Ergenekon nasıl sulandırılır?

21 Ekim 2008 13:27 tsi
Operasyon başladığından beri Ergenekon soruşturmasını, dün de duruşmasını ‘sulandırma’ gayretleri gözlerden kaçmıyor. Atılan başlıklardan yapılan yorumlara, eli sopalı izleyicilerden mikrofonlu spikerlere… iyibilgi Ergenekon davasını sul

Türkiye Ergenekon davasında yine bölündü… Bugünkü manşetlere kısaca göz atalım:

Akşam: İlk gün fiyasko
Bugün: Ergenekon’da Mumcu şoku
Cumhuriyet: Ergenekon kargaşası
Hürriyet: Ergenekondu
Milliyet: kargaşayla başladı
Radikal: Ergenekon panayır yeri gibi
Sabah: Salon küçük geldi ama dava büyük
Sözcü: Ergenekon’u bırak haine bak
Star: Danıştay saldırısı Ergenekon eylemi
Taraf: Babalarının katillerinin peşinde
Vatan: Türkiye’ye yakışmadı
Yeni Şafak: Ergenekon dayanışması
Zaman: Ergenekon davası salona sığmadı

Şimdi bu manşetlerden dikkat çekenleri işaret edelim: Sözcü’nün manşetine değinmiyoruz bile. Çünkü o açıkça aslında ne istediğini ortaya koyuyor. Sözcü Ergenekon’un unutulmasını, daha doğrusu esas ağırlığın korsan gösterilere karşı verilmesini istiyor. Yani dün iyibilgi’nin yazdığı gibi PKK amacına ulaşmış oluyor. Diğer yandan Akşam’ın, Cumhuriyet’in, Hürriyet’in, Milliyet’in manşetleri benzer tonlar tanıyor. Radikal’i bu noktada eleştirmemek gerekiyor, çünkü gazete geçmişte yaptığı Ergenekon haberleriyle bu işten alnının akıyla çıktı.

Peki, dün Silivri’de kargaşa yok muydu? Elbette vardı. Ancak Ertuğrul Özkök’ün bugünkü yazısı bu manşetlerin hangi ruh haliyle yazıldığını ortaya koyuyor. Özkök yazısında Ergenekon operasyonuna Susurluk’a verdikleri desteği veremediklerini çünkü inandırıcı bulmadıklarını, aynı heyecanı duymadıklarını söylüyor. ‘Bu yüzden içimden yazmak gelmiyor’ diyor Özkök. Yani genel yayın yönetmenlerinin içinden böyle manşetler atmak geçiyor.

Peki, bu manşetler Ergenekon davasını sulandırmaya yönelik bir hamle olarak değerlendirilebilir mi? Bu iddiada bulunmak elbette aşırı kaçacaktır. Ancak daha önce yine aynı gazetelerin Ergenekon’la ilgili attığı başlıklar göz önüne alındığında ‘sulandırma’ iddiası bir nebze olsun haklılık kazanıyor.

Zira dünkü Ergenekon duruşmasında kalabalıktan kaynaklanan bir karmaşanın olduğu bilinen bir gerçek. Ancak diğer bir gerçek de davanın sulandırılması için kimilerinin ellerinden geleni artlarına koymadıkları.

Davanın görüldüğü cezaevini miting meydanına çevirenlerden, birbirleriyle taşlı sopalı kavgaya girenlere kadar pek çok ilginç ‘sulandırma’ gayretleri objektifler tarafından not edildi. Diğer not edilense cezaevi çevresini mesken tutup, kendisine uzatılan mikrofonlara akıl almaz açıklamalar yapanlar. Elbette bir sanık olan Kemal Alemdaroğlu’nu kastetmiyoruz. O doğrudan suçlandığı için kendini savunma durumunda. Peki, eline mikrofonu alıp ‘bu bir fiyaskodur. Dava hukuki değildir. Türkiye’nin bağımsızlığı tehlikeye girmektedir’ gibi açıklama yapanları nereye koymalı. Soruşturmanın en başından beri aynı sloganlarla operasyonu ‘olumsuz’ gösterme çabaları sulandırma çabasından başka bir şey değil.

Dün oraya toplanan ve cezaevi çevresini miting alanına çevirenler Ergenekon davasının da soruşturması gibi zorlu geçeceğini gözler önüne seriyor. Basın manşetleriyle bu tarihi davaya gölge düşürmeye çalışanlara ‘çanak’ tutarken Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’e önemli görevler düşüyor. İşe Perşembe günü oturumuna devam edilecek dava için daha ferah bir mekan temin ederek başlayabilir.

iyibilgi.com

Bu haber 500 defa okundu.