PKK ile bağlantıları yüzüne okundu

5 Kasım 2008 08:26 tsi
Ergenekon terör örgütü davasının 8. duruşmasında şahıslarla ilgili suçlamalara geçildi. Sanıkların tamamının neyle suçlandığı ve irtibatları tek tek sıralandı.

'Silahlı terör örgütü kurma, yönetme, T.C. hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik' gibi suçlamalarla hakim karşısına çıkan Veli Küçük'ün PKK ve diğer terör örgütleriyle bağlantıları da ayrıntılı olarak yüzüne karşı okundu.

Ergenekon soruşturması kapsamında haklarında dava açılan 46'sı tutuklu 86 sanığın yargılanmasına Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki duruşma salonunda devam edildi. Davanın 8'inci duruşması 09.30'da görülmeye başlandı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, aralarında emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de bulunduğu 44 tutuklu sanık katıldı. Sağlık sorunları olan diğer tutuklu sanıklar Mehmet Zekeriya Öztürk ile Bekir Öztürk ise duruşmaya gelmedi. Tutuksuz sanıklardan ise Güler Kömürcü ve Kemal Alemdaroğlu'nun da aralarında bulunduğu 12 kişi duruşmada hazır bulundu. Başka suçtan hükümlü olan bu davanın tutuksuz sanığı Sedat Peker ise getirilmedi. Sanıkların hukukî durumlarının değerlendirildiği bu bölümde, 5 numaralı sanık Mahmut Öztürk'ten itibaren okunmaya devam edildi. Daha sonra Gazi Güder, Asuman Özdemir, Halil Behiç Gürcihan, İsmail Yıldız, Kemal Şahin, Mehmet Murat Yücel ve Ferudun Refik Nuhoğlu'nun suçlandığı olaylar anlatıldı. Burada bu şüphelilerin hepsinin Özel Kuvvetler'de çalışıyor olması, geçmişte polis olmaları nedeniyle silah taşıma yetkileri olduğu belirtildi. Bu şüphelilerin gaz bombası gibi çeşitli silahlar taşıdığı ve kendi çevrelerinde örgüte eleman bulmayı amaçladıkları kaydedildi. Ayrıca Ergenekon terör örgütü kapsamında İsmail Yıldız'a bağlı olarak Türkiye çapında faaliyet göstermeyi çabaladıkları ifade edildi. Ergun Poyraz'a ilişkin ise Alman vakıfları ve misyonerlik davalarına müdahil olarak bu davaların Ergenekon'un faydasına sonuçlanması için çalıştığı iddiaları okundu. İddianamenin 28 sanığı Veli Küçük hakkında gizli üst düzey Ergenekon yapılanması ile 'Lobi' yapılanması arasında köprü personel konumunda olduğu ve örgütün gizli üst yapısını bilerek orada alınan kararları 'Lobi' tarafına bildirdiği aktarıldı. Küçük'ün Ergenekon'da önemli bir konumunun bulunduğu ifade edilerek, terör örgütüne ilişkin tüm dokümanların onda bulunmasının bu durumu gösterdiği anlatıldı.

Veli Küçük'ün PKK, Hizbullah, DHKP/C, Dev-Sol gibi terör örgütleriyle bağlantıları tek tek aktarıldı. Susurluk kazasıyla ilgili açıklamaları, Ümraniye'de ele geçirilen bombalarla ilgili beyanları atlanmaksızın okundu. Küçük'ün siyasi partileri etkileme amaçlı yaptığı görüşmeler tek tek aktarıldı. İddianamede, Küçük ile ilgili sayfalar yaklaşık 1 saatte tamamlanabildi. Öğleden sonraki oturumda iddianamede bin 380' inci sayfaya ulaşıldı. Sanıkların hukuki durumlarının anlatıldığı bölümlerin okunmasına, eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Yalçın Alemdaroğlu ile ilgili bölümden devam edilecek. Mahkeme heyeti, iddianamenin okunmasına ara verilmesinden sonra bazı sanık ve avukatlarının beyan ve taleplerini dinledi. Ardından cumhuriyet savcıları, taleplere ilişkin görüşlerini bildirdi. Bugün Silivri Cezaevi'nde açık görüş günü olduğu için duruşmaya yarın devam edilecek.

