En Sıcak Konular

Columbia Üniversitesi'nden Pamuk'a oda

0 0 0000 00:00 tsi
ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times'da yer alan bir yazıda, New York'un, Orhan Pamuk'un yazı yaşamındaki öneminden ve yazarın kentteki “gizli yazı sığınağından” sözediliyor.

“Orhan Pamuk'un Manzaralı Odası” başlıklı ve Nina Berstein imzalı yazıda, Columbia Üniversitesi'nde ders vermek üzere bir süredir New York'ta bulunan Orhan Pamuk'un, kentte gizli bir yazı yerine kavuştuğu anlatılıyor.
Yazıda, geçen ağustos ayında Columbia Üniversitesi yönetiminin, ender görülen bir kararla, üniversiteye ait bir apartman dairesinin her yıl bir dönem üniversitede ders verecek olan Orhan Pamuk'a tahsis edildiğini ve apartmanın yıl boyunca yazarın İstanbul'dan kente dönüşlerini bekleyeceği belirtiliyor.

Edebiyat alanında Nobel Ödülü almadan 20 ay önce Türkiye'de belli grupların hedefinde olan ve yalnız kalma ihtiyacı duyan Pamuk'a üniversitenin Almanca bölümünün 95 yıllık kültür merkezi Deutsches Haus'un üst katında bir oda verildiği; odanın üniversiteden bir Alman edebiyatı profesörü tarafından sağladığı kaydediliyor.

Bir İsviçre gazetesine verdiği demecin ardından birkaç haftalığına Türkiye'den uzaklaşmasının, açıklamalarının getirdiği tartışmaları da bastıracağı umuduyla o dönemde New York'a gelen yazarın, “New York kentinde, Columbia Üniversitesi'nde bulunan Deutsches Haus'ta tek başıma çalışıyorum. Bir odada yalnız olmak bana her zaman ilaç gibi geldi” dediği ifade ediliyor.

Yazıda, Pamuk'un romanlarının, genellikle Doğulu gelenek ile Batılılaşma arasındaki çatışmalara değindiği, bunun da kendi yaşam kurgusundaki bir karakter olduğu yorumu yapılıyor.

Düş güçleri aidiyetsizlikten beslenen yazarların tersine, Pamuk'un ”İstanbul” adlı kitabında, kendi düş gücünün aynı kentte, aynı sokakta, aynı evde, aynı manzaraya bakmayı gerektirdiğini söylediği aktarılıyor. Yazarın, ”İstanbul'un kaderi benim kaderim. İstanbul'a bağlıyım çünkü İstanbul beni ben yaptı” biçimindeki sözlerine de yer veriliyor.

Yazıda Pamuk'un, “Kara Kitap” adlı romanının büyük bir bölümünü 1985-1988 yılları arasında yine Columbia Üniversitesi'nin Butler Kütüphanesi'nde yazdığı; aynı dönemde, Metropolitan Müzesi'nin İran minyatürleri koleksiyonunu inceleyerek ”Benim Adım Kırmızı” adlı romanında geçen minyatür öykülerinin izlerini sürdüğü belirtiliyor.

Hurriyet



Bu haber 390 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,564 µs