En Sıcak Konular

Çocuklar, televizyon ve ölüm!

0 0 0000 00:00 tsi
Çocuklar, televizyon ve ölüm! Türk toplumu her geçen gün kendisini televizyon dizilerine “kaptırıyor.” Daha kötüsü ailelerin çocukları bu dalgadan koruyamaması. Peki, televizyonda hakim olan şiddet kültürü ve ölüm sahneleri çocukları nasıl etkiliyor? Uzman pedegog Feriha D

Çocuklar çevrelerinde olup bitenleri kendi iç dünyalarında farklı yorumlayıp bunları hiç beklemeyeceğiniz kaygı sorunları ya da olumsuz davranışlara  çevirebilirler. Daha önce bir yakınını kaybetmiş çocuklar televizyonda gördükleri ölüm olaylarını kendi yaşadıkları olayla birleştirebilir ve yaşadıkları olayın etkisi sonradan kaygı bozukluğu olarak görülebilir. Bu “sonradan etki” olarak tanımlanır. Özellikle küçük çocuklar henüz ölümü çok anlamadıkları ve anlamlandıramadıkları bir dönemde bir yakınlarını kaybetmişlerse bu sonradan etki daha çok görülebilir. Bu sonradan etkilerin ya da travmaların tamiri ise sanıldığı kadar kolay olmayabilir. Uzman pedegog Feriha Dildar iyibilgi okurları için çocuklarda ölüm kavramını ve medyada sıkça görülen ölüm haberlerinin çocuklarda nasıl etkiler bıraktığını masaya yatırdı.

Didar, televizyondaki ölüm ve yaralanma haberleri çocuğun hayatta böyle şeyler olduğunu öğrenmesi açısından yararlı olabilir ancak, sunumun ve görsel materyalin içeriği ve niteliği gibi pek çok özelliğe de çok dikkat edilmelidir görüşünde. Aksi halde bu etki çocukları travmatize de edebilir. Özellikle de yakın çevresinde bu tür bir acı yaşamış ve henüz anlamlandırmaya çalışan bir çocuk, bu tür yayınlardan daha fazla etkilenebilir. Aileler çocukları bu gibi görüntüleri izledikten sonra mutlaka açıklayıcı bir biçimde konuşmalıdırlar. Bu tip haberler kesinlikle anne-baba rehberliğinde seyredilmelidir çünkü çocukların onların açıklamalarına ihtiyacı vardır. Ayrıca her tür haberin çocuğa uygunluğunu denetleyecek olan en önemli kurum aile kurumudur.

Ölüm haberlerinin zorlayıcı etkisi olabilir

Bu gibi haberlerin zorlayıcı etkileri olabilir. Bu etki çocuğun yaşına bağlı olarak değişir. Örneğin henüz neden-sonuç ilişkisi kuramayan bir çocuk televizyonda gördüğü olayları kendine göre anlamlandırır. Örneğin bazen anneler çocuklarına kızdığında aslında gerçekleşmeyecek tehditler söylerler. (“Beni artık öldüreceksiniz”, “Sen adamı hasta edersin”  gibi). Çocuk televizyonda gördüğü olayı kendi düşünce yapısına göre açıklayıp “Annesi kızdı ve böyle oldu” gibi bir yorum getirebilir. Bu da onun bazı zorluklar geliştirmesine neden olabilir.

Çocukların hayal dünyaları çok geniştir. Hayal dünyalarında şiddetle ilgili fantezileri de vardır. Bu fanteziler çocukların iç dünyasıdır. Çocuk televizyonda bir kavga, yaralanma, ölüm sahnesi gördüğü zaman iç dünyasındaki fanteziler dış dünyada bir gerçeklik bulabilir. Bu da çocuklar için çok korkutucu olabilir. Çocuk iç dünyasının dışarıda televizyonda seyrettiği gibi olduğunu görünce kendi içindekilerden korkmaya başlar. Dış dünyadan kendisine misilleme gelebileceğini düşünür.

Şiddet ve ölüm sahnesi duyarsızlaştırıyor

Yapılan bir araştırmada, silah, bomba, kanlı bıçak, ambulans, çarpışan arabalar, birbirini öldüren insanlar gibi olumsuz olayların haberlerde sıklıkla yer almasının sonucunda çocuklardan haberleri bir ya da iki kelimeyle tanımlamaları istendiğinde “savaş-ölüm” ve “kaza-ölüm” olarak tanımladıkları görülmüştür. Haberlerde bu tip sahneleri sıklıkla gören çocuklar bir süre sonra haberleri film seyreder gibi seyretmeye başlıyorlar ve olaylara gittikçe duyarsızlaşıyorlar. Bu da ölümü sıradan bir olay gibi görmeye alıştırılmış bir neslin büyümekte olduğu anlamına gelmektedir.

