İşte bütün sır burada… | " /> iyibilg" /> İşte bütün sır burada… | "/> iyibilg"/>

En Sıcak Konular

İşte bütün sır burada…

31 Ekim 2008 12:02 tsi
İşte bütün sır burada… Türkiye’nin iç ve dış olaylarda yaşadığı ne kadar sorun varsa, hepsinin nedeni bu kısa açıklamanın iyi okunmasında yatıyor. Bu kadar basit! İki CIA eski yetkilisinin dilinin altındaki baklaları iyibilgi çıkarıyor! iyibilg

Türkiye’de ismi pek iyi bilinen, CIA’in Ankara eski istasyon şefi Graham Fuller ve daha az ilgi görse de söyledikleri bir o kadar önemli CIA eski Dışişleri görevlisi Paul Goble’ın açıklamaları hemen tüm gazete ve televizyonlara yansıdı.

Ama “yansıtmak”, “kopyalamak” demek. Aynısını aktarmak manasına. Fakat kimse çıkıp, bu adamlar ne diyor, verdikleri sır nedir sormadı, bunun üzerine uzun boylu kalem oynatmadı.

Oysa, her iki ismin söyledikleri, satır araları bir tarafa, bizzat satırları Türkiye’nin bir süredir yaşadığı tüm iç ve dış olayların nedenini açıklıyor. Hatta sorumlularını!

‘Artık müttefik değiliz’. Peki neyiz?

Fuller dediğimiz gibi Türkiye’de pek iyi tanınan bir isim ve sık sık da eleştirilen bir kişilik. Ama bu dediklerini önemsemeyeceğiz anlamına gelmiyor. Fuller’in ağzından manşetlere yansıtılan cümle-doğal olarak-“Artık müttefik değiliz”.

Tabii devamı yok. Peki değiliz, ama o zaman neyiz? Çünkü müttefik olmayanların, en hafit tabir ile “rakip” olmaları gerekiyor. Öyle mi?

Fuller’in bu cümlesinin tam haline bakalım; “Fiili anlamda Türkiye artık bir ABD müttefiki değildir diyebilirim”. Mana değişmiyor ama önemli bir fark var. Bu cümlenin vazettiği şu; “kağıt üzerinde müttefik görünüyoruz ama pratikte öyle değiliz!”

Aynı cümlenin diplomatik açılımı şudur; Her iki taraf birbirine dost gibi davranıyor ama uygulamalarında bunu yapmıyorlar! Gerçekten üzerinde 10 kere düşünülmesi gereken bir açıklama!

Neden?

Fuller bu bakışını basit bir küresel pencereyle açıklıyor. Ona göre, “ABD’nin uygulamaları bir çok dostunu küstürdü. Hegemonik davranışları yüzünden uluslar arası tepki gördü, reaksiyon olarak tek kutuplu dünyadan çok kutuplu dünyaya geçiliyor.”

Makul. Ama Fuller’in asıl “nedeni” bu değil. Mantığını anlamlı bir çerçeveye oturtmak için dünyada zaten genel geçer kabul gören bir ABD politikaları analizi yapıyor ama asıl meram sonra ortaya çıkıyor.

“Türkiye son yıllarda çok bağımsız hareket ediyor. 100 yıl sonra ilk kez büyük bir bölgesel güç oldu.”

Asıl mesele bu işte. Nedenlerden biri ABD’nin 8 yıllık politikaları olabilir ama onlara göre sorun şu ki, “Türkiye ‘bağımsız hareket’ ediyor”. Bağımsız hareket etmemiz ABD’yi rahatsız ediyor.” Artık müttefik olmamamızın sebebi bu!

ABD bağımlı Türkiye ile müttefik olmak istiyor. Sanırız daha açık ve iyi bir okuma olamaz.

Generallerin kötü mahallesi…

Fuller bu tezine dayanak olarak bazı örnekler de aktarıyor. Ona göre eskiden Washington’a gelen Türk generalleri “biz kötü bir mahallede yaşıyoruz” derlermiş.

