İşte acil çözüm paketi | " /> İşte acil çözüm paketi | "/>

En Sıcak Konular

İşte acil çözüm paketi

21 Ekim 2008 16:29 tsi
İşte acil çözüm paketi Van’da, Doğubeyazıt’ta, Adana’da, Diyarbakır’da… Türkiye’nin önemli kent ve ilçelerinde riskli bir gerilim siyasetin ufkunu karartıyor. Tam da bu sırada Haşim Haşimi’den ‘acil çözüm paketi’ geliyor. No

Nahoş bir gerginliğin gölgelemeye başladığı Türkiye’nin değişik illerinden toplumsal gerilim haberleri geliyor. Altınova’da başlayan, oradan Adana’ya sıçrayan olaylar zinciri DTP’nin ‘Öcalan’a işkence yapıldığı’ iddiasıyla farklı bir boyut kazandı. Ergenekon davasının görüşülmeye başladığı dün İstanbul’da araçlar yakıldı. Gerilimin daha da büyüyeceği herkesin derin kaygısı.

Peki, neler oluyor? Nasıl bugüne geldik? Yaşananların altında yatan temel sebep ne? Bölgeyi ve aktörlerini belki de en iyi bilen isimlerden birisine, eski milletvekili Haşim Haşimi’ye sorduk, o anlattı. İyibilgi noktasına virgülüne dokunmadan, bu tarafsız ve sağduyulu sözleri yayınlıyor.

İşte Haşim Haşimi’nin iyibilgi’ye anlattıkları:

Dünyada çözümsüz sorun yok!

Türkiye’de yaşanan gerilim bekleniyordu zaten. Bu sürpriz değil. Üç dört yıl önce söyledim bu yaşanacak diye. Çünkü gerçekten bu sorun çözülmek istenmiyor. Dünyada çözümsüz sorun yok. Çözülmek istenmeyen sorunlar var.

İlk yapılması gereken

Öncelikle şunu kabul etmek gerekiyor: 25 yıla uygulanan sistem, yani güvenlik stratejisi iflas etmiştir. Bundan sonra atacağımız adımları buna göre atmalıyız. Zaten bunun herkes farkında.

Elinizi vicdanınıza koyun!

Önümüzde riskler ve fırsatlar var. Bu akan kanın durması adına herkesin elini vicdanına koyması lazım. 25 yıllık politikanın bir hata olduğu ortaya çıktı. İşe bunu itiraf ederek başlamalıyız.

DTP’nin katkısı pozitif değil

Hepimizin hissettiği bir şey var: Siyasi irade olaya ciddi bir şekilde el atmıyor. Diğer yandan DTP’nin de pozitif katkısını görmüyoruz bu sorunun çözülebilmesi için. Bu pozitif katkı ortaya konulmuyor. Elbette DTP çözmek istemiyor anlamında söylemiyorum. Bu projesizlik onların tercih ettiği bir şey değil. Şartlar yüzünden açılım yapamıyorlar. Diğer yandan saldırı ve operasyonlar hız kesmeden sürüyor. Bunlar bizim risklerimizdir.

Türkiye’de bazı şeyler değişiyor

Ama bunlar var diye durmayacağız, çünkü fırsatlar var elimizde: 1. Başbakan ilk defa PKK ile ilgili konuşurken düşmandan ziyade ‘suçlu’ tanımlaması yaptı. 2. Kuzey Irak ile sıcak ilişki kuruluyor. 3. İlk defa toplum bazında güvenlik stratejisi sorgulanıyor. 4. Bölgenin sosyolojisi çözüm için hazır, bekliyor.

Devlet ilk kez derli toplu strateji uyguluyor

Bu noktada Barzani ile görüşmeye değinmek gerekiyor. Bu bugüne kadar olmayan derli toplu bir devlet siyasetidir. 24 Nisan’daki MGK kararı bunun temelidir. Yani görüşme PKK saldırıları ile ilgili değildir. Devlet ilk kez realist bir siyaset izliyor. Bu pozitif bir gelişme.

PKK neden saldırıyor?

PKK’nın saldırılarının Kürt sorunuyla elbette ilgisi var, ama herkes farklı şeyler söylüyor. Kimileri iç siyasetle ilgili bu diyor, kimisi Türkiye’yi Irak’a çekmek istediğini söylüyor, kimisi ise PKK böylece buradayım mesajı veriyor diyor. Ergenekon’la bağlantı kuranlar da var.

Medyaya büyük rol düşüyor

Medyayla ilgili tespitim var: Eylemler, yürüyüşler yapıldığı vakit medya olayı öyle bir ele alıyor ki doğuyu bilmeyen bir vatandaş Türkiye bölünecek kuşkusuna kapılabilir. Medyanın konuyu ele alma tarzı yanlış. Daha duyarlı olunmalı.

Birisi Allah için sorumluluk üstlensin!

Bu yaşananlar hepimize acı veriyor. Elini vicdanına koyup bir şeyler yapılmalı. En büyük şansımız şudur: Kürt meselesi Türklerle Kürtler arasındaki kavga değildir. Hiçbir zaman da bu iki toplum birbirine yan gözle bakmamıştır. Bu ciddi bir şans. Sorun bilinen biçimiyle Kemalizmin uyguladığı homojenleştirme politikalarından kaynaklanmıştır. İki toplumun Müslüman kimliği her iki toplumu bir arda tutuyor. Ama yeni hadiseler yaşıyoruz. Gerginlik dönemine geçiş yapmışız. Allah için birlikte yaşadığımız değerler için birileri sorumluluk üstlensin.

Hükümet olaya el koymalı

Kan akarken, sokaklarda eylem yapılırken sorunun çözümü için zorlanırız. Kanın durması, silahın susması lazım. Hükümetin olaya et atması lazım. Bu konuda en büyük görev medyaya düşüyor. Medya birçok şeyi aşmak için çok önemli görevler üstlenebilir. AK parti 22 Temmuz öncesinde uyguladığı politikalara dönmeli. Türkiye bu güne kadar uyguladığı politikanın yanlışlığını görüp, yeni bir açılım getirmeli.

iyibilgi.com



Bu haber 1,076 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,624 µs