İşadamlarının başı adlarıyla dertte

1 Kasım 2008 10:04 tsi
İsim benzerliği ünlü işadamlarının başına dert oldu. Kimisi konuyu çözmek için mahkemeye başvururken kimisi de 'ya sabır' diyerek katlanmaya çalışıyor.

İşadamı Mehmet Cevahir, müşterisi olduğu bankaya hesabından 425 bin doların Cevahir Holding Yönetim Kurulu Başkanı olan ağabeyi İbrahim Cevahir'in hesabına havale edilmesi talimatını verdi. Ancak aynı şubede ünlü işadamı İbrahim Cevahir'le aynı adı ve soyadı taşıyan bir başka şahıs daha vardı. Havale, isim benzerliği sebebiyle yanlışlıkla diğer İbrahim Cevahir'in hesabına yapılınca işler karıştı. Şahıs paranın tamamını çekti, Türkiye turuna çıktı. Birkaç ay krallar gibi yaşayan Cevahir, Alanya'da tatil beldesinde yakayı ele verdi. Hatayı yapan banka ise parayı İbrahim Cevahir'in hesabına yatırdı.
Bu öykü iş dünyasında isim benzerliklerinin ortaya çıkardığı karışıklıkların yarattığı en pahalı sonuç! İsim benzerliği yüzünden sıkıntı yaşayanlar arasında ise ilk anda isimlerini sayabileceklerimiz Ahmet Nazif Zorlu, Nafiz Zorlu; Hüseyin Aslan, Hüseyin Arslan; Vali Alaaddin Yüksel, işadamı Alaattin Yüksel, Ali Güreli, Ali Nedim Güreli ile bankacı Erol Aksoy ve turizmci Erol Aksoy var. İsim benzerlikleri kimi zaman mahkemelere düşürüyor.
 
TELEVİZYONUM BOZULDU
Biri bünyesinde Vestel'i bulunduran Zorlu Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, diğeri İzmir'in iş ve spor dünyasının en bildik isimlerinden Mazhar Zorlu Holding'in kurucularından Nafiz Zorlu. Bu iki işadamının adı, vatandaşlar ve bazen de gazeteciler tarafından sık sık karıştırılır. Dünya briç şampiyonu olan, Altay Spor Kulübü'nün uzun yıllar başkanlığını yapan, Ege Palas Oteli, Alsancak Turizm, Ege Sigortacılık, Mermerit, Zorlu Plast gibi firmaların sahibi Nafiz Zorlu, isminin Ahmet Nazif Zorlu ile karıştırılmasına alışmış. Ama "Vestel'in sahibi Ahmet Nazif Zorlu değilim" açıklamasını yapmak zorunda olduğu anlar da olmuş.
Zorlu, "Ahmet Bey son yıllarda çok meşhur oldu. Ben de köklü bir sanayici ve spor adamıyım. Dolayısıyla çok ilginç durumlar yaşanıyor. Örneğin bana Vestel için iş başvuruları geliyor. Telefonumu açtığımda karşımdaki kişi aldığı ürünle ilgili sorular soruyor. Hatta 'Vestel marka televizyonum bozuldu' diye arayan bile var" diyor. Bu noktada yapacağı bir şey olmadığını belirten Nafiz Zorlu, dilinin döndüğünce karşıdaki insana Ahmet Nazif Zorlu olmadığını anlatmaya çalıştığını söylüyor.
 
İKİ İŞADAMI BİR İSMİ PAYLAŞAMADI
İzmir'de konut alanında faaliyet gösteren Ege-Koop'un Genel Başkanı Hüseyin Aslan ile yayıncılık ve sigortacılık yapan Hüseyin Arslan'ın isim benzerliğine ise mahkeme yolu göründü. Bir süre önce gazetelere ilan vererek sahibi olduğu ve adını taşıyan eğitim kurumu Ege-Koop'un Hüseyin Arslan Şirketler Grubu ile bir ilgisi olmadığını, trafikte dolaşan "Hüseyin Arslan plakalı arac"ın da kendisine ait olmadığını belirten Hüseyin Aslan, "Bu tür şahıslar hakkında yasal yollara başvuracağım" demişti.
Hüseyin Aslan'ın verdiği ilanın ticari itibarına ve kişilik haklarına zarar verdiğini anlatan Hüseyin Arslan Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan ise avukatlarının Ege-Koop Genel Başkanı'na ihtar çektiğini belirterek "Bu isim bana doğarken verildi. Meydanı boş bırakmam. İsmimden vazgeçmem" diyor.
 
