çıkmalıdır. Bu bir halk sağlığı sorunudur ve sivil ve resmi kuruluşlar otizme ya da diğer nöropsikiatrik hastalıklara neden olan çevresel toksinlere karşı mücadeleye başlamalıdırlar.  Aksi halde torunlarımızın belki de çocuklarımızın bu Dünya’da yaşama şansı kalmayacak.”

Bu haberimiz, Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın www.beslenmebulteni.com sitesindeki “Otistik çocukların zehirlenmiş olabileceğini hiç düşündünüz mü?” başlıklı yazısından derlenerek hazırlanmıştır.

www.iyibilgi.com özel



Bu haber 3,286 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,610 µs