kötü, AKP'ye iyi haber! | " /> kötü, AKP'ye iyi haber! | "/>

En Sıcak Konular

Ulusalcılara kötü, AKP'ye iyi haber!

8 Kasım 2008 13:06 tsi
Ulusalcılara kötü, AKP'ye iyi haber! Barack Obama'nın ABD başkanı olarak seçilmesiye başlayan süreçte herkes kendine bir pay biçiyor. Ancak bu yazıda Türkiye'nin iki kesimi için iki farklı pay biçilmiş! İşte üzüleceğimiz ve sevineceğimiz o kimseler...

Ulusalcılara Washington’dan kötü AKP’nin Ankara’sından iyi haberler...
Önder Aytaç & Emre Uslu/Taraf

Barack Obama’nın Amerikan başkanı seçilmesi Ankara’da iç politik dengeler açısından kartların yeniden karılması anlamını taşıyor. İlk değerlendirmeler Ankara’da ulusalcı darbe yapmak isteyen çevrelerin Washington’daki etkinliklerinin azalacağı yönünde. Nitekim Prof. İhsan Dağı Zaman’daki köşesinde, Obama’nın zaferini ulusalcıların Amerika’yı kaybı gibi değerlendiriyor. Biz, ulusalcıların çalışma şekli olarak “birebir” “kafakol”a alma yöntemini uyguladıklarını bildiğimizden İhsan Dağı kadar umutlu değiliz. Nitekim Washington’da gördüğümüz kadarıyla ulusalcı çevrelerle ilişkileri olanlar epeydir yeni yeni arayışlar içindeler ve “kafalayabilecekleri” kişilerin listeleri üzerinde çalışmaya başlamışlar bile. Bu çalışmaların ne kadar başarılı olduğu/ olmadığı hiç kuşkunuz olmasın çok yakın bir zamanda Ankara’dan da hissedilmeye başlayacaktır.

Peki, ulusalcılar Washington’da neyi kaybetti? Ulusalcıların Washington’da kaybettikleri şu: Zemin ve Momentum. Yani şimdiye kadar kurdukları ilişkilerin zemini kaydı ve onlar yeniden bir zemin oluşturmak için birebir ilişkiye başladılar. Momentum kaybettiler çünkü Obama’nın demokrasi vurgusu ve Bush yönetimi şimdiye kadar ne yaptıysa onun tersini yapmak isteyen bir politik duruş sergilemesi ulusalcıların Washington’daki hızlı çalışmalarını önemli ölçüde sekteye uğrattı.

Buna karşın ulusalcıların Ankara’daki çok güçlü kaleleri de ellerine geçirdikleri gözlemleniyor. Hatırlamakta yarar var: Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ yeni görevinin ikinci gününde Ergenekon tutuklularına resmen “insani” bir ziyaret yaptırttı. O insani geziden sonra Ankara’da siyaset elitinin tercihini ne yönde kullanmaya başladığını söylemeye gerek yok sanırız. Son iki ayın “Ankara Hatırası” fotoğraflarına baktığımızda, Ankara’da “insani ziyaret” sonrasında asker-siyaset ilişkisinde harika bir “uyum”un varlığı kolaylıkla gözlemlenecek.

Hatta bu yakınlaşma öyle bir noktadaki; Eğirdir Komando Okulu sunumunda yerdeki boş G3 kovanlarından toplayan Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’e, İlker Başbuğ espri(yle): “Aman iyi sakla, Ergenekon’dan içeri girersin!” takılmasında bile bulundu.

