Artık 'bölücü başı' yok

7 Kasım 2008 14:28 tsi
Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun Nevruz raporunda PKK için “bölücü örgüt,” Öcalan için ise “bölücü örgütbaşı” tanımı kullanılmadı. Öcalan'ın yeni tanımı haberin içinde...

Gerekçe, insan hakları literatürüne aykırı olması. Nevruz olaylarıyla ilgili olarak hazırlanan rapor ilk kez devlet diliyle tanımlama yapma tutumundan vazgeçti. Komisyon üyesi Birdal’ın itirazını haklı bulan İnsan Hakları Komisyonu yeni tanımlar yaptı. Akın Birdal raporda kullanılan “bölücü terör örgütü” ve “teröristbaşı” tanımlarının uluslararası insan hakları literatürüne aykırı olduğunu söyledi. Bu ifadeler “ayrılıkçı” olarak değiştirildi

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun hazırladığı Nevruz raporundaki, “bölücü terör örgütü”, “terörist örgüt” ifadeleri, uluslararası terminolojiye uygun olarak “ayrılıkçı örgüt” olarak değiştirildi. PKK lideri Abdullah Öcalan’a da “ayrılıkçı örgüt başı” denildi.

DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, komisyonun Nevruz olaylarına ilişkin raporunda kullanılan dile uluslararası terminolojiye uygun olmadığı gerekçisiyle itiraz etti. Birdal, uluslar arası terminolojide, ‘bölücü başı’, ‘terörist başı’ gibi nitelemelerin kullanılamayacağını belirterek, rapordaki bu sözcüklerin çıkarılmasını istedi. Birdal, komisyonun hazırladığı raporlarda evrensel terminolojiye bağlı olması gerektiğini belirterek, “Evrensel insan hakları terminolojisi var. Siz ‘bölücü terör örgütü başı’ dediğinizde taraf oluyorsunuz. Biz saptamalarımızda bölücü, terörist gibi değerlendirmelerden uzak olarak, yapıcı ve uyarıcı olmak zorundayız” dedi. Birdal, kendisinin dokuz yıl Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu Yönetim Kurulu üyeliği yaptığını ve Başkan Yardımcılığı görevinde bulunduğunu, burada hazırlanan raporlarda ve BBC gibi yayın kuruluşlarında da “bölücü terör örgütü” gibi bir terimin kullanılmadığını söyledi.

Komisyonda, rapordaki “bölücü terör örgütü”, “bölücü terör örgütü başı”, “terörist başı” gibi terimler yeniden düzenlendi. Raporun bazı yerlerinde özellikle kişilerin anlatımına bağlı olarak yine, “terör örgütü ve mensupları” denilirken, bazı yerlerde de terimler birlikte kullanılarak, “ayrılıkçı terör örgütü” gibi terimler de yer aldı.

Raporda , PKK ve PKK lideri Abdullah Öcalan ile ilgili olarak, “ayrılıkçı örgüt”, “ayrılıkçı PKK örgütü”, “yasadışı ayrılıkçı örgüt”, “ayrılıkçı örgüt başı” ifadelerine yer verildi.

MECLİS’İN RAPORU HAKKARİ VALİLİĞİ’Nİ YALANLADI • TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde Nevruz olaylarına ilişkin kurulan alt komisyonun raporunda, dört kişinin hayatını yitirdiği olaylarla ilgili ‘polisin silah kullanmadığı’ belirtildi. Raporda, ölümlerin polisin müdahalesinden kaynaklandığını ortaya koyan somut bilgi ve ifade olmadığından ölümlerin şüpheli durumlarının devam ettiği belirtildi. Kolunun burkulma görüntüleri gazete ve televizyonlarda yer verilen Cüneyt Ertuş ile ilgili de ‘Ertuş’un kolu kolunun burkulması sonucu kırılmadı’ denildi.

NEDENİ TESPİT EDİLEMEMİŞ • Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde 23 Mart 2008 tarihinde çıkan Nevruz olaylarında göğsüne isabet eden kurşunla  hayatını kaybeden 29 yaşındaki İkbal Yaşar’a da yer verilen raporda, ‘Yaşar’ın ölümüne neden kurşunun nereden ve kimin tarafından atıldığının henüz tespit edilemediği sonucuna varılmıştır’ diye anlatıldı. Gösterilerde ölen Fahrettin Şedal isimli vatandaşın da yaralıyken, ‘’polis tarafından karnına kurşun sıkıldığını’’ söylediği bilgisine de raporda yer verildi.

Raporda, “Her iki vatandaşımızın ölümünün polisin saldırısından kaynaklandığını ortaya koyan somut bilgi ve ifade olmamasına rağmen, olaylarda güvenlik güçlerinin silah kullanan gösterici tespit edemedikleri ve kendilerinin silah taşıdığı düşünüldüğünde; bu yaralama ve ölümlerin nasıl ve kimler tarafından gerçekleştirildiğinin ortaya çıkarılması büyük önem taşımaktadır. Yoksa, ‘bu yaralanma ve ölümlerin kolluk tarafından meydana getirildiği’ gibi bir şüphenin her zaman kişilerin zihninde olması muhtemeldir’’denildi.

