Son operasyonun adı ‘Ankara manevraları’

22 Ekim 2008 08:46 tsi
Türkiye’nin yakın tarihinde karanlıkta kalan pek çok olayın aydınlanmasını sağlayacak Ergenekon davasında bakın son operasyon ne...

Türkiye’nin yakın tarihinde karanlıkta kalan pek çok olayın aydınlanmasını sağlayacak Ergenekon davasında, son operasyon, dosyayı Ankara’ya aldırmak. Ergenekon sanıkları böylece davayı zaafa uğratmayı planlıyor.

TÜRKİYE’NİN yakın tarihini aydınlatacak Ergenekon davası önceki gün başladı. Silivri Cezaevi’nde görülen duruşmaya sanık ve avukatlarının talepleri damgasını vurdu. Ergenekon sanıklarından İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek’in avukatları yaptıkları itirazda davanın ‘yetkisizlik’le Ankara’ya gönderilmesini istedi. Ergenekoncuların bu talebi, özel yetkili mahkeme ve soruşturma ekibinin büyük yol aldığı davanın İstanbul’dan koparılarak, daha önce Ankara’da ‘Danıştay ile Ergenekon arasında bağlantı yoktur’ kararı alan yerel mahkemeye götürmek’ şeklinde algılandı. Böylece asrın davasının zaafa uğratılmasının planlandığı belirtildi.

GÖZLER YARGITAY KARARINDA

ZİRA Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay saldırısı’nın Ergenekon ile bağlantısı olmadığı yönünde karar vermişti. Temyiz başvurusunu Yargıtay 27 Kasım’da karar bağlayacak. Gözlerin Yargıtay’da olduğu dönemde, Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya da bir tebliğname hazırlayarak Danıştay saldırısı ile ilgili Ergenekon soruşturmasına ait belgelerin getirtilerek yeniden bir karar verilmesini istemişti.

BAYKAL’IN ANAM-BABAM MODELİ

TARİHİ davanın görüleceği mahkemenin Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) sistemi uyarınca kura ile belirlenmesine CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da tepki göstermişti: ‘Bilgisayar dediğiniz arkasındaki insanların yüklediği programla işleyen bir şeydir. Bilgisayar kurası ile belirlenmiş davanın görüleceği mahkeme. Keşke bu dava, tutuklama kararlarını veren mahkeme tarafından görülmeseydi. Bizim yargıya güvenimiz tam ama, keşke bu kura bizim eskiden bildiğimiz anam-babam kura yöntemiyle belirlenseydi.’

‘YETKİSİZLİK’ GÖRÜŞÜLECEK

İSTANBUL 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, sanık avukatlarının üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu ile ilgili yaptığı reddi hakim talebini değerlendirip karara bağladıktan sonra, davanın Ankara’ya gönderilmesi talebini değerlendirecek. Mahkeme eğer sanık ve avukatlarının taleplerini kabul ederse davayı ‘yetkisizlik’le Ankara’ya gönderecek. Ya da bu talebi reddederek yargılamaya devam edecek. Ancak sanık ve avukatların mahkemenin bu yöndeki kararına da itiraz etme hakları bulunuyor.

Her yol İstanbul’a çıkıyor

ERGENEKON sanığı Perinçek’in avukatı Mehmet Cengiz, iddianamedeki suçlamaların merkezinin Ankara olduğunu belirterek, bu konuda Anayasa Mahkemesi’nin yetkili olduğunu iddia etti. Ancak uzmanlar aynı fikirde değil.

Yargıtay eski Savcısı Ahmet Gündar: Hükümete yönelik yapılacak bir girişim Türkiye’nin geneline yayılmış birimlerini de etkiler. Maddi deliller İstanbul’da ele geçirildi. Örgüt elemanlarının faaliyetleri de İstanbulla bağlantılı. Bu konu ile ilgili soruşturmanın ve yargılamanın İstanbul’da yapılması Ceza Muhakemeleri Kanunu’na (CMK) uygun. Suç yeri İstanbul’dur.

Emekli askeri hakim Ümit Kardaş: Cumhuriyet Savcısı, örgütün merkezinin İstanbul olduğunu söylüyor. Maddi delillerin burada ele geçirildiği ifade ediliyor. Bana göre savcının gerekçesi daha uygun.

Prof. Vahit Bıçak: Bu konuda kanunda açık düzenlemeler var. Burada, suçun işlendiği yere bağlı olan mahkemeler bakar deniyor. Teşebbüs halinde kalmış suçlarda ise son hareket nerede yapılmışsa oranın adli makamları yetkilidir deniyor. Önemli olan nokta, son hareketin yapıldığı yerin mahkeme tarafından tespit edilmesi.

Prof. Ayşe Nuhoğlu: Suçun işlendiği yer neresi ise orada yargılama yapılır. Mahkeme bu yönde karar verecek. Bildiğim kadarıyla iddianamede suç yeri İstanbul olarak gösteriliyordu. Suçun işlendiği yer olarak nereyi kabul ederse yargılama orada yapılacak.’

star

Bu haber 612 defa okundu.