En Sıcak Konular

Meslekler hızla itibar kaybediyordu... Birinciliği kime verdiler dersiniz?

0 0 0000 00:00 tsi


Avantanın, hediyenin, bedava seyahatlerin… en bol olduğu meslekler hangileri diye sorsanız, düşünmeden gazetecilik ve doktorluk derim. Bu durumda, itibarı hızla azalan meslekler hangisi sorusunun cevabının da aynı olması kimseyi şaşırtmamalı.

Ankara Üniversitesi’ nden Dr. Murat Civaner tarafından Türkiye genelinde 1.451 hekim üzerinde yapılan bir araştırmada, katılanların %54.9’ u ‘ilaç firmalarından hediye almayı kabul edilebilir’ bulurken ve %64’ ü de  ‘bilimsel toplantılara katılmak için firmalardan maddi destek almanın’ yanlış olmadığını bildirmiş.

Durum gazetecilik cephesinde de farklı değil, hatta daha bile kötü.

Hıncal Uluç ‘’Katılmayı düşündüğüm bütün basın gezilerine katılır, bütün hediyeleri de kabul ederim. Hiç umurumda değil. Çünkü beni hediye ile ayartacak adam daha anasının karnından doğmadı...’’ diyor.

Ali Saydam da zevkten dört köşe, bu sözleri ‘hem medya mensuplarını hem de iş dünyasını ilgilendiren çok önemli bir tespit’ diye yorumlamış. Kendi bakımından çok haklı, çünkü hediye ve bedava seyahat ‘reklamcıların’ en önemli silahlarından.

Ama, bu bumerang gibi bir silah; dönüp sahibini de vurması, yaralaması şaşırtıcı değil. Ali Saydam ‘’Medyanın itibarı en düşük kurumlar arasında yer aldığını’’ itiraf ederken, bunda hediye ve avanta gezilerin de önemli rolünün olduğunu hiç hesaba katıyor mu, bilemiyorum.

Sen hediyeleri cebine at, bedava ye iç gez… sonra da ‘itibarım kalmadı’ diye ağla; oldu mu hiç Ali Bey.

Beni kimse ayartamaz sözüne de gülse, gülse kargalar güler. Bilumum firmalar madem hiçbir çıkarları yok da, neden Hıncal Uluç’ u hediyelere boğuyorlar? Bu adamlar enayi mi? Acaba neden kimse Engin Ardıç’ ı bedava geziye davet etmiyor da hep ‘ayartılamayacak kahramanların’ peşinde koşuyor, dersiniz? Nedir bu beyhude gayret?

Bir başka köşede Mansur Forutan Hıncal Abi’ sinden geri kalmıyor:

‘’Sonra bir gün... Danimarka'daki Roskilde festivaline Sabah gazetesini temsilen Ayşe'nin gideceğini öğrenmiş bulundum. Roskilde'ye daha önce Mehmet Tez, Kanat Atkaya ve Haşmet Babaoğlu ile gitmiştik. Carlsberg götürmüştü ve bu üçlü bu festivalin demirbaşı gibiydi. Ancak nasıl olduysa olmuş benim yerime bu kez Ayşe davet edilmişti. Meğer Haşmet Babaoğlu halkla ilişkiler firmasını örgütlemiş, Sabah kontenjanı için Ayşe'nin adını yazdırmış. Sahneye Black Sabbath çıkacak ve bunu Ayşe izleyecek?!!! İki gün önce Serdar Ortaç konserinde halay çekeceksin sonra gidip Ozzy izleyeceksin... Hıncal Abi bu meslek bu kadar mı ucuzladı?..’’

Bir taraftan mesleğin ‘bu kadar ucuzlamasından’ şikayet edeceksin, sonra da kalkıp sanki alın teriyle kazandığın paran veya babadan miras kalmış hakların elinden alınmış gibi, ağlayacaksın.

Bu kadar basit mi bu iş ? ‘Başkasının avantasına sulanmamak’ mı gazeteciliğin pahası?

Eh, insan bunları duyunca… okuyunca… gazeteci olmadığına memnun oluyor.

Bizim doktorların gözünü seveyim.

Çünkü, Dr. Civaner’ in araştırmasına göre, hekimlerin sadece yüzde 13'ü firmaların televizyon, klima… gibi hediyelerini kabul ediyorlarmış, ama ne için biliyor musunuz?  Hediyeler hekimin çalışma ortamını iyileştirdiği ve sonuçta bu da hastaya olumlu yansıdığı için !

Hele bir de %45.1 oranında da olsa ‘’Hediye alan kendini borçlu hisseder. Bu tür ilişkiler toplumun gözünde mesleğin değerini yıpratır. Hediyeler hasta için uygun olmayan ilaçların yazılmasına yol açabilir." diyen hekimler de var ki, insanın göğsü kabarıyor.

Tabii, firmalara da bir çağrım var: Bırakın ayartılamayacak adamları boş yere gezdirmeyi… paranızı hediyelerinizin kıymetini bilmeyen nankörlere  savurmayı.

Biliyorum, ‘iyilik yapıp denize atıyorsunuz’, ama ‘biraz da elini açmış iyilik bekleyenleri ve karşılığını da hemen vermeye hazır olanları’ görseniz, fena mı olur?



Bu haber 248 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,123 µs