Sermaye savaşı: Kim kimi temsil ediyor?

30 Ekim 2008 15:55 tsi
Küresel krizle birlikte patronlar kulübü TÜSİAD, Türkiye’ye IMF ile anlaşması çağrısı yaparken TOBB ‘IMF’ye gerek yok’ diyor. İş dünyasının iki devi bu konuda neden farklı düşünüyor? Kim kimi temsil ediyor? İbrahim Öztürk anlatıyor

Küresel kriz sonrası IMF ile bir anlaşma yapılması gibi konularda TÜSİAD ile hükümet arasında yaşanan tartışma geçtiğimiz iki haftaya damgasını vurdu. TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın 17 Ekim'de yaptığı açıklamayla Erdoğan hükümetine yönelik IMF'le masaya oturulması gerektiği şeklindeki çağrısına Erdoğan 'bu ülkede ekonomik krizi birileri için kazanç kapısı yapacak bir hükümet yok' sözleriyle sert yanıt vermişti. 

İlginç olan o günlerde bu tartışmaya iş dünyasının önde gelen kuruluşlarından TOBB'un da katılmasıydı. TÜSİAD'ın hükümete yaptığı "IMF ile bir an önce anlaşma sağlansın" çağrısına göndermede bulunan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, başkasından emir almanın ağırına gittiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, "Hepimiz IMF'ye kızıyoruz, Avrupa Birliği'ne kızıyoruz. Ancak bunlara da mahkum ediyoruz. Mahkum etmeyeceksin, yolunu bileceksin." sözleriyle tartışmaya katılmıştı.

IMF ile bir anlaşma yapılmasının gerekip gerekmediği bir süredir tartışılan bir konu. Ancak iki ekonomi kulübü, neden farklı taleplerde bulunuyor? Hangisi doğru söylüyor? Bu tartışmanın altında yatan gerçek ne? Ve iş dünyasının iki devi IMF'le anlaşma konusunda neden farklı düşünüyor? İstanbul ile Anadolu’nun anlaşamadığı noktayı, iyibilgi için Zaman Gazetesi yazarı İbrahim Öztürk açıklıyor…  

TOBB ve TÜSİAD IMF konusunda neden farklı görüşte?

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, son birkaç haftadır IMF ile anlaşmayı savunurken, Erdoğan’ın sağlam duruşu ve sakinleşen ortamla birlikte söylem değiştirdi. Son bir haftada yaşanan gelişmeler TOBB’u TÜSİAD’dan uzaklaştırdı.

Bizi de teşvik edin

Bir kriz var. Ancak herkesin gücü yok. Kıt kaynaklarla seçim yapmalıyız. Anadolu sermayesi diyor ki, bizim için yapılan bir şey yok. Ama büyük sermaye palazlandı. Hep kayrılan büyük sermaye. Bizi ihmal etmeyin, teşvik verin, diyorlar.

Alışkınlar

Büyük sermaye, kriz ortamıyla birlikte Hükümet’ten bir şey alacak ortam buldu. Kendisini yangında ilk kurtarılacak olarak görüyor. Öyle bir hava yaratıyorlar ki, sanki TÜSİAD kurtarılamazsa Türkiye batacak. Krizle birlikte devletlerin verme süreci yaşanıyor. Bunların kamu kurtarma alışkanlığı var. Ancak bugün bu isteklerini pervasızca dile getiriyorlar.

Hükümet nasıl bir tavır almalı?

Hükümet tavır almamalı. Büyük sermayeye karşı ‘Her koyun kendi bacağından asılır’ tavrını koymalı. Türkiye’nin en zayıf halkası büyüme. Türkiye, büyüme hikâyesini kaybetmemeli. Büyüme düşerse tüm hastalıklar sirayet eder. Anadolu’da tüketim hareketlendirilmeli. Hükümet’in olumlu katkısı gerekiyor.

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,461 defa okundu.