kırmızı alarm | " /> kırmızı alarm | "/>

En Sıcak Konular

Hürriyet için kırmızı alarm

21 Ekim 2008 09:18 tsi
Hürriyet için kırmızı alarm Geçenlerde Hürriyet gazetesinde yer alan bir haber onca gürültünün arasında kaybolup gitti...Ekrem Dumanlı o haberi yazdı

Ekrem Dumanlı / Zamanü

Bu mantıkla Gladyo sonsuza kadar yaşar


Bu ülkede o kadar çok hadise o kadar hızlı yaşanıyor ki! Bazen değil bir tespit yapmak, meselenin bir yönüne değinip geçme fırsatını bile yakalayamıyorsunuz. Bu durum, bazen şuuraltı yüklemelerin ince hesabının devamına yarıyor.

Çoğu kez iletişimdeki ince göndermeler ve sessizce çizilen imajlar insanların zihnine yapışıp kalıyor. Tabii bu arada tarihe yanlış notlar düşülüyor ve insanların şuuraltı müktesebatı yanlış işaret taşlarıyla bambaşka bir yöne çevriliyor.

Geçenlerde Hürriyet gazetesinde yer alan bir haber onca gürültünün arasında kaybolup gitti. Beğenirsiniz beğenmezsiniz, onu bilemem; Hürriyet'in önemli bir gazete olduğuna inanan birisi olarak arz edeceğim, haber diziliş biçiminin bende büyük bir üzüntüye sebep olduğunu söylemek zorundayım. Öyle inanıyorum ki vahim sonuçları hatırlatıldığında Aydın Doğan da, Ertuğrul Özkök de bu durumdan rahatsız olacaktır. O yüzden aradan bir kaç gün geçmesine rağmen buna temas etmeyi faydalı buluyorum. Bahsi geçen gazeteyi yıpratmak gibi basit amacın peşinde değilim; fakat bu kadar bariz bir iletişim hatasını görmezden gelmeyi de daha sonra oluşacak zincirleme bir kaza olarak görüyorum. Çünkü yapılanı Hürriyet gibi 60. yılını kutlayan bir gazeteye yakıştıramadım; Hürriyetçiler de yakıştırmamalı.

Olayı hatırlayalım: Bir kadın canlı bomba yakalandı geçenlerde. Olay herkesin malumu. Kadını günlerce takip eden İstanbul polisi kadın teröristi derdest etti de İstanbul bir felaketin eşiğinden döndü. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, kameraların karşısına geçti ve canlı bombayı nasıl takip ettiklerini en ince ayrıntısına kadar anlattı. Görüntülerden ve fotoğraflardan anlaşıldı ki polis gerçekten görevini iyi yapmış ve feci bir olayın önüne geçilmişti. Bu habere her gazete ve televizyon yer verdi. Ancak hiçbiri Hürriyet titizliği (!) içinde yaklaşmadı olaya. Hürriyet'in ilk sayfadaki başlığı aynen şöyle: "Eşarbı çıkarınca yakalandı" iç sayfada da "Başörtüsü düştü, canlı bomba göründü". Ne anlıyorsunuz siz şimdi bu başlıklardan? Sanırsınız ki canlı bomba eşarplı bir kadındı, takip edilmiyordu, bilinmiyordu ve 'eşarbı çıkarınca' yakayı ele verdi. Canlı bomba üzerinden eşarp mesajını böyle verirseniz, aradan onlarca sene geçse bile başörtüsü sorunu çözülemez. Herkes biliyor ki kadın günlerce takip edilmiş, kılıktan kılığa girmiş, kamuflaj yapmış... Bu ülkenin en sıcak gündem maddelerinden biri başörtüsünü terör gibi meşum bir olaya bulaştırarak vermek doğru bir yaklaşım değil. Toplumsal barışa da zarar verir, gazeteciliğe de, Hürriyet'e de.

Aynı günün Hürriyet'inde Zahid Akman'ın bilmem kaç yüzüncü kez basılan resminin yanına 'Deniz Feneri'ni yazmak gazeteci görevi' denmiş. Doğrudur. Bir komplo kuşkunuz yoksa objektif kriterlerden taviz vermeyecekseniz, tercüme hataları deyip tarihe yanlış notlar düşmeyecekseniz vs. bu konuyu yazmak tabii ki gazetecilik başarısıdır. Ancak unutmamak lazım ki Taraf Gazetesi tarihin seyrini etkileyecek kadar vahim iddialarda bulundu ve bir sürü belge yayınladı da sadece üç gazete bu bilgiyi görmezden geldi. Ve Hürriyet o üçten biriydi. Ergenekon davası ile ilgili görmezden gelme ya da karikatürize etme temayülü üzerinde durmaya bile gerek yok; malumu ilam olur...

Vahim iddiaları nakletme yerine 'sızma' üzerine bir sürü şey söylendi. Tabii ki o da önemli ve o da sorgulanmalı; ancak herkes de biliyor ki ister Hürriyet isterse diğer gazetelerin ses getirici haberlerinin önemli bir kısmı da sızdırma bilgilere dayanıyor. Mesela şu ödüllere boğulan 'Askerimizin başına çuval geçirildi' haberi apaçık bir içerden sızmış bilgiydi. Herhalde durduk yerde Irak'ta yaşanan vahim bir olay Ankara bürosuna küt diye düşmemişti. Her neyse...

Asıl demek istediğim şu: Ergenekon davası başladı ve korkarım ki bazı gazeteler şuuraltı göndermelerin bin bir çeşit taktiğine yine başvuracak. Baştan beri bu olayı sulandırmak için çırpınıp duran meslektaşlarımız var. Bu davayı sulandırmak, sadece gazetecilik hatası olmaz; aynı zamanda bu ülkenin geleceğini gasp etmek anlamı taşır. PKK militanı bir canlı bombacıdan başörtüsü mesajı çıkarmak gibi bariz hatalara girilince insan endişeye kapılıyor. Çünkü bu mantıkla Avrupa kıtasında ayakta kalan son Gladyo'yu yenmek mümkün değil...

 



Bu haber 917 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,750 µs