Ölümcül bir rahatsızlığı varsa söyleyecek şeyleri olmalı

Hem normal çocukların hem de süregelen bir hastalığı olan çocuklar ölüm kavramıyla ilgili aynı düzeylerden geçerler fakat bir rahatsızlığını bulunan çocuklar bu düzeylerde daha çabuk ilerlerler. Ölümcül bir rahatsızlığı olan çocukların ailelerine söylemek istediği önemli şeyleri vardır. Çocukların ailelerinin bu önemli şeyleri duymaya, tartışmaya ve paylaşmaya cesareti olması gerekir. Bu tip ölüm haberlerini öncelikli denetlemek ve uygun olanların üzerine sohbet etmek çocuğun içindeki duyguları, düşünceleri ve soruları yüksek sesle dile getirmesine yardımcı olabilir.

Aslında normal koşullarda ölüm hakkındaki sorular, çocukların bitmeyen hayata anlam vermeye çalışma çabalarının doğal bir parçasıdır. Bu soruların varlıkları derinlerde yatan problemler ya da kötümser karakter özelliklerine bağlı değildir. ‘Neden doğdum?’sorusu kadar masum ve merak içeren sorulardır. Ölümle ilgili sorular ebeveynin mutlaka karsısına çıkacağı için önceden hazırlıklı olmakta yarar vardır. Bu tür durumlarla karşılaştığınızda Dildar’ın önerilerine kulak vererek önlem alabilirsiniz.

Çocuğunuzun anlayabileceği bir dil kullanın

Çocukların ölümle ilgili endişeleri yaşlarıyla yakından ilişkilidir. Bu yüzden vereceğiniz ayrıntıların onların anlayabileceği şekilde olmasına dikkat edin.

1-3yas:

Üç yaşından önce çocuklar ölümü algılayamazlar. Bu yüzden bu konuyu onlarla konuşmak gerekli değildir. Fakat bu yaştan itibaren çocukların ölümle ilgili kavramları gittikçe artar.

3-5 yas:

- Okul öncesi çağdaki çocuk ölümün üzüntüyle ilişkili olduğunu bilir.
- Genellikle çocukla ölüm ve yaşamı hareket ve hareketsizlikle bağdaştırır. Hareket yasam, hareketsizlik ise ölümdür.
-Ölüm geri dönüsü olmayan bir şeyden çok, geçici ve geri dönüsü olan bir şey olarak görülür.(Çizgi filmlerdeki karakterlerin tekrar tekrar canlanması gibi..)
- Bu yasta çocuklar genellikle ‘ölü insanlar ne yer?’, ‘ya ölü insanlar karanlıktan korkuyorsa?’, ‘ölüler toprağın altından görebilirler mi?’gibi sorular sorarlar.
- Ölüm korkusu  yaslarda anne-babadan ayrılıkla ilişkilidir. Ölüm terk edilmek olarak algılanabilir.

6-•yas:

- Bu yaslarda çocuklar ölümün son olduğunu anlamaya başlarlar.
- Ölümü iskelet, canavar, hayalet gibi varlıklarla bağdaştırırlar ki bu da genellikle kabuslara ve karanlıktan korkuya sebep olur.
- Bu yastaki bir çocuk kendi ölümünün kaçınılmazlığını kavrayamaz.
- Sevdikleri biri öldüğünde çocuklar bunu kendi kötü düşünceleri ve davranışlarına karşılık ceza olarak algılayabilir ve suçluluk duyabilirler.

9-12yas:

- 9 yaşından sonra çocuklar her canlının öldüğünü ve kendi ölümlerinin de kaçınılmaz olduğunu bilirler.
- 9 yaşından sonra çocuklar ölümün geri dönüsü olmayan, evrensel ve kaçınılmaz olduğunu anlarlar.
- Ölümün birtakım fiziksel kurallarla geldiğini bilirler.(Örnek;vücut yaşlanır.)
- Bu yastaki çocuklar yasamın bir takım kazalar sonucu sonlanabileceğini bilir.


Çocuklarla ölüm hakkında nasıl konuşmamalıyız?

- Ölümü uykuyla bir tutmayın. ‘Sonsuz uykuya daldı’ gibi benzetmeler kullanmaktan çekinin. Eğer çocuğunuz ölümü uykuyla karıştırırsa uykuya dalmaktan korkabilir.
- ‘Uzun bir yolculuğa çıktı’ demeyin çünkü çocuğunuz kendini terk edilmiş hisseder ve neden kendisine güle güle denmediğini merak eder. Bunun yanında yolculuğa çıkan diğer yetişkinlerin de dönmemelerinden korkabilir.
- ‘Hasta olduğu için öldü’ demeyin çünkü okul öncesi çağda çocuklar geçici ve ölümcül hastalıklar arasındaki farkı bilmez. Küçük çocuklara sadece bazı ciddi hastalıkların ölümcül olduğunu ve biz bazen hasta olsak da çabucak iyileşebileceğimizi anlatmakta yarar vardır.
- ‘Yasli insanlar ölür’ demeyin çünkü kısa bir süre içerisinde genç insanlarında öldüğünü fark edeceklerdir. ‘Bazi insanlar gençken ölür bazıları ise yaşlıyken ama ben ikimizin de uzun yıllar yasayacağını düşünüyorum’ demek daha iyidir.
- Konuyu kapatmaya çalışmayın. Çocuğunuza bu konu hakkında açık ve konuşmaya istekli olduğunuzu gösterin ki bunun konuşabilecek bir konu olduğunu anlasınlar.

