Eşek herif!

0 0 0000 00:00 tsi

Kemalizm başka şeydir, Atatürkçülük başka şeydir eşek herif... Sana okulda bunları öğretmediler. Sana tarihin tek bir çizgide akmadığını, farklı gerçeklikler olabileceğini de öğretmediler.

Dolayısıyla, ‘Kemalizm artık geri bir ideolojidir’ sözündeki ince göndermeyi anlayamazsın.

Fikrini beğenmediğin yazarlara küfür maili döşenmeden önce, azıcık kitap karıştır, farklı düşünceleri tanımayı dene, söylenenlerin neye tekabül ettiğini öğrenmeye çalış.

Bu da bir başka eşek heriften: ‘Sen ilerici gençlerin boş olduğunu mu zannediyorsun...’

Zannetmiyorum ama, boş olmadığını kanıtlamak için yazdığın şeylerin somut bir karşılığı olmadığını düşünüyorum.

Ne demek ‘Yaşasın yeni kurtuluş savaşımız... Karşıdevrimcilere ve Sevr’i hortlatan gericilere karşı antiemperyalist mücadelemiz sonuna kadar sürecek...’

Hadi sürsün de, Osmanlı dahil, Türk tarihinin hangi döneminde ‘antiemperyalist savaş’ yaşanmış be eşek herif? Türkiye yoksa, bilmediğimiz ‘kolonyalist’ bir geçmişten geliyor da, karşıdevrimciler mi gizliyor bunu?

Didon sakallı, gözlüklü, konuşkan, malumatfuruş hocanızdan mı öğreniyorsunuz bunları?

Fazla güvenmeyin ona. Sizi kandırıyor.

‘Kurtuluş savaşı’, adı üstünde, kurtuluş savaşıdır, İdris Küçükömer’in söylediği gibi mevzi bir ‘Türk-Yunan kapışması’dır, harp tekniği açısından da son derece başarılı bir örnektir, dolayısıyla antiemperyalist bir hüviyeti yoktur. ‘Antiemperyalist bir savaş’ olmasının bize bir zararı yok ama, böyle olmamış; Yunanlılar dize getirildikten sonra işgalciler edebiyle çekilmiş, çekilme şartlarını da Lozan’a taşımış.

Bu açıdan bakarsanız Lozan bir zaferdir ve bundan daha iyisi olamazdı. Başka açıdan bakanlara da siz iyi gözle bakmıyorsunuz zaten.

Didon sakal hocanız ‘antiemperyalist mücadele’ derken, bilerek ya da bilmeyerek (bence bilerek) ‘emperyal’ bir güç saydığı Osmanlı’dan kurtuluşu yüceltmek istiyor, siz de bunu yiyorsunuz.

Evet, Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı’nın küllerinden doğmuş taze bir devlettir ama, bırakın Osmanlı’yla ödeşmeyi, tam da ‘Osmanlı modernleşmesi’nin üzerinde oturmaktadır.

Okulda bunları da öğretmiyorlar.

Şu ‘karşıdevrim’ dediğiniz şeyle ilgili olarak da belki beşyüz yazı yazdım.

1950 yılında başlayan ‘şey’ karşıdevrim değildir, demokrasidir.

1950 yılında halk, İsmet Paşa’nın ‘aydın-eşraf-bürokrat’ sacayağına dayandırdığı ‘tek parti istibdadı’na (baskıcı yönetimine) son vermiş, seçme yetkisini kullanarak Menderes’in ‘Demokrat Parti’sini iktidara taşımıştır.

Bu kadar!

Karşıdevrim diye karaladığı şey aynı zamanda, ‘inşa ve restorasyon süreci’dir. Kalkınma hızı, hocalarınız bunu sizden gizliyor, yüzde 13’tür, traktör sayısı yüzde 1500 artmıştır. Buna ilaveten yeni yollar açılmış, yeni fabrika, baraj ve limanlar inşa edilmiştir.

Bunları araştırırken, bir de ‘karşıdevrim öncesi’ne bakmanızı rica ediyorum.

Nazım Hikmet’i, sorgusuz sualsiz 13 yıl zindanlarda kimler çürütmüştür?

Tan gazetesini kimler yaktırıp yağmalatmıştır?

Arif Oruç’a, Zekeriya Sertel’e, Kemal Tahir’e, Orhan Kemal’e kimler gadretmiştir?

Sabahattin Ali’yi hangi karanlık güçler kafasını odunla parçalayarak ortadan kaldırmıştır?

Bakın, ondan sonra konuşalım!

Bu haber 220 defa okundu.