En Sıcak Konular

Şizofrenide ilaçsız iyileşme mümkün

0 0 0000 00:00 tsi
Şizofrenide ilaçsız iyileşme mümkün Eski bir şizofreni hastası, bu hastalıktan nasıl kurtulduğunu anlatıyor. Çoğu yerde duyulan “İlaçsız şizofreni tedavi olmaz” diyenlerinse, ilaç endüstrisinin propaganda çarkına düştüğünü söylüyor.

Şizofreniden kurtulmayı başardım. Eğer bu cümle sizi şaşırttıysa -eğer şizofreninin ömür boyu sürecek, çaresi olmayan bir zihin hastalığı olduğunu düşünüyorsanız- milyonlarca insanın gereksizce akıl hastalığı etiketiyle mahkum edilmesine sebep olan kültürel yanlış anlamanın kurbanı olmuşsunuz demektir.
Son yirmi yıldır ilaç endüstrisi, zihin hastalığının bir beyin hastalığı olduğu ve bu hastalık kurbanlarının yaşamları boyunca ilaç almaları gerektiği inancının arkasındaki en büyük güç haline gelmiştir. Bu, çok akıllıca oluşturulmuş bir pazarlama stratejisinden başka bir şey değil. İnsanlar eğer akıl hastalığının tamamen biyolojik olduğuna inanırlarsa, tedavi için de doğal olarak hap kullanacaklar...

İlaç endüstrisi, psikiyatri mesleğini tam anlamıyla satın almış durumda. Elde ettikleri yüksek kârlarla, araştırmaları, bilimsel dergileri ve psikiyatri bölümlerini finansal açıdan sürekli destekliyorlar. Haliyle, birçok araştırmacı da, bu desteğin hakkını vererek, akıl hastalığının en iyi tedavisinin sadece ilaç tedavisi olduğunu savunuyor. Yakın zamanda gerçekleştirilmiş ikna edici araştırmalar, şizofreninin tedavisinde psikoterapinin ne kadar yararlı olduğunu göstermiş olmasına rağmen, psikiyatri öğrencilerinin hâlâ "hastalık konuşarak iyileştirilemez" düşüncesine sadık kalması isteniyor. O nedenle günümüzde psikiyatristler, ilaç verdikleri insanları tanımak yerine reçete yazmaya çok daha fazla zaman ayırıyorlar.

Teşhis kondu: Şizofreni

Ben de bir zamanlar, akıl hastalığının biyolojik bir hastalık olduğuna inanıyordum. Otuz bir yıl önce, Akıl Hastalığı Ulusal Enstitüsü'nde (National Institute of Mental Health) doktoralı bir biyokimyacı olarak, serotonin ve dopamin gibi nörotransmitterler hakkında araştırmalar yapıyor, makaleler yazıyordum. Sonra bir gün, bana şizofreni teşhisi kondu. Bunca yıldır yaşadıklarım, duygularımızın ve hayallerimizin mikroskop altında incelenemeyeceğini öğretti bana.

Sonradan iyileştiğimi duyanların tahmin ettiğinin tersine, ilk teşhiste herhangi bir yanlışlık yoktu: Bethesda Askeri Hastanesi'nde dört ay yattıktan sonra altı psikiyatristten oluşan kurul teşhisi doğrulamıştı. Şizofren olarak etiketlenmek mahvetmişti beni. Hayatım sönmüştü sanki. Fakat altı yıl sonra, herkesin beklentisini boşa çıkararak şizofreniden kurtulmayı başardım. İyileşmemin en önemli unsurları, bana inanan terapistim, ailemin sağlam desteği, her zaman yanımda olan arkadaşlarım ve mesleğimde bana anlamlı gelen işler yapmamdı. Artık yeni bir hedefim vardı: Psikiyatrist olmak istiyordum. Terapistim "mezuniyet töreninde orada olacağım" diyerek hayalime büyük destek verdi ( 1976'da George Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olurken oradaydı). İlaçlar kriz anlarında kullandığım araçlardı, fakat 25 yıldır tamamen ilaçtan uzak bir hayat sürdürüyorum.

İstisna değilim

Ben bir istisna değilim. Binlerce insan benim gibi iyileşmiş durumda, fakat akıl hastalığı etiketinin ağırlığıyla geçmişlerini açığa vurmaya korkuyorlar. Courtenay Harding'in gerçekleştirdiği Vermont Boylamsal Araştırması (boylamsal: uzun süreye yayılan), 1950'lerde şiddetli şizofreni teşhisi konmuş 269 hastanın takibini gerçekleştirdi. Harding, 30 yıl sonra bu insanların üçte ikisinin bağımsız bir şekilde yaşadıklarını ve gündelik yaşamlarını sürdürdüklerini gördü. Ayrıca, bu grubun yarısının da tamamıyla iyileştiğini ve ilaçtan arınmış bir şekilde yaşadıklarını gördü.

