En Sıcak Konular

O gün İmralı'da ne oldu?

1 Kasım 2008 12:01 tsi
O gün İmralı'da ne oldu? DTP'lilerin korsan gösterilere neden olan 'Öcalan'a fiziki şiddet uygulandı' iddiası ne kadar gerçekçi? O gün İmralı'da ne oldu? Ertuğrul Özkök bu sorunun yanıtını aldı ve tartışma yaratacak öneriler sıraladı.

Ertuğrul Özkök/Hürriyet

O gün İmralı'da ne oldu

ANLATACAKLARIMI geçen hafta yazmayı düşünüyordum.Ancak Güneydoğu illerimizde meydana gelen olayların yatışmasını bekledim.

Şöyle bir hatırlayalım.

Bazılarınca "isyan" olarak değerlendirilen o olaylar hangi bahaneyle yapıldı.

İddialarına göre, "Abdullah Öcalan’a İmralı’da kötü muamele yapılmıştı."

PKK yandaşlarının zaman zaman böyle stratejik iftiralara başvurduklarını biliyoruz.

Son örneğini geçen yıl, "zehirleme" iddiasında görmüştük.

Daha sonra bu iddianın bir iftira, asparagas olduğu tıbbi tetkiklerle ispatlanmıştı.

* * *

Peki bu defaki "kötü muamele" iddiası neydi?

Geçen hafta Enis Berberoğlu ve ben, DTP’nin üç önde gelen kişisiyle bu konuyu konuştuk.

Onlara göre, İmralı’da şöyle bir olay olmuş.

Cezaevi yetkilileri, hücresini arayacakları gerekçesiyle, teröristbaşı Öcalan’ı kaldığı odadan çıkarmışlar.

İki görevli koluna girmiş ve koridorda yürütmeye başlamışlar.

O sırada üçüncü bir yetkili, arkadan gelip, başını bastırarak, Öcalan’ı yere yatırmış.

Yine onların ifadesine göre, ayağını da başının üzerine basmış.

Öcalan, "Bu yaptığınız çok kötü bir şey. Ama size karşı koymayacağım. Niyetiniz beni öldürmek mi" demiş.

Başını bastıran yetkili, "Henüz değil, ama sıra ona da gelecek" diye cevap vermiş.

DTP’lilerin anlattıkları bu.

* * *

Çankaya’daki 29 Ekim davetinde İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı gördüm ve bu konuyu sordum.

"Bu konu askerlerle Adalet Bakanlığı’nı ilgilendiriyor. Ama öyle bir olay olduğunu sanmıyorum" dedi.

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin de böyle bir olayı doğrulamadı.

Peki, Genelkurmay’ın Öcalan’a yönelik bir "psikolojik" uygulama talimatı var mı?

Hayır, kesinlikle böyle bir şey yok.

O zaman geriye ne kalıyor?

"Münferit" bir olay.

Böyle bir şey meydana gelmiş olabilir mi, sorusuna, doğrusu Ankara’da çok kesin bir "Hayır" cevabı alamadım.

Münferit bir itiş kakış mı sorusu kafamda yanıtını tam açıklığıyla bulmuş değil.

Ama bu konuda aşırı temkinli olmaya gayret ediyorum.

Dediğim gibi, bu iddiayı ortaya atanların sicili pek temiz değil.

Geçmişte, teröristbaşının zehirlenmeye çalışıldığı yolunda bir palavrayı ortaya atmışlardı.

Bugün bu yoldaki propagandanın yeni bir adımını atmış da olabilirler.

O konuda temkinliyim.

Ama bu temkine rağmen şunları da söylemeden geçemeyeceğim.

İmralı’da görev yapan yetkililerin, çok dikkatli olması, psikolojik açıdan çok donanımlı kişilerin orada görevlendirilmesi gerekir.

Çünkü orada, "münferit" bir olay bile, terör örgütü tarafından etkili bir provokasyon aracı haline dönüştürülebilir.

Benim tavsiyem şu.

Bu olayı ayrıntılı biçimde araştırıp, tatmin edici bir açıklamayı yapmak.

* * *

Biliyorum bu yazı bazı okurlarımın tepkisini çekecek.

Sonunda orada yatan kişi bir bebek katili diyeceksiniz.

Binlerce askerin, sivilin, kadının, erkeğin kanına girmiş bir teröristbaşı.

Evet ama öyle olsa da, medeni bir ülkenin cezaevinde aşağılayıcı, küçültücü muameleye tabi tutulmaması gerekir.

Daha da önemlisi, biz istesek de istemesek de, bu ülkenin vatandaşlarının bir bölümü, ona başka şeyler atfediyor.

Dolayısıyla, Kürt sorununu çözmek, akan kanı durdurmak istiyorsak, artık askeri önlemler yanında, işin "psikolojik" tarafına da bakmamız gerekir.

Oraya baktığımız zaman, Öcalan’ın cezasını çekme şartlarını da komplekssiz biçimde konuşabilmek gerekir diye düşünüyorum.

Mesela, hücresine, niye bütün kanalları alan bir televizyon konulmaz?

Niye istediği gazeteler verilmez?

Bence bunları yeniden düşünmekte sayısız yarar var.



Bu haber 613 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,263 µs