Erdoğan'ın indirilen kepenklere yanıtı

20 Ekim 2008 16:40 tsi
Diyarbakır'daki olaylı gezisinde konuşan Başbakan Erdoğan, bölgede son dönemde yaşanan olaylara ve kepenk indirilmesine bakın ne yanıt verdi?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütünün tehditler savurarak, bölgenin kalkınma sürecini sabote etmeye çalıştığını söyledi.
Başbakan Erdoğan, Dicle Üniversitesi'nin 2008-2009 eğitim öğretim yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Güneydoğu'ya teşvik verdik. Buna rağmen girişimci bu bölgeye niye gelmiyor? Güvenliği yok onun için. Yoksa gelecek, fabrika yapacak. Ama diyor ki 'Ben güvenli ortamı bulmak isterim.' Dünyanın birçok şirketi yatırım yapmak istiyor ama 'Terörün olduğu yere gidemem' diyor. İşadamı iki şeyi ekonomide görmek ister, birisi güven, diğeri istikrar. Bunu görecek yatırımcı. Ne yazık ki bu bölgelerde bunun olmayışı. Bu sıkıntımızı hep tahrik etmiştir. Buna rağmen yatırımlar yok mu, var ama gönlümüzün arzu ettiği miktarda değil. Yeterli değil. Demokrasiyi, özgürlükleri, huzur ortamını, güvenlik şartlarını bozmak isteyenler, esasında gelişmeye, ilerlemeye, milletin refahına kavuşmasına düşmandır." ifadesini kullandı.

Erdoğan, "Biz millete hizmette sınır, engel ve bahane tanımıyoruz. Terörü, hiçbir yatırım hizmeti ertelemenin bahanesi olarak görüp terörün ekmeğine yağ sürmüyoruz, sürmeyeceğiz. Bu bölge ne zaman huzur ve esenliğe kavuştuysa, gelişmiş kalkınmışsa hep geri gitmiştir. Şimdi de terör örgütü baskı ve tehditler savurarak bölgenin kalkınma sürecini sabote etmeye çalışıyor. Ne zaman bölgede demokratik ifade güçlense, insanlarımız hür iradeleriyle varlıklarını göstermeye çalışsa paniğe kapılıyor. Terör atmosferi üreterek toplumda yılgınlık yapmaya çalışıyor. Terörün artmasında en temel neden budur." diye konuştu.

Diyarbakır'da bazı esnafların kepenk indirdiğini, bunun da tehditlerden kaynaklandığını anlatan Erdoğan, "Bir tarafta demokrasiden yana olduğunu söyleyeceksin, bir tarafta hukuktan yana olduğunu söyleyeceksin, öbür tarafta vatandaşın, esnafın ticaret yapmasını tehditle ortadan kaldıracaksın. Demokrasi ile ekonomiyi birlikte eşit götüreceksiniz ki başarıyı yakalayasınız. Türkiye, demokrasi, ifade özgürlüğü konusunda çağdaş standardı yakaladıkça, terör örgütünün paniği artıyor. Uyuşturucu kaçakçılığı, terör taşeronluğu yapan bir örgütün, benim Kürt kökenli vatandaşlarımın temsilcisi ve sözcüsü olması asla söz konusu değildir. Bölgenin geriye gitmesine demokratik ve ekonomik gelişmelerinin yavaşlamasına asla izin vermeyeceğiz. Halkımız terör baskısından da, terörün ürettiği olumsuz şartlardan da, kandan ve gözyaşından da bıkmıştır. Hükümet olarak bu olumsuzlukların bölge insanımızın aydınlık geleceğini karartmasına izin veremeyiz. Biz insanlarımızın umutlarını gerçekleştirmenin, taleplerini yerine getirmenin gayreti içindeyiz. Terörün istismar ettiği olumsuz şartları bir bir ortadan kaldırıyoruz. Terörle mücadelenin sadece askeri önlemlerden geçmediği, meselenin siyasi, kültürel, diplomatik farklı boyutları olduğunu çok iyi biliyoruz." şeklinde konuştu.

İldeki belediye hizmetlerini de eleştiren Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: "Diyarbakır'a gelirken şehrin halini gördük. Bu şehre bu pislik yakışıyor mu?. Yerel yöneticiler görmüyor mu? Temizlik elemanları yok mu, bu yakışıyor mu? İşte halkım gereken dersi vermeli. Medeniyet dediğiniz şey temizlik yol, sudur, sevgidir saygıdır bunu hep beraber başarmamız lazım. Diyarbakır'daki bu konut inşaatlarından rahatsız olanlar var. En büyük istismar zeminlerini kaybediyorlar. Terör örgütünün bu paniği de bundandır. Ocak ayından itibaren TRT Kürtçe yayınlarına başlıyor. İlk etapta 12 saat olarak planladığımız yayınları kısa sürede daha da artıracak. AB katılım sürecimiz kararlılıkla devam ediyor. Vazgeçmemiz, geri adım atmamız söz konusu değil. Terör örgütünün bu yöndeki tüm tahrik ve saldırılarına rağmen Türkiye ne güvenliğinden ne demokrasi ve insan haklarından asla tavır vermeyecek, ne Diyarbakır başta olmak üzere ne de alt yapı çalışmalarına hız kesmeden devam edecek. Teröre inat, demokratikleşme yolundaki reformlarımıza devam edeceğiz. Özgürlükler konusundaki mücadelemize devam edeceğiz. Tüm bunlarla birlikte ülkemizin birliği güvenliği konusundaki hassasiyetimizi en üst seviyede koruyacağız."
 
