Hangi ‘saray’ın entrikası: Düşes attılar...

6 Kasım 2008 16:46 tsi
Düşes Ferguson’un Saray Yetimhanesi’ndeki gizli kayıtları, bir başka Saray’da tasarlanmış ise, kaç İngiltere var diye sormak gerekiyor! Bir ucu kabine içi dengelere, bir ucu AB hassasiyetlerine bir ucu Ergenekon’a gider mi bu öykün

Düşes Sarah Ferguson, ITN ekibiyle birlikte Ankara yakınlarındaki Saray Yetimhanesi ve İstanbul’daki Zeytinburnu Rehabilitasyon Merkezi’ndeki ağır zihinsel özürlü çocukların içler acısı durumlarını gizli kamera ile çekmeleri, doğal olarak kıyamet kopardı.

Peki ama mesele kaç boyutlu incelenmeli? Bir, çocuklar ve yetimhaneler açısından ki, diyecek fazla da birşey bulunmuyor. Burada bir ihmal var ise-ki “görünen” odur-sorumluları ibretlik biçimde cezalandırılmalı.

İki, bu skandalın özellikle kabine üzerindeki etkisi. Bu konu anlaşıldı ki öncelikle Bakan Nimet Çubukçu’yu ardından da-konunun İngiltere uzantısı üzerinden-Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ı ilgilendiriyor.

Haliyle çokça Çubukçu’nun azca da Babacan’ın, Başbakan tarafından kulaklarının çekilmesi olası. Tabii bu da AKP hükümeti dönemlerinden sık sık gündeme gelen kabine değişikliği sürecinin bir parçası olarak görülebilir.

Yerel seçimlere kadar Başbakan’ın kabineye dokunacağı tahmin edilmiyor. Ama ondan sonrasına ilişkin bir beklenti var. Var iken, şimdiden kulağa kar suyu kaçırmada yetimhane operasyonu ortaya çıkmış olabilir.

Esasen hükümet için dengeler açısından bu konu uzatılabilir. Örneğin Babacan’ın Avrupa Birliği dengeleri içinde, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve İngiltere’ye bakışları irdelenebilir.

Ama biz biraz 3’üncü nedene bakalım istiyoruz: Gizli kameralı ve tebdil-i kıyafet yapılan gizli çekimler acaba hangi zamanlamalara denk düşüyor?

İlk eş-zaman çok aşikar. Çekimler yapılırken Türkiye, AB İlerleme Raporu’nun açıklanmasını bekliyordu. AB ülkeleri açısından bu türden olayların hassasiyeti bilindiğinden, olayın Türkiye-AB ilişkilerini gerginleştirmesi, veya en azından raporda yer almasını arzu ettiği düşünülmeli mi?

Öyle ise bile başka bir problem var. İngiltere, Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemiyor mu?

Peki, Kraliyet ailesinden birinin bu düşüncedeki yeri ne? Çünkü “başka” Kraliyet Ailesi mensupları, hem Kraliçe hem de Prens Charles aynı yıl içinde Türkiye’ye gelmişlerken?

Bu da ilginç bir tesadüf sayılmalı. Sayılmalı ama, “bir İngiltere var İngiltere’den içeru” diye sorulmalı. Kraliyet ailesi üzerinden gelen hamleler bunu işaret ediyor.

Peki başka?.. Ferguson yetimhaneleri gizli kayda alırken başka ne oldu? Şu; Londra King’s Collage (Kral’ın Üniversitesi oluyor!) Üniversitesi Savunma Araştırmaları Bölüm Başkanı  Bill Park Türk gazetelerine konuştu…

“Ergenekon davasının engellemelere maruz kalmasından ve yeterince üzerine gidilememesinden şüpheleniyorum. Ergenekon ile PKK arasındaki gizli bağlantı beni şaşırttı. Türk halkının bu olayı anlaması ve davanın kesintisiz bir şekilde devam etmesi gerek. Türk vatandaşı olmayan biri olarak dışarıdan Ergenekon olayına baktığımda beni dehşete düşüren olaylardan biri de Türkiye'nin neredeyse her tarafında planlanan entrika ve gizli ittifaklar ve bunun güçlü delilleri. Asıl problem ise delillerin çok güçlü olması. Derin devlet olduğu görülen bu örgütün PKK'yı desteklediği, yardım ve yataklık ettiği de anlaşılıyor. Sanırım askerî yetkililer ve önemli siyasi isimler davanın kendilerine dokunacağı konusunda endişe duyuyorlar. Bu durum da davayı olumsuz etkileyebilir."

Bu haber 916 defa okundu.