TÜSİAD'a başkan aranıyor!

20 Ekim 2008 11:17 tsi
Son dönemde krizle ilgili tedbirler konusunda hükümeti eleştiren TÜSİAD'la ilgili kulislerde bu iddia konuşuluyor!

Perihan Çakıroğlu/Bugün

Kapitalizmin tamir işleri, küresel kriz kimyalarını mı bozdu! Bakıyorum, “TÜSİAD’da neler oluyor, yönetimde kriz çatlağı mı var?” gibi sorular artmaya başladı. Arzuhan Doğan Yalçındağ, TÜSİAD’ın ilk kadın başkanı olarak koltuğa heyecanla oturmuştu. Bugünlerde onda aynı heyecanı göremiyorum! Baba Aydın Doğan’la Başbakan Erdoğan’ın polemikleri, Yalçındağ’ı oldukça zorlamış gibi. YİK Başkanı Mustafa Koç’la aynı paralelde düşünseler de yıllardır tanıdığım TÜSİAD’ın bazı ağır toplarının yeni başkan arayışlarına giriştiklerini gözlemliyorum. Yalçındağ, geçenlerde “Yeni yıl yaklaşıyor, Ocak’taki Genel Kurul’da ne yapacaksınız?” diye sorduğumda, “Henüz bir karar vermedim, daha zaman var” demişti.

Yalçındağ, şayet devam etmezse, TÜSİAD’ın geleneğine göre üç başkan yardımcısı Ferit Şahenk, Pekin Baran ve Ümit Boyner’den birisi onun koltuğuna önerilecek. Kim derse ki, ‘benim zamanım bol’, o ‘Başkan’ olabilecek. En favori aday Ferit Şahenk görünüyor. Üstelik, Erdoğan’ı da pek eleştirmiyor. Şahenk olmazsa, denizci Pekin Baran ile mağazacı Ümit Boyner olur mu? Duyumlarıma göre hangisi “Ben varım” derse başkanlık seçimine o girecek.

Küresel stresi, ‘domuz avı’ ile üzerinden atıyor!
Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince’nin ilginç bir hobisi var, hafta sonlarında domuz avcılığı yapıyor.
‘Küresel kriz’in cilvelerini anlattıktan sonra keyifli bir sohbete dalmıştık. Bir yandan küresel stresler, bir yandan finansal piyasalardaki paradigma değişimleri, Özince’yi de yoruyor. Soluklanmak gerek! Ona, “Bunca yorgunluğu nasıl yeniyorsunuz?” diye sordum. Bakın, neler anlattı:

“Cumartesi ve pazarları ava giderim. Tekirdağ ve Kırklareli yörelerinde domuz avlarım. Bu bana çok keyifli ve dinlendirici geliyor.” Ona, Trakya’daki domuz çiftliklerinin önemli sorunları olduğunu, kredi sıkıntısı yaşadıklarını söyledim. Hemen ilgilendi ve “Gelsinler, konuşalım” dedi.

ŞEFFAF DEFTER TUTSAK BATARIZ

TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, küresel krizi İstanbullu meslektaşlarına anlatmaya gelmişti bir süre önce. Kürsüye çıktı, krizin nasıl başladığını, dünyaya ve Türkiye’ye olası etkilerini özel bir sunumla esprili bir dille hikaye etti. Her zamanki gibi asistanı Çağrı’dan da yardım aldı. İş kayıt dışı ile mücadeleye geldi.

Hisarcıklıoğlu, meslektaşlarına hesap sormak için hesap verebilir olmanın inceliklerini sıraladı ve “Arkadaşlar, şeffaf olacağız. Defterleri de şeffaf tutacağız” anlamında sözler söyledi. Yanımda oturan birisi tekstilci, birisi inşaatçı iki işadamı bunu duyunca şöyle fısıldadılar: “Başkan defter şeffaf olursa, hepimiz batarız!” Durum budur, şeffaflık pek öyle kolay bir iş değil!

GENERALİM 'BRAVO' ÜYELİĞİMİZİ BİLDİNİZ

Geçen hafta bol bol iş konseyleri toplantılarına katıldım. Türk - Amerikan Konseyi (ATC)’nin sempatik Başkanı Brent Scowcroft’u da dinledim. Önce Bahçeşehir Üniversitesi’nde gençlerle buluşan Scowcroft, sonra da Türk - Amerikan İş Konseyi’nin yeni Başkanı olan Haluk Dinçer’le tanışma yemeği yedi. Eski Başkan Ferit Şahenk DEİK Başkanı Rona Yırcalı, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ve ABD ile çalışan birçok ünlü işadamı da o yemekteydi. Baba Bush’ın özel danışmanı da olan Scowcroft, konuşmalarında Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği’ne mutlaka seçileceğine inandığını söyledi, durdu.

Hatta, Scowcroft’un tahmini yüzde 80 - 90’lara kadar çıktı. Nitekim, Türkiye, rekor oyla üyeliğe seçildi. Emekli General, bu konuda “bahis - toto” oynasaydı, küresel krizde büyük ikramiyeyi kazanmıştı. Emekli general belki, büyük ikramiyeyi değil ama Hisarcıklıoğlu’ndan özel armağan olarak Paşabahçe’nin Osmanlı koleksiyonundan porselen bir “ağıl tabak” aldı.

HALUK BEY NASIL MAL SATACAK?

Sabancı Holding Perakende Grubu Başkanı Haluk Dinçer, hem iş hayatında hem de örgütsel çizgide eşi Akbank Başkanı Suzan Sabancı Dinçer’le birlikte başarıyla ilerliyor. TÜSİAD yönetim kurulu üyeliği yanında Türk - Amerikan İş Konseyliği Başkanlığı’nı da üzerine alan genç işadamı, iki ülke arasında olan 11 milyar dolar civarındaki ticareti yetersiz buluyor.

Küresel kriz atmosferinde zor ama Dinçer, şimdi Amerikan pazarına “daha fazla nasıl mal satarız?”ın arayışına girişecek. Stratejik ortak konumunu bırakıp, Washington veya New York yerine ABD’nin tüm eyaletlerine dağılmalı bizim işadamları. Nasıl yaparlar bilemem ama perakendeci bir başkanın önderliğini iyi kullanmalılar. Dinçer de nasıl sızılacağının ipuçlarını arıyor!

 

Bu haber 527 defa okundu.