Ölüm nasıl anlatılır?

Bunun yanında mantıklı, sağlıklı cevaplar vermeniz için bir takım ana hatlar vardır.

-Ölüm hakkında konuşurken rahat olun
Her birimiz ölümü kabul etmeli ve onunla barış içinde olmalıyız. Ölümü duygusal ve entelektüel olarak kabul ettiğimizde çocuklarımıza bu konuda rahatça konuşmaları konusunda yardımcı olabiliriz. Çocuğunuza ‘bütün cevapları bilmesem de bu konuda soru sorman çok normal’ şeklinde yaklaşın ki ölümü korkutucu bir konu olarak görmesin. Çocuklarınıza ölüm hakkında doğum hakkında konuşabildiğiniz gibi konuşabileceğinizi hissettirin.

- Çocuğunuzun tam olarak ne sorduğunu anlamak için kendinize zaman tanıyın
Çocuğunuzun kafasını karıştırmamak için ona sadece istediği cevapları verin ve gereksiz ayrıntılara girmeyin. Aşağıda çocuklara verilebilecek kısıtlı cevaplara örnekler vardır:
‘Büyüdügümde ölecek miyim?’
Herkes bir gün ölür.
‘Sen de ölecek misin?’
Evet ama uzun bir süre yasayacağımı tahmin ediyorum.
‘Neden filanca kişi yas tutup ağlıyor?’
….. ağlıyor çünkü ….. öldüğü için üzgün. Onu özlüyor. Değer verdiğimiz biri öldüğünde hepimiz üzgün hissederiz.

-Kesin cümleler kurun
9 yasından küçük çocuklar soyut kavramları anlamayacaklarından basit ve direkt konusun. Bunu anlatmanın en basit sekli doğadaki doğal yasam döngülerinden bahsetmektir. Onları bu doğal doğum, büyüme, çoğalma ve sonunda ölüm döngüsünü incelemeleri için teşvik edin. Onlara her canlının sürekli yaslandığını ve sonunda öldüğünü anlatın. Bu şekilde insanların bile ölümleri doğumları kadar doğal olacaktır.
Ölümü yasam eksikliği olarak da anlatabilirsiniz: ölmüş biri nefes almaz, konuşmaz, hissetmez, uyuma; ölmüş bir köpek havlamaz, koşmaz.

- Fikirleri zaman içinde yavaş yavaş sunun
Ölümü sadece bir sohbet içinde anlatmaya çalışmayın. Unutmayın ki çocuklar tekrar ederek öğrenir bu yüzden ayni soruyu defalarca sormalarında bir sakınca yoktur. Büyüyüp olgunlaştıkça çocuklar daha da ayrıntılı sorular soracaklardır ki bu da iyi bir şeydir.

Sevdikleri biri ölmek üzere olduğunda ne yapmak gerekir?

Çocukların da büyükler gibi yas tutup ölümü kabullenmeye ihtiyaçları vardır. Bu yüzden:
- Ölüm haberini basit ve dolambaçsız verin. Eğer mümkünse çocuğun önceden beri farkında olduğu bir şekilde cümleye başlayın. ‘Biliyorsun ….. hastaydı ve hastaneye gidiyordu. Doktor biraz önce ….. öldüğünü haber verdi.’
-Dokunarak teselli edin ki çocuğunuz yalnız olmadığını hissetsin.

-Çocuklarınıza üzgün olduğunuz halde güçlü olduğunuzu ve onlara her koşulda bakabileceğinizi söyleyip onları teselli edin.

3 yaşında çocuklar bile yas tutabilir fakat genellikle bu kadar yoğun duygular onlara ağır gelebildiğinden bu duyguları bastırabilirler. Genellikle çocuklar üzüntülerini korunacaklarından ve bakılacaklarından emin olmadan belli etmezler. Bu yüzden onun hep yanında olduğunuzu hatırlatarak ölen kişinin bir daha gelmeyeceğini belirtin.

- Üzüntüsünü belli edemiyorsa ilk önce siz onun adına üzüntüsünü kelimelere dökün. ‘Biliyorum ….. çok özlüyorsun..’
- Çocuklarınızın duygularını kabul edin. Duygularını yanlış ifade etseler bile onları dinleyin. Sözlerini kesmeyin ve nasıl hissettiğini anladığınızı belirtmek için onların söylediklerini tekrar edin.
- Sözel olamayan duygu aktarımlarının varlığını sağlayın. Oyun ya da sanat kullanarak çocukların duygularını göstermelerini sağlayın.
- Ölüm hakkında çocuğunuzun anlayacağı dilde konusun.
- Ölmüş olan kimseyi ayrıntılarıyla anin. Bu çocuğunuzun yas sürecini atlatmasında yardımcı olur.
- Sevginizi ve desteğinizi açıkça belli edin.
- Üzüntünüzü saklamayın.

Uzman Pedegog Feriha Dildar
www.psicocukaile.com



Bu haber 458 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,049 µs