yeni teklif | " /> yeni teklif | "/>

En Sıcak Konular

Eski OHAL valisinden yeni teklif

16 Ekim 2008 15:53 tsi
Eski OHAL valisinden yeni teklif Son saldırılarla OHAL yeniden gündemde. Fakat bu fikre tepkiler sert oldu. PKK ile mücadelede izlenecek yolu eski OHAL valisi Hikmet Tan açıkladı...

17 askerimizin şehit edildiği Bayraktepe saldırısından sonra, sınırdan sızmaların engellenmesi ve bölgenin kontrol altına alınması amacıyla 'Olağanüstü Hal' uygulaması yeninde gündeme geldi. Özellikle askerin bu yönde bir isteğinin olduğuna dair haberlere, önce bölge halkı olmak üzere bölgeyi çok iyi tanıyan siyasetçi ve bürokratlar tepki gösterdi.

Bir anlamda, Doğu ve Güneydoğu bölgesinde yaşayan halkın, 'açık ceza evi'nde tutulması anlamına gelecek bu uygulamanın, olum hiçbir yanının olmadığını söyleyenlerden birisi de OHAL bölgesinde valilik yapan Hikmet Tan. Van’da 2 yıl görev yapan ve 2004 yılında PKK’lıların uzaktan kumandalı bombalı saldırısına maruz kalan Tan şimdi emeklilik günlerini yaşıyor.

OHAL’in yeniden getirilmesi fikrine sert tepki gösteren Tan, Haber 7’ye yaptığı açıklamada, OHAL’in bölge halkını PKK’ya 'mecburen' yaklaştıracağını söylüyor. Tan’a göre reçete, halkın çoluk çocuk, genç, yaşlı demeden eğitilmesi, meslek sahibi yapılması ve devletle kucaklaştırılmasında... Bölgeyi çok iyi bildiğini ve halkı yakından tanıdığını belirten emekli Vali Tan, “Bölge halkının binde biri hainlere destek vermiyor. Destek verenler de, iç istihbaratımızla ayıklanabilir " diyor.

Hikmet Tan, ABD ile yaşanan istihbarat tartışmalarından çok, iç istihbaratta yaşadığımız bilgi alış verişi olmaması sıkıntısına da dikkat çekti. Bunun için iç istibrat ağının oluşturulması ve kurumların koordineli bir şekilde bilgi alışverişi yapması gerektiğine dikkat çeken Tan, tampon bölge fikrine de sıcak bakmıyor... Tan'a göre terörü bütürmek için tek yol Özel Tİm'de. Peki bu nasıl olacak? Tan'a göre PKK ile başetmenin tek yolu onlar gibi savaşmakta. Yani gerilla taktiği. İşte emekli OHAL Valisi Hikmet Tan'ın teröröle mücadele açılımları...

OHAL'LE HALK POTANSİYEL SUÇLU İLAN EDİLİR!

Son terör saldırılarından sonra Doğu ve Güney Doğu Bölgesi için yeniden OHAL ilan edilmesi gündeme geldi. Bölgeyi iyi bilen birisi olarak bize OHAL’i anlatır mısınız?
Ben şunu gözlemledim; OHAL uygulamasının orada terörün engellenmesinde hiçbir katkısı olmamıştır. Aksine terör olaylarını giderek artış gösterdi. Son günlerde bölgede tekrar OHAL’e geçilmesine ilişkin bir takım tartışmalara şahit oluyoruz. Bu uygulamanın o bölgedeki insanlar için uygun olmadığını ve bölge insanını tekrar PKK’nın kucağına iteceğine inanıyorum. OHAL halkı devlet ile PKK arasında kalmaktan, seçim yapmaktan başka hiçbir sonuç vermez.