İSİM KİMSENİN TEKELİNDE DEĞİL
12 Eylül askeri darbesinden sonra düşünce suçlusu olarak cezaevinde yattıktan sonra ticari hayata atıldığını kaydeden Arslan, "Kitap okumayı sevdiğim için elime çantamı alıp kitap pazarlamacılığına başladım. Görsel Yayınları'nın ve ansiklopedisinin Anadolu'da dağıtımını ve satışını yaptım. Çeşitli kentlerdeki 200 çalışanımla öğrenci yardımcı kaynakları alanında çalışıyorum. 1989'dan beri Görsel Hüseyin Arslan Sigorta olarak Anadolu Hayat ve Anadolu Hayat Emeklilik'in acenteliğini yapıyorum. Yıllarca Anadolu Hayat'ın en çok poliçe yapan acentesi oldum. Şirketlerimin tamamı İzmir Ticaret Odası'na kayıtlı" diyor.
Hüseyin Aslan'ı hayatında birkaç kez gördüğünü, kendisiyle bir sorunu olmadığını vurgulayan Arslan, "Hiçbir zaman inşaat işi veya müteahhitlik yapmadım. Bu ismi doğduğum günden beri taşıyorum. Ayrıca soyadlarımız bile farklı. Bu adın tekeli kimseye ait değil. Küçümseyici zihniyetle benim ticari itibarımı zedeliyor. Hoşgörülü bir insanım ama kıskançlık duygularını çekemem. Avukatlarım hukuki yollardan hakkımı aramak için gerekli işlemleri yapıyor" diye konuşuyor.
Kendisine ait Grand Cherokee cipinin plakasının Hüseyin Arslan olduğunu, firmalarına ait araçların tamamına yakınında ise HA plakası bulunduğunu belirten Arslan, trafikte dolaşmasına kimsenin engel olamayacağını söylüyor.
 
VALİ İLE İŞADAMININ ADI BENZERSE
2000-2003 yılları arasında İzmir Valiliği yapan şimdiki Antalya Valisi Alaaddin Yüksel'i bir sürpriz bekliyordu. Dönemin CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel'le isimleri çok benziyordu. Ve resmi protokollerde ve davetlerde "d" ve "t" harfine dikkat etmeyen kişi ve kurumlar tarafından bu iki isim sürekli karıştırılıyordu. Alaattin Yüksel, "Hatta bir ulusal gazetede açıklamalarım yer aldı ama ismimin yanında vali beyin fotoğrafı vardı. Türkiye'nin farklı yerlerindeki arkadaşlarım şaşkınlık içinde 'Senin ne zaman saçın döküldü' diye aradılar" diyor. Hyundai otomobil markasının İzmir bayii olan, sigortacılık ve mobilya alanında faaliyet gösteren Yükseliş AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Alaattin Yüksel, Vali Yüksel'in 3 yılın ardından Antalya Valiliği'ne atanması ile rahat bir nefes aldı.
 
İHRACATIN 4 JAK'I
Ege İhracatçı Birlikleri'nin üyeleri arasında yer alan ve Jak ön ismini taşıyan 4 ihracatçı, birlik personelinin tetik üstünde durmasına yol açıyor. Ege Deri İhracatçıları Birliği Başkanı Jak Galiko, Ege Hazır Giyim İhracatçıları Birliği Başkanı Jak Eskinazi, Ege Mermer'in ortağı Jak Kaya ve Fasi Tekstil'in sahibi Jak Sarfati isimleri sık sık karışıyor. "Jak Bey" diye başlayan konuşmaların hemen ardından "Hangi Jak" sorusu geliyor. Çoğu zaman birlik personeli 4 Jak'ın ön isimleri yerine soyisimlerini kullanmayı tercih ediyor.
 
BİRİ TURİZMCİ DİĞERİ ZEYTİNYAĞCI
Bir diğer isim benzerliği de Turistik Otelciler Birliği Eski Başkanı ve İkon Tur'un sahibi Ali Güreli ile Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Nedim Güreli arasında. Biri tarımcı ve ihracatçı, diğeri turizmci olduğu için adaşlık pek sorun yaratmamış. Yalnız Ali Nedim Güreli, kişisel e-posta adresi almak istediğinde "küçük" bir engelle karşılaşmış. O da başka bir isimle elektronik adres almak zorunda kalmış.
 
 
Bankacı adaşından dolayı başı derde girmişti
İsim konusunda en büyük sıkıntılardan birini ise ünlü mimar Erol Aksoy yaşadı. Bankacı Erol Aksoy'un Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilen İktisat Bankası'ndan dolayı borçlanması, faturayı mimar Aksoy'a çıkarmıştı. Bu isim karışıklığından dolayı Conrad Otel'nin ortağı olan Aksoy'un işyerine haciz gelmiş ve mallarına tedbir konmuştu.

Referans

Bu haber 450 defa okundu.