İkircikli soru: TSK yıpranıyor mu?

16 Ekim 2008 16:56 tsi
Taraf gazetesinin manşeti ve Başbuğ’un sert çıkışının ardından yine o kesif tartışma başladı: TSK yıpratılıyor mu? Başbakan Erdoğan’ın da ‘evet yıpratılıyor’ diye katıldığı bu tartışmaya iyibilgi farklı bir açılım getiriyor: Evet T

Taraf gazetesi Dağlıca saldırısı sonrasında olduğu gibi yine gündemde… Aktütün saldırısı sonrasında yaptığı manşetlerle dikkatleri üzerine çeken gazete önce Hava Kuvvetleri Komutanı Babaoğlu’nun ‘golf’ fotoğraflarını yayınladı. Ardından da iki gün önce Dağlıca saldırısının aslında bilindiğini hatta neredeyse canlı izlendiğini ileri sürdü. Bunun üzerine Genelkurmay Başkanı Başbuğ ‘parmağını sallaya sallaya’ isim vermeden Taraf gazetesini sert bir şekilde eleştirdi. Ve doğu ‘taraf’ı seçmesi için uyardı.

Aslında tüm basına yönelik bu üslup hoş değildi, bunda şüphe yok. Zira Basın Konseyi başkanı Oktay Ekşi’nin bile tepkisini çekti bu üslup. Sert bulundu, ‘gazeteciler sizin emir eriniz değil’ eleştirileri getirildi. Diğer yandan basının ve özelde Taraf’ın manşetleri başkalarının da eleştirilerini çekti. Örneğin Cumhurbaşkanı Gül ‘TSK’nın yıpratılmamasına özen gösterilmeli’ dedi, Başbakan Erdoğan ise yine basına yönelik olarak sert denilebilecek bir üslupla Başbuğ’u destekledi.

İyibilgi olarak Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un tutumunu desteklememiz mümkün değil. Çünkü o üslup oldukça sert ve basının haklarını göz ardı ediyor. Bu tavır medeni ülkelerde yöneticilerin pek de başvurmadığı bir tavır. Açıkçası pek yakışıklı değil.

Üstelik ortada bir bilgi varken, bu bilgiyi gazeteciden kullanmamasını istemek, onun mesleki ahlakına aykırı davranmasını ummak, aksi halde biraz tehditkar bir şekilde ‘had’ bildirmek inanılır değil. Taraf gazetesi gazeteciliğini yapmıştır. Onu ‘istihbarat örgütleriyle’ ilişkili diye suçlamak haksızlık. Yarın başka bir konuda diğer basın kuruluşlarının önüne başka haberler geldiğinde aynı suçlamayla karşılaştıklarında nasıl bir tepki verileceği merak konusu. Tüm gazeteler özel haberlerini nasıl yapıyorsa Taraf’ın da aynı şekilde yaptığı ortada. Gazeteye ve gazeteciye kaynağını sormak etik değil. Üstelik verilen haber doğruysa ya da yalanlanmıyorsa bunun kaynağını sorgulamak bağcıyı dövmekten başka bir şey hiç değil.

Ancak TSK yıpranıyor. Çok doğru, TSK yani NATO’nun üçüncü büyük gücü yıpranıyor. Üstelik öyle böyle değil… Yeni bir dünyanın kurulduğu, paylaşım savaşlarının Kafkaslar ve Ortadoğu’da arttığı, küresel mali kriz sonrasında çıkabilecek çatışmaların Türkiye çevresinde kümeleneceği şeklindeki haklı korkular varken yıpranıyor. Yani en güçlü olması gerektiği dönemde… Ona en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemde…

Üstelik buna bir de Metropol araştırma şirketinin yayınladığı bir anketin sonuçları ekleniyor. Araştırmaya göre toplumun %21,6’sı TSK’yı terörle mücadelede başarısız buluyor. Başarılı bulanların oranı %43’te kalıyor. Yani toplumun en çok güvendiği kurum TSK’ya yönelik toplumsal bakışta değişim yaşanıyor. Bu Türkiye için oldukça riskli. Özellikle böylesi bir konjonktürde.

Şimdi şunu sormak gerekiyor: Ülkenin yani bizim güvenliğimiz için oldukça önemli olan TSK neden yıpranıyor? Bir gazete –kaynağı ne olursa olsun- ortada olan bir haberi verdiği için mi TSK yıpranıyor, yoksa akla takılan sorulara doğru bir şekilde yanıt verilemediği için mi? Taraf gazetesinin manşetleri yüzünden mi TSK yıpranıyor yoksa Cumartesi akşamına kadar golf oynandığı ya da kameralar karşısında makul cevap vermek yerine parmak sallandığı için mi?

Soruların yanıtları ortada. Genelkurmay sorulara tatmin edici yanıtlar verseydi (ki pek çok gazeteci tatmin olmadığını söylüyor), Cumartesi akşamına kadar golf oynamak yerine durumun hassasiyetine binaen titiz davranılsaydı (ki Doğan grubu iki gazetesinden bu olay üzerine istifa talebi dile getirdi), TSK komuta kadrosu gelen istihbaratlara özen gösterseydi (ki Taraf’ın bu haberine hala makul bir yalanlama gelmedi) TSK yıpranmaz, aksine bu süreçten daha güçlü çıkardı.

TSK’nın yıpranmasını kim istiyor peki? Bu ülkede yaşayanlar mı? Bu ülkede yaşayıp da TSK’nın yıpranmasını isteyenler varsa onlara şunu söylemek isteriz: Bu gemi battığında hepimiz boğuluruz. TSK bu geminin omurgasıdır. Bu omurgayı incitmek kimsenin yararına değil.

Bu yüzden eğer sorumlu arıyorsak TSK’yı yıpratma çabalarını içerde değil dışarıda arayalım. Ancak şunu da söyleyelim: TSK’nın yıpranması için elini ovuşturanlar Başbuğ’un bu sert çıkışıyla artık dişlerini göstererek gülüyordur. Çünkü hataların üstünü örtmeye dönük bu sert tarzın ne TSK’ya ne de Türkiye’ye faydası var.  

iyibilgi.com

Başbakan'dan Başbuğ'a destek!

Köşe yazarlarından Başbuğ'a cevap

 

Bu haber 1,318 defa okundu.