İsviçreli psikiyatrist Manfred Bleuler -babası Eugen Bleuler 1908'de şizofreni terimini icat etmişti- benzer sonuçlara ulaştı. Babası, şizofrenide iyileşmenin mümkün olmadığını söyleyerek yanılmıştı -çünkü hastaneden ayrıldıktan sonra hastaların gelişiminden nadiren haberdardı. Ulusal Güçlendirme Merkezi'nde bizim yaptığımız araştırmalar da, akıl hastalığından kurtulmak için en önemli unsurun hastalara inanan ve onlara umut aşılayan insanların varlığı olduğunu gösteriyor. İlaçla tedavi çok daha az önemli bir unsur olarak görünüyor.

Psikiyatri eğitimi dedikleri

Fakat psikiyatristlerin eğitimi hiç de buna uygun yürütülmüyor. Yakın zamanda eğitimin nasıl sıkı bir şekilde geleneğe uygun şekilde kontrol altında sürdürüldüğünü öğrenme fırsatım oldu. Batı kıyısındaki büyük tıp fakültelerinden birinde çalışan bir meslektaşımla iletişim kurdum ve eğitim turlarından birini benim yürütmem için bana bir davetiye çıkarabilir mi diye sordum. Özür dileyerek bunu yapamayacağını söyledi. Zira, akıl hastalığını biyolojik temellere dayandıran modele karşı eleştirel bir makale yazmıştı ve insanların ilaç kullanmadan şizofreniden kurtulabileceklerini örnekleyerek göstermişti. Bunun üzerine kadrolu öğretim üyesi olmasına rağmen psikiyatri öğrencileriyle konuşması bile yasaklanmıştı.

İlaç endüstrisi halk eğitimini de kontrol altında tutuyor. Sosyal hayata uyum sağlamak için Seroxat kullanmaya mecbur kalan fobik kişinin televizyondaki görüntüsünden kim etkilenmez? İlaç endüstrisinin finanse ettiği araştırmalar ve uzmanlar medya üzerinde büyük etkiye sahip. Dahası, ilaç firmaları akıl hastalığının biyolojik bir hastalık olduğunu savunan sivil örgütlerden de yararlanmayı biliyorlar -bu örgütlerin ihtiyaç duyduğu finansal desteği sağlıyorlar. (Örneğin, Hiperaktivite ve Dikkat Eksikliği probleminin biyolojik bir hastalık olduğunu ve dolayısıyla ilaçla tedavi edilmesi gerektiğini savunan ebeveynlerin yer aldığı CH.A.D.D adlı sivil örgütün, bu problemin tedavisinde yaygın olarak kullanılan ve bağımlılık başta olmak üzere çok çeşitli olumsuz etkileri olan Ritalin'i üreten firmadan her yıl yüzbinlerce dolar bağış aldığı biliniyor. Üstün Öngel'in notu.)

Dopamin safsatası

Şizofreni dopamin kaybından ziyade hayallerin kaybıyla alakalı bir sorun. Bizler Ulusal Güçlendirme Merkezi'nde, kaosun ortasında insanlara ulaşmaya çalışıyoruz. Çok sayıda insanın ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını, beyhude bir çabayla akıl hastalığına karşı mücadele ettiklerini biliyoruz ve acılarını paylaşıyoruz. Bununla birlikte iyileşmenin herkes için mümkün olduğuna inanıyoruz -her ne kadar geçmişte aldıkları tedavinin olumsuz etkilerini silmek çok zaman alacaksa da. Birinci elden deneyime sahip insanlar olarak onlara umut sunabiliriz.

Akıl hastalığı yaşayan insanların ihtiyaçlarına hitap edebilmek için, akıl hastalığı alanında çalışanların, yetkililerin (karar vericilerin), ailelerin ve halkın, kapsamlı bir şekilde yeniden eğitilmeleri gerekiyor. İnsanların nasıl iyileştiklerini gösteren daha çok sayıda araştırmaya ihtiyacımız var. Bu insanlar için daha çok sayıda iş olanağına, barınma olanaklarına, destek gruplarına ihtiyacımız var, zira bu insanların bağımsız ve kendine yetebilecek şekilde yaşamaları için en çok bunlara ihtiyaç var. Ve bu insanların ıstırabını hafifletmek için ilaçlara değil, bu insanların yaşam koşullarına odaklanmamız gerekir.

Daniel B. Fisher (çeviri: Üstün Öngel)
Washington Post

Daniel Fisher, Ulusal Güçlendirme Merkezi adlı kar gütmeyen ve daha önce akıl hastalığından kurtulmayı başarmış ve aynı mücadeleyi vermekte olan diğer insanlara yardım etmeyi amaçlayanlar tarafından çalıştırılan merkezin iki yöneticisinden birisi.



Bu haber 23,108 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,568 µs