KÜRESEL KRİZ BİZİ KESİNLİKLE ETKİLEMEYECEK

Başbakan Erdoğan, Dicle Üniversitesi 2008-2009 eğitim öğretim yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, küresel ekonomik krize de değindi. ''Bu küresel kriz de inşallah bizi teğet geçecek'' diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bizi böyle gelip de diğerlerini vurduğu gibi inanıyorum ki kesinlikle vurmayacak, vuramayacak. Çünkü biz rehavete düşmedik, mali disiplinden taviz vermedik, işi sağlama aldık.

Bakınız göreve geldik, hatırlayın, önüne gelenin bir sıfır eklediği paramız vardı. Ama biz bu paradan 6 sıfırı attık. Dediler ki 'Enflasyon patlar'. Enflasyon patlamadı, tam aksine çatladı. Yüzde 30 olan enflasyon yüzde 7'ye kadar bizim dönemimizde indi. Hedeflerimizi bulamadı, doğrudur. Bir 2006 Mayıs-Haziran krizi yaşadık, arkasından şu anki kriz, yüzde 11'deyiz. Ama 30'dan 11. 19'luk yine burada bir başarı söz konusu. 'Yüksek faiz' diyorlar. İnsaf sahibi olalım. Biz göreve geldiğimizde bileşik faiz yüzde 63.4'tü. 13'e kadar düştü ama şu son olumsuzluklar sebebiyle 22'ye kadar yükseldi. Ama buna rağmen aradaki fark yüzde 41. Yine burada bir başarı söz konusu.

Öbür yandan 79 senede ihracatımız 36 milyar dolarken, şu anda ihracatımızın üzerine 97 milyar dolar ilave ettik, 5-5.5 yılda 133 milyar dolardır. 79 senede Gayrisafi yurt içi hasıla 230 milyar dolarken, şimdi bunun üzerine 2007 sonu itibariyle söylüyorum 4.5 senede 429 milyar dolar ilave ettik, 659 milyar dolar ve bu yıl inşallah 750 milyar dolara tırmanıyoruz, tırmanacağız. Bütün bunlarla Türkiye artık çok daha güçlü, çok daha sağlam.''

-''MARMARAY, LONDRA İLE PEKİN'İ BİRBİRİNE BAĞLIYOR''-

Başbakan Erdoğan, altyapı çalışmalarının devam ettiğini belirterek, duble yollarda 79 yılda 6 bin kilometre duble yol yapılmışken, buna 5.5 yılda 9 bin kilometre duble yolun ilave edildiğini belirtti.

Erdoğan, 1860'lı yılların hayali olan Avrupa'yı Asya'ya bağlayan Marmaray Projesi'ni Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile son bir kez görmeye gittiklerini ifade ederek, şöyle devam etti:

''Ama bu proje hep hayal olarak kalmıştır. Biz, projeyi gerçekleştirdik, uygulamaya geçtik ve şu anda 1350 metrelik 11 tüpün birleşmesi sağlandı ve Boğaz'ın 60 metre derinliğinde Bakanımla beraber, Üsküdar'dan Sirkeci'ye denizin altında tüpün içerisinde denetim yaptık. Bu da bize nasip oldu. İnşallah 4 sene sonra 2012'de artık oradan trenle geçeceğiz. Halkalı'dan Gebze 185 dakika şu anda, bunu biz 105 dakikaya indiriyoruz.

Sadece Gebze ile Halkalı'yı birbirine bağlamıyor, bu aynı zamanda Londra ile Pekin'i de birbirine bağlıyor. Bunu da biz başarıyoruz. Biraz daha güneyinde bir yeni tüp daha yapıyoruz, oradan da otomobiller geçecek. İstanbul'un ulaşım sıkıntısı için. Tüm bunlar ne için, neden? Çok daha ileri, çok daha modern bir Türkiye için. İşte bunları hep birlikte bizim gurur abidemiz olsun diye, Türkiye'yi inşallah Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünde dünyanın ilk 10 ülkesi arasına sokmanın azmi, kararlılığı içerisinde yapıyoruz. Bütün bunların hepsi bunun birer adımıdır, teminatıdır diye düşünüyoruz.

Yasakların değil, özgürlüklerin zemininin oluşturulduğu üniversitelerimizin başarılarla dolu, bilginin doruk noktasında olduğu, üniversitelerimizin birbiriyle yarıştığı Türkiye'nin özlemi içerisindeyiz. İnanıyorum ki siz değerli hocalarımızla birlikte bunu başaracağız, bunu yakalayacağız. Eksiklerimizi hep beraber gidereceğiz. İmkanlarımızı sonuna kadar zorlayacak ve bu başarıyı yakalayacağız. Temennim odur ki üniversitelerimiz birliğin, beraberliğin, dayanışmanın, saygının, sevginin egemen olduğu, düşüncenin karşılıklı saygı ve sevgi içerisinde paylaşıldığı ve tartışıldığı zeminler olsun.''

cihan
 

 

Bu haber 568 defa okundu.