İşin daha da anlamlı ve ilginç olan yönü, başbakan yardımcısı ve hükümet sözcüsünün televizyon televizyon dolaşıp şakayla yediği golü çıkarmaya çalışması... Cemil Çiçek Show TV’de: “Ben, dar kapsamlı bir ziyarette olup biteni dışarıda açıklamak gibi bir gayrı ciddilik içinde olmam. Eğer böyle bir latife olduysa, muhakkak karşılığında da bir şeyler verilmiş olabilir. O haberi kim verdiyse, fikir namusu gereği geri kalan kısmını da söylemiş olması gerekir. Dışarıya verilmemesi gereken bazı ayrıntılar veriliyorsa, ortada düşündürücü bir husus vardır. Ben hâlâ o ziyaretin sorumluluğunu üzerimde taşıyorum,” değerlendirmesinde bulunuyor. Ama hemen sonrasında Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak’tan hızla cevabi bir değerlendirme geliyor: “Üzerinde durulacak bir konu değil.” Nasıl? Lafı yerine koyup, arkasından o malum el işaretini yapmak gibi bir durum değil, değil mi?

Elbette Ankara’da ulusalcılar lehine olan gelişmeler, Genelkurmay Başkanı’nın Ergenekon mahkemesi sürerken verdiği –şaka- mesajla sınırlı değil. Burada hükümete verilen “Terörle Mücadele Brifingi” sonrasında yaşanan garabetleri de akla getirmek gerekiyor. Yeni Şafak, Zaman ve Sabah gazetelerine “hükümete yakın kaynaklarca” sızdırılan haberlerin arkasından gelen yalanlamayı da bu kapsamda değerlendirmekte yarar var. Buna göre, hükümet askerin kendilerine verdiği brifing sonrasında rol çalıp “askeri ikna ettik” mesajı vermeye çalışıyor. Ama bir gün sonrasında da, kendi ayağına kurşun sıkan bir açıklamayla kendi sızdırdığı haberi yalanlamak zorunda kalıyor. Acaba bu çelişkili durum kimin hanesine kredi olarak yazılıyor? Tabi ki AKP aleyhine canla başla muhalefet yapan ulusalcıların.

Bütün bunlara ilaveten, bir de başbakanın “tek ulus” kavramını “ya sev ya ... git” tonunda söylediği anlatımlarla düşünmek gerekiyor. Başbakanın içinden çıktığı toplumu ve geçmişte nelerle nasıl mücadele ettiğini hiç bilmeyen bir kişi, yalnızca Erdoğan’ın son iki haftada yaptığı konuşmaları ve tonlamalarına bakarak, onun hakkında bir hükme varsaydı acaba ne düşünürdü? En hafif değimiyle; “iflah olmaz bir Kürt düşmanı” demezdi değil mi?

Sanırız Erdoğan’ın bu çizgiye gelmesi Anayasa Mahkemesi’nin AKP’yi kapatma(ma) kararı çerçevesinde hazırlanan bir proje kapsamında oldu. O kararı çıkarttırmak için farlı çevrelerle görüşmeler yapanlar, sonuçta mahkemedeki askerî üyenin oyu ile AKP’yi “kurtaranlar”, Erdoğan’ı bu kurgulanan çizgiye çekmeyi önceden planladılar mı ne?
  Hatırlarsanız biz bu konuda daha önceden ne yazmıştık? “Anayasa Mahkemesi’nden çıkarılan AKP’nin kapatılmama kararı, AKP içindeki “devletçiler” ile “demokratlar” denkleminde dengeyi, devletçilerden yana değiştirmiş olmalı. Zira kararın bu yönde çıkması için gerekli kulis faaliyetleri ve eğer varsa pazarlıkları yürütenler bunlardı. ...önümüzdeki günleri bekleyip AKP içindeki “devletçilerin” “demokratlara” karşı belirgin bir şekilde ne kadar güçleneceğine bakmak gerekiyor. ...en azından laikçiler “uzlaşma” adı altında AKP’den yeni “kapitülasyonlar” bekleyecekler. İstenecek kapitülasyonların üst sınırının Ergenekon uzlaşması olup olmayacağını bilmiyoruz ama alt sınırının ne olduğu belli: Türban talepleri bir daha açılmamak üzere gömülecek... AKP bu konuda bir şey yap(a)maz olacak.”

Sanki Ankara’da o “kadim” kural bir kez daha egemen oldu: Ankara dönüştürülüyor mu ne?... Aynı Menderes ve Özal da olduğu gibi.

 



Bu haber 899 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,484 µs