3 Kasım 2008 13:20 tsi
'Türkiye krize sürükleniyor' yaygaraları, kriz lobisinin işi.

Kavgayı kriz lobisi kazanıyor

Süleyman Yaşar/Taraf 
 
Amerikan kaynaklı küresel krizi Türkiye’ye hemen ithal edip kazanç bekleyen “kriz lobisi” dışarıdan da destek almaya başladı.

Fransız Le Monde gazetesi “Türkiye felakete doğru koşuyor” tespitini yapmış. Türkiye’nin nereye doğru koştuğunu Le Monde gazetesi muhabirinin bilebilmesi pek mümkün değil. Yazı, Türkiye’deki kriz lobisiyle aynı görüşte.

Benzeri bir haber-yorum daha önce de yaşandı. İngiliz Reuters haber ajansı “yaşlı adamların uyduruk örgütü” diyerek Ergenekon operasyonlarını hafife almıştı. İddianame açıklanınca olayların Reuters muhabirinin durduğu yerden göründüğü gibi uyduruk olmadığı ortaya çıktı.

Le Monde’un haberine dönersek... Türkiye, IMF tarafından Brezilya ve Güney Kore ile birlikte ‘sicili temiz ‘ülkeler arasında gösterildi. Türkiye’nin bütçesinde büyük bir açık yok, bankacılık sektörü dış şoklara dayanıklı. Ayrıca Türkiye’de Fransa, Almanya ve Britanya’da olduğu gibi mortgage senedi ve türev ürün alıp batan banka da yok.

Dolayısıyla devlet bütçesi açık vermeyen ve dünya mali krizine rağmen bankalarında sorun olmayan bir ülkenin niye felakete doğru koştuğunu, bunu iddia edenler cevaplamalılar. Zira bugüne kadar söyledikleriyle ‘Türkiye’nin niye felakete koştuğunu, krize yuvarlandığını” anlamak mümkün değil.

Bu arada bir de Washington Post gazetesinde Deutsche Bank’ın ‘Türkiye’nin 90 milyar dolara ihtiyacı olabileceği’ açıklaması yayınlandı. Bu açıklama Türkiye ekonomisiyle ilgili derin bir kaygıyı dile getiriyordu.

Deutsche Bank kaygılanmakta haklı. Eğer Almanya’daki vatandaşlarımız, ‘Varlık Barışı Yasası’nın getirdiği fırsatlardan yararlanırlarsa, ki bu bir olasılık, o zaman Alman bankalarındaki mevduatlarını ve varlıklarını Türkiye’ye gönderecekler demektir. Bu da tabii Almanya ekonomisini ve Deutsche Bank’ı yaşanılan bu küresel mali kriz şartlarında epey sarsabilir.

Lehman Brothers gibi büyük yatırım bankalarının battığı bir ortamda bir miktar paranın Deutsche Bank’tan çekilip Türkiye’ye gelmesi bu bankayı batırabilir. İşte bu nedenle Deutsche Bank’ın amacı Türkiye’yi riskli gösterip mevduatın Türkiye’ye yönelmesini engellemek olabilir.

Gelelim kriz lobisinin son marifetine... Kısaca ‘Varlık Barışı Yasası’ olarak adlandırılan ‘Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun Tasarısı’ TBMM’de ilgili komisyonda görüşülürken, AK Partili iki milletvekili bir önerge verdiler. İki milletvekilinin verdiği önergeye göre, daha önce vergi kaçırdığı tespit edilen ve yapılan incelemelerde vergi kaçırdıkları tespit edilebilecek olan tüm mükelleflere af getiriliyor.

Önergeyle yapılan bu değişikliğe göre, örneğin, bir milyar YTL matrah farkı tespit edilerek 800 milyon YTL vergi ve ceza ödeyecek bir şirket, eğer bir milyar YTL’yi yurt dışından getirip sermayesine ilave ederse, bir milyar YTL matrah farkından bir milyar YTL düşülecek, geriye matrah farkı kalmadığı için vergi ve vergi cezası ortadan kalkacak.

Yaşanan dünya krizi nedeniyle Türkiye’ye yurtdışındaki vatandaşların dövizlerini getirmesi amacıyla hazırlanan söz konusu yasa bu şekliyle çıktığı takdirde, sadece yurtdışından getirilecek döviz ve varlıklara vergi affı sağlanmayacak. Ayrıca daha önce vergi kaçıranlar da affedilmiş olacak.

Peki, bu af kime yarayacak? Kriz lobisi yapan şirketlere yarayacak. Çünkü onların pek çoğu hakkında vergi kaçırdıklarına ilişkin yapılan incelemeler sürmekte.

Eğer yasa tasarısı bu şekliyle geçerse, kriz lobisinin tehditlerine boyun eğilmiş olunacak. Bundan sonra kriz lobisi, döviz borçlarına karşılık istediği 25 milyar doları da devletten alacaktır herhalde.

Peki, bu durumda vatandaş ne yapacak? Vatandaş, 2001’de olduğu gibi şirketinin içini boşaltanların, yurtdışındaki paralarını kendi şirketlerine dış borç olarak verenlerin yol açtıkları zararları ödemeye devam edecek. Kısacası, bu ülkede kriz lobisi hep kazanacak, vatandaş onların zararlarını ödeyecek.

 

Bu haber 404 defa okundu.