En Sıcak Konular

25 Ekim 2008 16:56 tsi
Rusya'da patlak veren krizin sorumlusu ABD mi?

Rusya halkı bankalar önünde kuyruklar oluşturdu. Bazı bankalar iflas etti. İnşaat sektörü paniğe girdi. Yıllardır reytingleri yüzde 70-80 civarında seyreden Putin, başbakan olarak kalırsa yıpranmaz mı? Moskova kulislerinde “Aman dikkat edelim, Putin’i krize yem etmeyelim” kaygısıyla önlem alınmasını isteyenlerin sesi yükselmeye başladı.

Hakan Aksay /Taraf

Putin’i kurtarma operasyonu 
    
Mutlu hayal çok kısa sürdü. Dünyada finans krizi çıktığında Rusya’nın “kriz okyanusunda bir istikrar adası” olacağı söyleniyordu. Bugün ada batmasa da, su almaya başladı.

Rusya halkı bankalar önünde kuyruklar oluşturdu. Bazı bankalar iflas etti. İnşaat sektörü paniğe girdi. Moskova borsası, uluslararası borsalara göre daha keskin bir düşüş yaşadı.

Rus tarihine ve edebiyatına aşina olanlar, bu toplumun en sevdiği iki soruyu iyi bilirler: “Suçlu kim?” ve “Ne yapmalı?”

Elbette krizin sorumluluğunun Bush’a, ABD’ye, “emperyalistler”e ait olduğunu söyleyebilirsiniz. Ama ne kadar? Bir hafta? Bir ay? Bir yıl?

Krizin ağırlaştığı “içeride” hissedilirken suçluyu “dışarıda” aramak kolay değil.

Bazı ekonomistlere göre, Rusya’da en fazla iki-üç ay içinde kitlesel olarak işten çıkartmalar yaşanacak, toplumun tüm bireylerine yansıyacak olan kemer sıkma önlemleri alınacak.

Bu durum sekiz-dokuz yılda oluşan iktidar-toplum ilişkisini değiştirecek.

Yüksek enerji gelirleri sayesinde yıllardır toplumun çeşitli kesimlerini aşamalı olarak rahatlatan adımlar atan iktidar, bunun karşılığını “halkın siyasete karışmaması” olarak alıyordu. Bu ortamda toplum, özerk cumhuriyet ve kent yerel yönetimleri seçimlerinin iptal edilmesine ve yerine Kremlin’den atama sisteminin getirilmesine bile boyun eğmişti. Ama şimdi bu sessiz anlaşmanın bozulması ihtimali doğdu.

Bütün bunları “suç ABD’nin” diyerek geçiştirmek mümkün değil.

Ne olabilir?

Belki Maliye Bakanı Kudrin görevden alınabilir. Belki birkaç bakan daha.

Yeter mi?

Yıllardır reytingleri yüzde 70-80 civarında seyreden Putin, başbakan olarak kalırsa yıpranmaz mı?

Rusya’da 1998 finans krizi, “başbakan kurban etme” konusunda oldukça cömertti.

Son zamanlarda Moskova kulislerinde “Aman dikkat edelim, Putin’i krize yem etmeyelim” kaygısıyla önlem alınmasını isteyenlerin sesi yükselmeye başladı. Duma’da, Federasyon Konseyi’nde, önde gelen işadamları arasında “Putin’i korumamız gerek” diye başlayan konuşmalar sıklaşıyor.

Neden? Putin’i çok sevdiklerinden dolayı mı?

Sanmıyorum.

Bunların ezici çoğunluğu bugün geldikleri yeri (siyasi ve idari konumu, kazandığı serveti) Putin’e borçlu. O giderse yerine kim ve nasıl bir düzen gelir? Yargı ve hapis yolları görünür mü? Kim bilir...

Böylesi gelişmelere yol vermemek için, Putin’in bir süre sonra başbakanlık görevini bırakması ve bir adım geriye çekilerek “ulusun önderi” ve “Birleşik Rusya Partisi’nin lideri” olarak tatsız konuların üzerine çıkarılması gerekebilir.

Putin’in yerine kim başbakan olur? Kimin kurban edileceği konusu belki çok da önemli değil. Duma Başkanı Grızlov, Başbakan Yardımcısı İvanov veya zaman zaman Batı’ya göz kırpan Başbakan Birinci Yardımcısı Şuvalov, hatta Maliye Bakanı Kudrin bile olabilir.

Sonuçta (hesaplar tutarsa), krizin sert dönemi geçtikten sonra Putin yeniden ortaya çıkıp başbakan veya devlet başkanı seçilebilir.

Yeri gelmişken yine krize bağlı olarak en geç yıl sonunda hükümette ciddi değişiklikler olabileceği söylentilerinin yayıldığını da ekleyelim. Muhtemelen bu değişikliklerin bir kısmı yine “günah keçisi” mantığına dayanacak, ancak farklı bir özelliği daha olacak: Başkan Medvedev, “Putin’e aşırı yakın” bulduğu bazı bakanları kendi favorileriyle değiştirebilir.

Bunlar arasında Dışişleri Bakanı Lavrov da bulunabilir. Onun yerine Medvedev’e yakın bir isim olan Gromov getirilebilir.

Bunu, Rus-Gürcü savaşı nedeniyle Batı ile iyice gerginleşen ilişkilerin yeniden yumuşatılması için de gerekli görenler var.

Çünkü finans krizi koşullarında Batı karşısında sert politikalar izlenmesi, Rusya’yı uluslararası izolasyona götürebilir. Bu ise (tıpkı SSCB’de olduğu gibi) bir kez daha ağır bir silahlanma yarışına yol açarak devletin dağılması sürecini başlatabilir.



Bu haber 931 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,680 µs