Doktorasında 'demokrasi' diyordu şimdi darbecilikten hâkim karşısında

Ergenekon soruşturması kapsamında 21 Şubat 2008'de Doç. Dr. Ümit Sayın'la birlikte gözaltına alınan ve sorgusunun ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Doç. Dr. Emin Gürses'in, yıllar önce hazırladığı doktora tezinde demokrasi üzerinde önemle durduğu ortaya çıktı. 'Milliyetçi hareketlerin toplum, devlet ve uluslararası sistem ile olan etkileşimleri' konulu tezde Gürses, çeşitli ülkelerdeki anlaşmazlıklar ile ortaya çıkan bölgesel ya da yerel sorunlardan bahsederek, sorunların çözümü için toplumların demokratikleştirilmesi gerektiğini söylüyor. Gürses, tezinde Kürt sorunu ile Lazlar üzerine de bir araştırma yapmış. Gürses, tezinin ilk bölümünde Kürt sorununu, bölgenin stratejik önemi nedeniyle, bölgesel ve uluslararası müdahalelere ne kadar açık olduğunu gözlemlemek amacıyla ele aldığını belirtiyor. Lazlar üzerine yaptığı bir araştırmanın ise 'milliyetçi örgütlenmelerin/hareketlerin kaçınılmaz olmadıklarını kanıtladığını' ifade ediyor. Tezde tüm sorun ve çatışmaların önüne geçilmesinin demokrasiyle mümkün olabileceğini anlatıyor: "Milliyetler sorununun çözümü için toplumsal yapıların demokratikleştirilmesi gereklidir. Bunun yanı sıra, uluslararası sistemin de demokratikleştirilmesi şarttır." On iki yıl önce ulusal veya uluslararası sorunların çözümünü toplumların demokratikleştirilmesinde bulan Gürses'in tutuklandığında evinden ele geçirilen belgeler arasında kendi el yazısıyla çizilmiş Ergenekon terör örgütünün şemasının ele geçirildiği iddia edilmişti. Gürses, 'Ergenekon terör örgütüne üye olmak' ve 'halkı TC hükümetine karşı silahlı isyana tahrik etmek' suçlarından yargılanıyor. Arif Bayraktar, İstanbul

Tutuklu sanık Senem: Duruşma TRT'de verilsin

İddianamenin okunmasının ardından sanık ve avukatlarına söz verildi. Tutuklu sanıklardan Nusret Senem, savcılar ve emniyet yetkililerinin, bilgi kirliliği oluşturduklarını belirterek, bu sebeple mahkeme salonunda çekilen görüntülerin TRT'nin bir kanalında yayınlanmasını istedi. Mahkeme Başkanı Köksal Başkan Şengün, talebin 'adliye binası içerisinde ve duruşma başladıktan sonra duruşma salonunda her türlü sesli ve görüntülü kayıt veya nakil olanağı sağlayan aletler kullanılamaz' hükmünü içeren CMK'nın 183. maddesi uyarınca reddedildiğine karar verildiğini kaydetti. Sanıklardan Oktay Yıldırım ise Adalet Bakanı ve Başbakan'ın bu davayla ilgili açıklamalarının dava dışına konulmasını istedi. Ayrıca, kendilerinin toplama imkanı olmadığı için medyada yayımlanan tüm haberlerin mahkeme aracılığıyla ilgili basın kuruluşlarından istenmesini talep etti.

Gizli tanık 'Dilovası'nın ifadelerini istediler

Sanıklardan Kemal Kerinçsiz de 9 No'lu gizli tanığın ifadelerinin dosyada bulunmadığını belirterek, söz konusu tutanakların dava dosyasına konulmasını talep etti. Ergenekon soruşturmasının devam etmesinin, kendilerinin yargılandığı davayı etkilediğini ve tahliye olmalarını da engellediğini dile getiren Kerinçsiz, devam eden soruşturmanın gizliliğinin bu davayla da ihlal edileceğini ve hukuki sıkıntılar ortaya çıkacağını savundu. Veli Küçük'ün avukatı Zeynep Küçük de gizli tanık 'Dilovası'nın ek ifadelerinin dava dosyasında bulunduğunu, ancak kendilerinin asıl ifadeye ulaşamadıklarını belirtti. Küçük, 'Dilovası'nın asıl ifadelerinin kendilerine verilmesini istedi. Mahkeme heyeti her iki talebi de kabul etti. Sanık Halil Behiç Gürcihan ise soruşturmayı yürüten savcılardan Zekeriya Öz'ün, gazeteciler Toygun Atilla, Ecevit Kılıç, Lube Ayar ve Ahmet Altan'a iddianamenin içeriğiyle ilgili bilgi sızdırıp sızdırmadığının tespiti için savcının telefon görüşmelerinin dökümlerini istedi. Mahkeme, konunun davanın içeriğiyle ilgili olmadığını belirterek, talebi reddetti.

Dava için spor salonu

Ergenekon davası, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşma salonuna sığmayınca, Adalet Bakanlığı kolları sıvadı. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in, 86 sanıklı davanın adil yargılanma koşullarını oluşturmak için Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'ne yeni bir duruşma salonu yapılması için çalışma başlatılması talimatını verdiği öğrenildi. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde, lojmanların yanına hem spor salonu hem de duruşma salonu olarak kullanılacak bina yapmak için harekete geçti. Yaklaşık 10 bin mahkum kapasiteli Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde inşa edilmesi düşünülen spor salonunda hem duruşma yapma hem de spor yapma imkanı sunulacak.