“Ama şimdi” diyor Fuller, “Türkiye çevresindeki her ülke ile iyi ilişkiler içerisinde. Ortadoğulu ve İslami kimliği dayanışma ortaya çıkarıyor” diyor.

Belki doğru belki değil. Doğru, mahalle kötüydü. Ama hala kötü. Farklı olan Türkiye’nin tavrı. Bunu hali hazırdaki hükümete bağlayabilirsiniz. Ama dikkatini şu noktaya çekmek isteriz.

Ne diyordu Fuller; “Eskiden Türk generalleri derlerdi”. Şimdi demiyorlar mı? Demiyorlarsa, mahalleyi düzeltenlerin içinde, bağımsız hareket edenlerin içinde, Türkiye’yi bölgesel güç yapanların içinde ordu da var. Ve öyleyse, Fuller’e göre müttefik görünmeyenlerin içinde onlar da olmalı.

Yani hem siyasi erk hem de ordu bağımsız davranıyor. Normal sayılmalı. Çünkü ordunun karakteri bu. Bağımsızlık ordunun karakteri.

Şaşır ama çok değil!

Demek bu konuda, Türkiye’de bir mutabakat var. Bölgesel sorunların çözülmesinde ve liderliğinde, bağımsızlıkta, Türkiye’de bir çok kesimin iddia ettiğinin aksine politika ile ordu arasında en azından bu konuda uyuşmazlık yok.

Tersine iyi uyum var. Aslında son derece doğal. Belli ki doğallık ABD’nin hoşuna gitmiyor. Peki ama ABD’nin hoşuna gitmiyorsa ne oluyor?
Fuller’i bırakıyoruz. Paul Globe’a geçiyoruz. Globe anlatıyor; “Türkiye’de Kuzey Kafkas diasporası 4-5 milyon kadar. Ve çok etkili. Türk generallerin yüzde 55’i (istihbarat çalışması diye buna denir! Nasıl hesaplamışlar değil mi?) ve Türk istihbaratının önemli bölümü Kuzey Kafkasyalı.”

Yani? “Yani”si yok. Globe devam ediyor; “Türkiye artık eskisi gibi güzel bir Atatürk ülkesi değil. Atatürk şimdi Ankara’daki herhangi bir tepeden kente baksa, ve cami ve minareleri görse yeni bir devrim başlatırdı”.

Şapka!.. Bağımsız hareket eden bir Türkiye, Ortadoğulu ve İslam kimliğini bölgede kullanan bir Türkiye, bölgesel güç haline gelmiş ve artık ABD’nin müttefiki görülmeyen bir Türkiye ama Atatürk buna kızıyor!

CIA’in kalitesini yakışmayan ucuz bir numara! Meali şu; bu özellikler bizi rahatsız ediyor. Biz sizin içinizi biraz karıştıralım. Nasıl karıştıralım?

Türkiye’de zaten laik kaygılardan kaynaklanan bir endişe var. Bu durum iktidar ile ordunun arasını bozabilir. Yerseniz. Doğrusu açıkça yazalım; biz bunu biraz zor yeriz!

Esasen gayet net anlaşılıyor ki, ne Fuller’in ne de Globe’un derdi bunlar değil. Globe zaten son cümlesinde meramını söylüyor; “Rus gizli servisi Türkiye’deki Kuzey Kafkas diasporası içinde aktif.”

Belki artık şu durumun en azından akademik bağlamda analiz edilmesinin zamanı geldi; “Hep aksi söylense de, Türk politikalarında AB ve ABD’ye ilişkin kuvvetli bir şüphenin ne kadarı pratiğe dökülüyor?”

Siyasi iktidar ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, beraberce, 2003 yılından bu yana bu meseleye bakışı nasıl?

iyibilgi.com



Bu haber 3,050 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,981 µs