En Sıcak Konular

Hukuk dışına çıkmakla hukuk sağlanamaz!

11 Kasım 2008 09:39 tsi
Hukuk dışına çıkmakla hukuk sağlanamaz! Anayasa Mahkemesi'nin 'yetki gasbıyla' suçlanmasına neden olan özgürlüklerle ilgili kararına en anlamlı tepki raportöründen geldi.

Raportör Doç. Dr. Osman Can, dün Bilkent Üniversitesi'nde anayasaların ebedi geçerliliğinin olamayacağını söyledi.  
 
Can, Anayasa'nın meşruiyetini sürdürmesi için toplumsal ve siyasal değişikliklere kendisini uyarlama zorunluluğu bulunduğunu dile getirdi. Can'a göre Anayasa'nın değiştirilmesini reddetmek, onu geçersiz kılmanın en etkili yolu. 1921 Anayasası dışında Türkiye'nin 1876 yılından bu yana ferman anayasalarla yönetildi. Mahkeme'nin "olağan dışılığı ilan eden kurum haline dönüştüğünü" ifade eden Can, "Bu tecelli ettiyse devletin ayakta kalacağı ve hukukun gideceği açıktır. Hukuk dışına çıkmakla hukuk sağlanabileceği iddiası paradokstur." dedi.

Anayasa Mahkemesi'nin 'yetki gasbıyla' suçlanmasına neden olan özgürlüklerle ilgili kararına en anlamlı tepki raportöründen geldi. Raportör Doç. Dr. Osman Can, dün Bilkent Üniversitesi'nde anayasaların ebedi geçerliliğinin olamayacağını söyledi. Can, Anayasa'nın meşruiyetini sürdürmesi için toplumsal ve siyasal değişikliklere kendisini uyarlama zorunluluğu bulunduğunu dile getirdi. Can'a göre Anayasa'nın değiştirilmesini reddetmek, onu geçersiz kılmanın en etkili yolu. 1921 Anayasası dışında Türkiye 1876 yılından bu yana ferman anayasalarla yönetildi. Mahkeme'nin 'olağan dışılığı ilan eden kurum haline dönüştüğünü' ifade eden Can, "Bu tecelli ettiyse devletin ayakta kalacağı ve hukukun gideceği açıktır. Hukuk dışına çıkmakla hukuk sağlanabileceği iddiası paradokstur." dedi.

Bilkent Üniversitesi ve Alman Uluslararası Hukuki İşbirliği Vakfınca düzenlenen 'Anayasalardaki Değiştirilemez İlkeler' konulu sempozyum dün başladı. Sempozyuma katılan Federal Almanya Anayasa Mahkemesi eski Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Winfried Hassemer, Alman Anayasası'nda da değiştirilemez nitelikte ilkelerin bulunduğunu söyledi: "Anayasalarda değiştirilemez hükümlerin olması demokrasi açısından kabul edilemez. Değiştirilemez hükümler yasaların uyum sağlayabilirliğini yok eder. Sosyal uyum gerçekleşemez. Oylanamaz bir şeyi ortaya koyarsak demokrasi sona ermiştir. Yine de değiştirilemez ilkeler, haklılığının bulunduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

Hassemer'den sonra söz alan Osman Can, Türkiye'deki Anayasa Mahkemesi'ne baktığında Alman hukukçu gibi konuşmasının mümkün olmadığını belirtti. Akademik kimliğiyle konuştuğuna dikkat çeken Can, mahkemenin pek çok konuda yetkisini aştığına vurgu yaptı. Türkiye'de Alman filozof Hegel anlayışının etkisi bulunduğunu belirten Can, bu anlayışın özelliklerini şöyle sıraladı: "Kutsallığı koruma uğruna siyasal alanı ortadan kaldırmak, siyaseti siyasal karar organlarının takdir sınırları dışına çıkarmak, her bir siyasal sorunu siyaset üstü konuma sürükleyerek çözümsüzlüğe mahkum etmek, zaman içinde siyaset mekanizmasını hiçbir sorunu çözemez hale getirmek, siyasete ve demokrasiye inancı ortadan kaldırmak, siyaset dışı bürokratik mekanizmalara siyasal sorunları deruhte etmek ve bunu hukuk devletinin bekasının bir gereği olduğunu söylemek, ya siyasetten nefret etmek ya da siyaseti demokratik sürecin ürünü olarak kabul etmemek." Can, konuşmasında kurucu iktidarı 'hukuksal otorite yaratan sosyolojik iktidar' olarak tanımlayarak, "Türkiye'de kurucu iktidarın kimler olduğunu biliyorsunuz." sözleriyle 1982 Anayasası'nı yapan darbe yönetimini ima etti. Can, parti ve toplumsal güçlerin çağrısıyla ortaya çıkacak bir kurucu meclisin de kurucu iktidar olabileceğini kaydetti.

Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nin 'olağandışılığı ilan eden bir kurum haline dönüştüğünü' ifade eden Can, "Olağanüstülük tecelli ettiyse devletin ayakta kalacağı ve hukukun gideceği açıktır. Devletin bekasının hukuk normunun geçerliliğini üstün sayacağı ortadadır." dedi. Can, şöyle devam etti: "Anayasaya aykırılığı denetleyecek organın işlem ve eylemlerinin anayasaya aykırılık ithamı bulunan organlardan daha sağlam hukuksal değerlere dayanmalıdır. Hukuku tesis edecek organın ihlal ithamıyla suçlanan organdan daha çok hukuksal zemin içerisinde kalması gerekir ki denetimin meşruiyetinden söz edilebilsin. Zira hukuk dışına çıkmakla hukuk sağlanabileceği iddiası çözümsüz bir paradokstur."

Anayasa Mahkemesi'nin siyasal kararlar alamayacağını, yürütme veya yasamaya neyi yapması gerektiğini dikte edemeyeceğini dile getiren Can, "Bu durum Parlamento'nun ya da siyasal aktörlerin, kimi siyasal kararların mahkemeye yükledikleri ve mahkemenin de bu oyuna geldiği durumlarda geçerlidir." diye konuştu. Can şunları kaydetti: "Siyasetin yargısallaşması, yargı iktidarının da siyasallaşması tehlikesini ortaya çıkarıyor. Bu tehlike yargının her şeyi kaybettiği, siyasetin ise hiçbir şey kazanamadığı bir durumdur. Yargı her şeyi kaybeder. Çünkü siyaset yapmak yargının görev alanı ve ilkelerinin dışındadır. Bu durum yargının kemerini oluşturan ve yasalarla tartışmasız bağımlılığından olan tarafsızlığından vazgeçme anlamına gelir. Yargının karşı konulamaz güven kaybı yaşaması ve siyasal alanın yoğun etki altına girmesine yol açar. Siyaset de sadece kazanamayanların değil aynı zamanda kaybedenlerden sayılır."

Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü ve AK Parti'nin kapatılması davalarında aldığı kararlarda laiklik tanımı yaptığını hatırlatan Can, demokratik ilkelerin "gökten zembille inmediğini" pozitif kurallar olduğunu söyledi. Can, pozitif hukuksal normlar için değişmezlik iddiasının ancak totaliter anlayışların ürünü olabileceğini vurguladı. Laik sistemlerde dogmaların kutsallıkların dışlanacağını, tercihin her zaman toplumsal ve değişken olacağını vurguladı. Anayasa Mahkemesi Raportörü, Türkiye'de demokratik taleplerin yönünün belli olduğunu ve yeni bir anayasanın gerekliliğine vurgu yaparak konuşmasına şöyle devam etti: "Dönüşümün engellenmesi siyasal, sosyal ve demokratik taleplerin karşısına anayasanın değiştirilemez ilkelerinin çıkarılması, anayasanın demokratikliğini ortadan kaldırır."

Doç. Dr. Osman Can'dan çarpıcı tespitler

Anayasa'nın değiştirilmesini reddetmek, onu geçersiz kılmanın en etkili yoludur.

Anayasa Mahkemesi, 'olağan dışılığı ilan eden bir kurum haline dönüştü. Bu durumda hukuk gider.

Hukuku tesis edecek olan organ, ihlal ithamıyla suçlanan organdan daha çok hukuksal zemin içerisinde kalmalı.

Anayasa Mahkemesi, siyasal kararlar alamaz. Yürütme veya yasamaya neyi yapması gerektiğini dikte edemez.

Sosyal taleplerin karşısına değiştirilemez ilkelerin çıkarılması, anayasanın demokratikliğini ortadan kaldırır.

Değiştirilemezlik gerekçesiyle güler yüzlü bir Frankoculuk'u korumaya devam edecek miyiz?

Hukuk dışına çıkmakla hukuk sağlanamaz. Hukuksal normlar için değişmezlik iddiası totaliter anlayışın ürünü.

Ne kadar cesaretli olabilirim, endişeliyim

'Anayasalardaki Değiştirilemez İlkeler' konulu sempozyuma Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç da katıldı. Kılıç, bu konuyu Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş yıl dönümünde tartışmayı düşündüğünü belirtti. Kılıç, "Ancak bu konuda ne kadar cesaretli olabilirim, o konuda biraz endişeliyim. Ama görüyorum ki hem vakfın hem de Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin cesaretle tespit ettikleri konunun ne kadar önemli ve Türkiye açısından ne kadar hayati bir değere sahip olduğunu anlamak mümkündür.'' dedi.
 
zaman



Bu haber 369 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,411 µs