En Sıcak Konular

AB’nin hesabı Tanrı’nın hesabına uygun mu?

29 Ekim 2008 11:46 tsi
AB’nin hesabı Tanrı’nın hesabına uygun mu? Küresel krizde küresel ısınmanın katkısı nedir bilinmez. Ama iklim değişikliği yüzünden azalan kaynakların ‘günlük siyasete’ etkisini ciddiye almak zorunda kalacağız. 20 Ekim tarihli bir rapor AB’yi ve BM’yi fena hırpalıyor. İşte b

Yerküreyi tehdit eden ve beşeri kusurlardan (!) kaynaklanan hataların telafisi çok mümkün görünmüyor. Azaltılması ve yavaşlatılması mümkün ama bir başka sorun öar ortada.

O problem, insan oğlunun iklim değişikliği ve küresel kıtlık türünden konuları hala “magazin”den sayması. Bu belki sokakta yürüyen insan açısından daha çok geçerli. Ama artık dünya politikası açısından daha sıkışık bir gündem söz konusu.

Zira azalan kaynaklar bugün pratik siyaseti yönlendirmeye başlıyor. Ne yazık ki bunun da etik yollardan yapıldığını söylemek zor.

Yani hayatta kalabilmek için kaynakların doğru kullanılması, dünyanın hırpalanmaması önemli ama, yaşayabilmek için “kaynakların bol olduğu bölgelere” saldırma siyasetini de körüklüyor.

Bu bakış açısı klasik bir sömürü edebiyatıyla eleştirilebilir. Ama gerçek artık bu değil. Global dengelerin yeniden inşasında, doğanın dayattığı kurallara uyma zorunluluğu özellikle Batı’da daha iyi anlaşılıyor. Doğu’da ise körlük henüz sürüyor.

Siyasi yeşilin analizi…

Peki bu tezi, yani Batı’nın doğayla savaşta kendi kuyusunu kazması sonucunda gözünü “sağa, sola ama doğuya” diktiği gerçek mi? Bu şaşılası soruyu yanıtlayabilmek için, önce konunun dediğimiz kadar ciddiye alınıp alınmadığını ispatlamak gerekiyor.

Geçtiğimiz 20 Ekim’de Avrupa Birliği’nin kulaklarını çeken bir rapor yayınlandı. Raporun sahibi Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF). Sorun şuydu, iklim değişikliğinin sonuçları bilim adamlarının tahminleri aşmaya başlamıştı!

Sonuçlar hem daha hızlıydı hem de daha hacimli. Mealen şöyle diyor; “Hesaplar az çıktı. Gerçek başka. Kendinizi toparlayın.” Bu rapor ortaya çıkar çıkmaz, Birleşmiş Milletler Uluslar arası İklim Değişikliği Panel’i (IPCC) konunun üzerine atladı.

Söyledikleri inanılmazdı: “30 yıl sonra buzullarda beklenen erime oranı geçen sene aşıldı!” Aslında bu cümle sözün bittiği yeri işaret ediyor. Sonuç?.. Bir milyon yılda gerçekleşmeyen bir hızla yiyecekler azalıyor!

2003 yılında küresel ısınma yüzünden Fransa’da 35 bin kişinin hayatını kaybettiği anımsanıyor olmalı. Ama şimdi İngiltere, Belçika, Almanya ve yine Fransa aynı riskle yüz yüze.

Ama hala bilim adamları üzerinden konuşuyoruz. Politikacılar hatta AB ve BM’nin konuyu önemsediğini gösteremedik. Gösterebilsek, şu an dünyada yaşanan politik çekişmelerin asal boyutunu da görebileceğiz.

Tanrı’nın cezası…

Görelim!.. Ekim ayının ortasında Avrupa Birliği Çevre Bakanları Lüksemburg’da toplandı. İklim değişikliğini tartıştı. Yeni hedefler aradı. Karar şu oldu; WWF’nin raporu doğru.

Ve dediler ki; “İklim değişikliği paketi yapalım, karbondioksit emisyonunu yüzde 20 azaltalım, enerji verimliliğini ve yenilenebilirliğini yüzde 20 artıralım.” Doğrusu bu kararlar oldukça sempatik.

Ama gerçekler öyle değil. Zira bazı AB ülkeleri buna itiraz ediyor. Zira aslında bu kararlar gelişmeyi engelliyor! Ve Batı’nın böyle bir fedakarlıkta bulunması mümkün görünmüyor!

Oysa bilim adamları için bu rakamlar bile çok düşük. En az yüzde 30 olmalı ki ancak 90’lı yılların riskine dönülebilsin. Bu muhtemelen olmayacak. Çünkü dediğimiz gibi bu kararlar, Batı ülkelerinin sanayi ve teknolojik kabiliyetlerini hem sınırlıyor hem de yavaşlatıyor.

Ama konunun ciddiyeti de ortada. O halde ne yapılacak? Ülkemizde pek bilinmiyor ve izlenmiyor ama 2009 yılında Kopenhag bu konuda BM’ye ev sahipliği yapacak. Tam 170 ülke bir araya gelecek.

Ve o zaman dünya iklim değişikliği başta olmaz üzere Tanrı’nın intikamıyla yüzleşip yüzleşmemeye karar verecek!

iyibilgi.com



Bu haber 425 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,430 µs