Olmadı sayın Vali!

29 Ekim 2008 13:02 tsi
Türkiye artan terör saldırıları ve korsan gösterilerle nasıl mücadele edeceğini tartışırken bir Vali'nin uygulaması dikkatleri çekti. Adana Valisi İlhan Atış'ın uygulaması şu: Gösteriye katılan çocukların ailelerine para cezası kesilecek, yeşil kartlar

DTP'li Ahmet Türk'ün İmralı'daki Öcalan'a fiziki şiddet uygulandığı iddiasını ortaya atmasından sonra başlayan korsan gösteriler azalma eğilimine girerken, devlet bu gösterilerle nasıl mücadele edeceğine kafa yoruyor. Özellikle çocukların 'taşlı-sopalı' gösterilerde kullanılması tepkileri çekerken, DTP'li vekiller konuyla ilgili sorulara yanıt veremiyor. DTP'li vekil Sabahat Tuncel son günlerde yaşanan olaylara kendi çocuğunun katılmasına izin verip vermeyeceğine ilişkin bir soruya, "Çocuğum olduğunda düşünürüm" diye cevap vermiş ve bu cevap 'parmak ısırttırmıştı.'

Çocukların polisle yüz yüze getirilmesi doğru olmadığı gibi yeni de değil. Ancak diğer yandan bunun önüne nasıl geçileceğine ilişkin çözüm yolları da aranıyor. Çünkü bu gösteriler ve polisin verdiği tepki o çocukların hafızlarında silinmez izler bırakıyor.

Bu noktada ailelerin sorumluluğu şüphesiz önemli. Zira o gösteriler 'riskli'. 'Büyükler' yaptıklarının ne gibi sonuçlar doğuracağını hesaplamadığı için bu gösteriler bazen yaralanma hatta ölümlerle sonuçlanabiliyor.

İşte bu yüzden ailelerin çocuklarına sahip çıkması gerekiyor. Nitekim ekranlara yansıyan görüntülere göre kimi aileler de çocuklarının bu tür gösterilere katılmasından oldukça rahatsız. Geçtiğimiz günlerde bir annenin çocuğunun elinden tutup, hatta yüzüne bir tokat şaplatıp onu evine götürdüğü görüntüler basına yansımıştı. Emniyetin yaptığı açıklama ise o çocukların para vaadiyle gösteri alanına toplandığı kısmi gerçeğini gözler önüne seriyor. Yani gösteriye katılan/dahil edilen her çocuk 1. kendi isteğiyle o gösteriye gitmiyor, bir vaat karşılığında gidiyor, 2. kimi aileler bu durumdan rahatsız. Çünkü -en azından- çocuğunun güvenliğinden endişe ediyor. 

Hal böyleyken 'bu kötü görüntünün' ortadan kaldırılması için devlet fikir üretiyor. Elbette bu fikirler de uygulamaya dönüşüyor. Uygulamalardan birisi Adana'da ortaya çıktı. Adana Valisi İlhan Atış, kentte gösterilerde yer aldığı tespit edilen 450 çocuğun aileleri hakkında yasal işlem başlatıldığını açıkladı. Vali Atış, "Bir gün önce devletin verdiği yeşil kartla tedavi hizmeti alacaksın, ertesi gün çocuğunun devletin polisine taş atmasına göz yumacaksın. Böyle birşey olamaz, tespit ettiğimiz ailelerin yeşil kartını iptal ederek çocuğuna sahip çıkmasını sağlayacağız" dedi. Atış, ailelere Kabahatler Kanunu'na göre 100 YTL ve üzeri para cezası kesileceğini söyledi.

Devletin şöyle bir sorumluluğu var: Eğer aileler çocuklarını koruyamıyorsa, onları çalıştırıyorsa, uyuşturucu kullanmasının önüne geçemiyorsa, yani çocuklarına bakacak, çocuklarıyla ilgilenecek durumları yoksa ve bu durum çocukların fiziksel ve ruhsal sağlığını etkilemeye başlamışsa, devlet o çocukların sağlığı için duruma müdahil olma yolunu seçebiliyor. Kimi zaman çocukları alıp sosyal hizmetler kurumuna veriyor ve gözetiminde bulunduruyor.

Bu uygulama dünyanın pek çok yerinde geçerli ve çağdaş bir uygulama. Çünkü toplum çocuklarını korumakla yükümlü ve bu yükümlülüğü devlet erki eliyle yerine getiriyor.

Öte yandan Adana valisinin uygulaması yukarıda verilen örnekte olduğu gibi çağdaş devletlerin pek de başvurmadığı bir çözüm. Ayrıca bu sorunu çözer mi o da ayrı bir soru işareti. Zira Adana valisinin adımı uzun vadeli bir çözüm değil, sadece ailelerin yararlandığı yeşil kartın iptali ve para cezasını getiriyor. Bu o insanlara -ki ekonomik olarak zor durumda oldukları konusunda şüphe yok- verilebilecek ağır bir zarar olabilir. Bundan sonra o aileler çocuklarının gösterilere katılımını da engelleyebilir. Ancak sayın Vali en kısa yoldan çözüme ulaşmak istiyor. Devlet yönetiminde 'gönül alma' ilkesinin bu kararda hesaba katılmadığı görülüyor.

Bu haber 748 defa okundu.