VALİLİĞİ YALANLIYOR • Komisyon raporu, olaylar sonrası açıklama yapan Hakkari Valiliği’ni yalanlıyor. İkbal Yaşar’ın öldürüldükten bir gün sonra Hakkari Valiliği yaptığı  açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Olaylarla eş zamanlı olarak Yüksekova Devlet Hastanesi’ne yaralı getirilen ve hastanede yaşamını yitiren  İkbal Yaşar’ın, Yüksekova’da meydana gelen olaylara müdahaleyle ilişkisi bulunmamaktadır. Ülkemizden Irak’a göç ederek 1996’da geri dönen şahıslardan olan Yaşar, 2003’de Van’ın Başkale ilçesinde yapılan operasyonda ikibuçuk kg. eroinle yakalanarak  tutuklanmıştır. İkbal Yaşar, yaptığımız incelemelerde halen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şubesince ele geçirilen 30 kilo 700 gram eroinin aranan sanıkları arasındadır.”
Valiliğin bu açıklamasını olay günü  Yaşar’ın göstericilerin önünde yere eğilirken görüntülendiği fotoğraf yalanlıyor.

RAPOR DOĞRU DEĞİL • Öte yandan ölümüyle tüm aileyi yasa boğan Yaşar’ın adli tıp raporunun yanlış hazırlandığını ileri süren eniştesi ve amcası Ayhan Yaşar, “İkbal, yaralı olarak hastaneye götürtülürken yolda polisler tarafından durdurularak yaralı bedeni bile darp edildi. Verilen raporda kurşunun arkadan girdiğini söylemektedir. Aksine kurşun önden girmişti. Biz bu raporu kabul etmiyoruz” dedi.

SİVİL TOPLUM İLERLEME RAPORUNDAN MEMNUN • AB’nin İlerleme Raporu işçi ve işveren örgütlerini ‘dil’ ve ‘strateji’ açısından memnun etti. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Genişleme Strateji Belgesindeki övgülerden memnun; İlerleme Raporu’nda kesin bir tarih verilmemesinden ise rahatsız olduğunu açıkladı.

AB Komisyonu’nun, Genişleme Strateji Belgesi ve Türkiye’nin İlerleme Raporu’na ilişkin TOBB değerlendirmesi şöyle: “İki belge de yapıcı ve cesaret vericidir. İlerleme Raporu’nun en önemli eksikliği, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’ye müzakerelerin tamamlanabileceği bir tarihi telaffuz etmemesidir. Oysa Hırvatistan’ın, gerekli hazırlık adımlarını atması halinde, 2009 yılı sonuna kadar müzakerelerin son aşamasına ulaşmasının beklendiği belirtilmiştir. Diğer taraftan Kıbrıs konusunda, İlerleme Raporu’nda Avrupa Birliği Rumların pozisyonunu savunmaya devam etmektedir.”

SÜRATLE ULUSAL PROGRAMA • Açıklamada, Genişleme Strateji Belgesi’nde Türkiye’nin “işleyen bir piyasa ekonomisi” diye tanımlanmasının önemi vurgulanarak bunu memnuniyet verici olduğu da kaydedildi. Türkiye’nin de, AB ile katılım müzakerelerini hızlandırmak için gerekli gayreti göstermesi gerektiği de vurgulanan açıklamada, Ulusal Program’ın süratle kabul edilerek uygulamaya geçirilmesi istendi.

HAK-İŞ REFORMLARI BEKLİYOR • Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu yaptığı yazılı açıklamada, şunları kaydetti: “Raporda, geçmiş ilerleme raporlarına oranla daha dengeli bir üslupla kaleme alındığı, birçok konuda nesnel bir yaklaşım sergilendiği göze çarpmaktadır. 3. Ulusal Program bir an önce kabul edilerek, programda yer alan taahhütler ve tarihler doğrultusunda reform sürecine bütünsel bir anlayışa hız verilmelidir. Özellikle insan hakları ile temel hak ve özgürlükler kapsamında değerlendirilen, sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık haklarının ıskalanmaması, AB normlarına uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir.”

F.TİMES: RAPOR ELEŞTİREL • Avrupa Komisyonu’nun açıkladığı Türkiye İlerleme Raporu, İngiliz basınında yankılandı. Financial Times gazetesi, İlerleme Raporu’nun kötü muamele ve ifade özgürlüğüne ilişkin eleştirilere dikkat çekerek, “Yerel seçim nedeniyle Türkiye’de en hassas alanlarda ilerleme beklenmediği”ni de yazdı. The Times ise, “Balkan ülkeleri için genellikle olumlu. Türkiye için eleştirel” dedi.

Financial Times gazetesi, Komisyonun raporunda ağır eleştiriler ile Türkiye’nin “işleyen bir piyasa ekonomisi” kriterini yerine getirdiğini ilk defa olarak belirterek denge kurduğunu kaydetti. Raporda polise ilişkin kötü muamele ve ifade özgürlüğü şikayetlerinin artması konusunda kaygıların dile getirildiğine işaret eden gazete, şu yorumunu yaptı: “Ancak iktidardaki AKP’nin laik muhalefetinin son kalelerinin bazılarını elde etme kararlı olduğu ilk bahardaki yerel seçim öncesi pek olası görünmüyor” yorumunu yaptı.

The Times da, AB’nin, Türkiye ile birlikte müzakere sürecine devam eden Hırvistan’ı, çetelerin şiddeti ve yolsuzluklara rağmen üye yapmaya hazır olduğuna dikkat çektiği haberinde Balkan ülkeleri ile ilgili raporların genelde olumlu olduğunu kaydetti.

Taraf

Bu haber 577 defa okundu.