DÜN YAŞANANLAR

Kuvayı Milliye rant amaçlı kuruldu

İddianamenin dün okunan bölümlerinde sanıkların emniyet ve savcılık ifadelerine yer veriliyor. Ergenekon terör örgütünde yönetici olmakla suçlanan Muzaffer Tekin, savcılık ifadesinde iddiaları yalanlıyor. Evinde ele geçirilen Devletin Yeniden Yapılanması isimli dokümanın kendisine cezaevinde hayatını kaybeden Milli Irgat kod adlı Kuddusi Okkır tarafından verildiğini anlatıyor. Fikri Karadağ'ın sınıf arkadaşı olduğunu anlatan Tekin, Karadağ'ın kurduğu dernekte görüşlerinin uyuşmadığını ve kendisi ile görüşmediğini ifade ediyor: "Kuvayı Milliye isimli dernek rant amaçlı kuruldu. Bu sebeple bu derneğe de üye olmadım. Bugünün Kuvayı Milliyesi Türk Silahlı Kuvvetleri'dir. Ayrı bir oluşuma gerek yok."

Şemdinli meselesini çözdünüz!

İfadesi okunan sanıklardan biri de Doç. Dr. Emin Gürses. Sivri çıkışlarıyla tanınan Gürses, savcılık ifadesinde, Muzaffer Tekin'in kendisini arayarak görüşmek istediğini anlatıyor: "Görüştük. Beni çok beğendiğini söyledi. Muzaffer Tekin hakkında bende olumlu bir kanaat oluşmuştu." Gürses'e 10 Ocak 2008'de yaptığı ve 'Muzaffer Tekin'in çıkacağını söylediği görüşme de soruluyor: "Ben burada Muzaffer yüzbaşıyı temiz bir adam olarak bildiğim için Muzaffer çıkacak diye söyledim. Ankara'da bir askerî yetkili ile görüşürken (SAREM'den olabilir.) 'Şemdinli meselesini çözdünüz, buna sıra ne zaman gelecek' dedim. O da bana, 'sıra ona geldi şimdi' dedi. Muzaffer'in de suçsuz olduğunu düşündüğüm için bu şekilde sitem ettim."

Ölürsen, bizden bilirler

Mehmet Zekeriya Öztürk, okunan ifadesinde, Muzaffer Tekin'in Danıştay saldırısı sonrası intihar girişimini anlatıyor. Öztürk: "Yurdakul Çağman'ın bana telefon açması ile Muzaffer'in kendini yaraladığını öğrendim ve villaya gittim. Eve ulaştığımda Muzaffer evin üst katında sırtını duvara dayamış, ayaklarını uzatmış vaziyette oturuyordu. Vücudunda kurumuş kan lekeleri vardı, temizlenmiş bir bölgeydi. Açık ama kanamayan bir yarası vardı. Şuuru açıktı, bilinci yerindeydi. Bunu görünce ben 'Bunu yapmaya hakkın yok, başına bir şey gelse bizden bilecekler, biz zan altında kalacağız' dedim. O da bana, 'Yok ben not yazdım.', Mahmut'a verdim, bunu basına verin dedi. (Özetle) Hastaneye gittik. Tedavi olmasını bekledik. Daha sonra beni gözaltına aldılar. Ankara'ya götürüldüm. Mahkeme tutuklamadı, hakkımda daha sonra takipsizlik karan verildi."

Dokümanı ben hazırladım

Soruşturma sürerken hayatını kaybeden sanıklardan Kuddusi Okkır, savcılık ifadesinde 'Devletin Yeniden Yapılanması' başlıklı mastır planını kendisinin hazırladığını anlatıyor: "Ben bu planı Ankara'daki toplantıya gitmeden önce yazmıştım. Ancak Taner Ünal hiç ilgilenmedi. Bir suretini kendisine verdim. Daha sonra İstanbul'a gelince Muzaffer Tekin'e herkes 'komutanım' dediği için bir suret de ona verdim. Tamamen kendi insiyatifimle hazırladığım bir programdır. Temelde bir parti kuruluş tüzüğü şeklinde hazırladım."

Lobi, sivil unsurları örgütlüyor

İddianamenin ilerleyen bölümlerinde örgütün temel dokümanları hakkında bilgiler yer alıyor. Ergenekon Lobi dokümanının, örgütün sivil unsurlarının örgütlenmesi amacıyla hazırlandığı, askerî (gizli) yapıyla sivil unsurlar arasındaki iletişimin ise köprü personeller vasıtasıyla yürütüldüğü aktarılıyor. Köprü personeller ise Veli Küçük ve Muzaffer Tekin olarak belirleniyor. Mafyanın Yeniden Yapılandırılması belgesinde ise yeraltı dünyasının başına sivil bir kişinin getirilmesinin kararlaştırıldığı aktarılıyor.
 
zaman

 

 

 

Bu haber 427 defa okundu.