PKK’nın bölgeden aldığı destek de var. Bu nasıl engellenmeli?
OHAL uygulaması bölge halkına bir takım kısıtlamalar getirdi. Oradaki insanlar adeta potansiyel bir suçlu gibi görüldü. Sanki bütün bölge insanı PKK’nın destekçisi gibi değerlendiriliyor. Bu doğru değil. Benim tespitlerime göre bölge insanının binde biri bile PKK’ya destek vermiyor. Bu konudan da son derece rahatsızlar. OHAL’in kaldırılmasından sonra görev yaptığım dönemlerde, bölge insanın devletine sımsıkı bağlandığını bizzat gözlemledim. Devlet sıcak kucağını vatandaşına açtıkça, PKK ve bağlantılı siyasi partilere destek de hızla azaldı. Bu bakımdan böyle bir uygulamanın sağlıklı ve doğru bir uygulama olacağını düşünmüyorum.

Yeniden OHAL’e geçilirse neler olur?
 OHAL ile birlikte halk potansiyel suçlu gibi görülecek. Sürekli gözaltına alınmalar. Gözaltına alınanların da uzun süre yargı önene çıkarılmaması gibi bir sonuç doğacak. Bu üstelik terörün enlenmesinde pratik bir fayda da sağlamayacak. Eğer bu konuda güvenlik güçlerimizin yaşadığı sıkıntılar varsa, yasal düzenlemelere gidilebilir. Gözaltı süresi yeterli değilse uzatılabilir. Yasal düzenlemelerle ihtiyaç duyulan imkânlarla sağlanabilir. OHALE gerek yok. Zaten, gerek ceza kanununda gerekse terörle mücadele kanunu yasasında hükümler var. Eksiklik varsa, onlar giderilsin. Sorun böyle çözülebilir. OHAL’e başvurulmasın.

PKK'YA KARŞI GERİLLA GİBİ SAVAŞALIM

Sınır ötesi operasyonlar için tezkere uzatıldı ama PKK'nın saldırıları ağır kayıplar verdriyor. Size göre kalıcı çözüm ne olmalı?
Son sınır ötesi operasyonlarda bence sonuç alındı. Başarı sağlandı. Ama burada bir sorun var. PKK gerilla savaşı yapıyor. Onlarla kullandıkları yöntemle mücadele etmek gerekiyor. OHAL yerine özel bir güvenlik teşkilatı kurulması lazım. PKK’nın kullandığı aynı yöntemleri uygulayacak, profesyonel birliklere ihtiyaç var. Sanıyorum TSK’da bu yönde bir çalışma başlatacak.

PKK’nın büyük çaplı saldırılarından sonra Özel TİM’le mücadele edilmesi hep gündeme geliyor. Fakat bir türlü işleyişe gidilmiyor. Sizce PKK ile mücadelede Özel TİM’E neden dönülmüyor?
Bölgede konuşlanacak yeteri kadar personel yok sanırım. PKK ile mücadele edilmesi için yetiştirilmiş Özel TİM personeli mevcut değil. Emniyet teşkilatı ve TSK’da Özel TİM’ler var ama gerilla savaşı yapacak, terörle mücadele yapacak bir örgütlenmeye gidilmeli. Uzun vadeli bir mücadele için öncelikli konu bu olmalı.

 
Bölge insanını rahatlatacak, gençlerin dağa çıkmasını engelleyecek nasıl tedbirler alınmalı?
En başta eğitim geliyor. Ama herkes tarafından dillendirilen talebe eğitimi değil.

Nasıl bir eğitim?
Topyekun… Ben orada bir tespit yaptırdım. Cumhuriyet’in 85. yılına geliyoruz. Bölge kadının yüzde 65’i hala okuma yazma bilmiyor. Yaşı 50’nin üzerinde olan erkeklerimizin de birçoğunun okuma yazması yok. Yetişkinlere öncelik verilmeli.

KURTULUŞ HAYVANCILIKTA
Bölgenin en önemli ekonomik kaynağı hayvancılıktı. Bakın hayvancılık son yıllarda yok oldu. Hayvancılığı teşvik etmek, ucuz kredilerle insanların hayvan sahibi olması sağlanmalı. Meraları, yayları hayvan üreticilerine açmalı. Bir ara yayla ve mezralar tamamen yasaklanmıştı. Bu durum hayvancılığın ölümü demektir.

SINIR TİCARETİ BÖLGEYİ KALKINDIRIR
Bir de sınır ticareti konusu var. Sınır ticareti geliştirilmeli. Sınırda iki önemli olay yaşanıyor. Birincisi; uyuşturucu kaçakçılığı, uyuşturucu işi PKK’nın elinde… Değilse de yapanlardan haraç alıyor. Bu da PKK’ya müthiş bir para desteği getiriyor. İkincisi de; mazot kaçakçılığı. Burada da PKK’nın faktörü var. Sınır ticareti bölge insanının hizmetine sunulursa, çok sayıda insan geçinir. Zaten bu konuda bir yasa da çıktı fakat pratiğe geçirilemedi. O kadar zor şartları var ki sınır ticaretinin. Bu yasa ile sınır ticaretinin yapılması mümkün değil. Bunu daha pratiğe indirgeyerek, geniş kitlelerin de yararlanabileceği sınır ticaretine dönüştürmek gerekiyor.

Bu bölgede binlerce işsiz gencimiz var. Ve bu gençlerin arasında dağa çıkmaya meyilli olanlar da mevcut. Bu insanları iş ve aş sahibi yapmak lazım. Beceri ve meslek edindirme kursları açarak, bunların yetenek ve meslek sahibi olmaları sağlanmalı ve mesleklerini icra edebilmeleri için de ‘mikro kredi’ diye adlandırılan kredilerle desteklenmesi lazım. Bunlar yapılırsa OHAL’e hiç gerek olmadan devlet ve kamu düzeni bölgede sağlanabilir.

Diyarbakır’ın 1 buçuk milyon nüfusu var. Van’ınki 1 milyonun üstünde. Elbette bu kadar insanın içinde PKK’ya destek verenler var. Ama bu hainliği bütün bir halka mal edemeyiz. Buna hakkımız yok. Cüzi bir miktardaki bir avuç işbirlikçiyi enterne edebiliriz.
Böyle bir birlik için neler yapılmalı?
Bu örgüte dahil edilecek kişilere ve ailelerine bir takım güvenceler getirilmeli. Özel eğitimden geçirilmeli ve parasal yönden tatmin edilmeli. Kurulacak olan Özel TİM’in gözleri arkada kalmayacak şekilde düzenlemeler yapılmalı. Zor bir iş değil. Bu örgüt gidecek Kuzey Irak’ta o insanların arasına girecek, oradaki bilgileri bu tarafa aktaracak sonra da nokta operasyonlar yapılmalı. PKK ile ancak aynı yöntemleri kullanarak mücadele edebiliriz. O sana gece yarısı baskını yapıyorsa sen de aynı şekilde onların bölgesine sızarak baskın yapabilirsin.

İşbirlikçileri göz atında tutmak için bölgede sıkı bir istihbarata ihtiyaç var. Bunu sağlamak mümkün mü? 
Maalesef en büyük sıkıntımız da bu. İstihbarat paylaşımı sağlıklı yürümüyor. Jandarma istihbaratı ayrı, MİT ayrı, emniyetin ayrı, TSK’nın ayrı istihbarat örgütleri var. Bunlar karşılıklı bilgi alışverişinde de bulunmuyorlar. Birbirlerinden bilgi esirgiyorlar. Bunu bizzat gözledim. Ayrıca devletin örtülü ödenekten, kendisine bilgi taşıyan sivil insanları örgütlediği de vakidir.

ABD ile istihbarat paylaşımı tartışılırken, iç istihbaratta yaşanan sıkıntıların göz ardı edildiğini söyleyebilir miyiz?
Bana göre görmezden gelme var. PKK ile sadece Amerika’dan ve Kuzey Irak’tan gelecek istihbarata bağlı olarak mücadele edilemez. İçeride de ciddi sorunlar var. En son Diyarbakır’da polislerimize yapılan saldırı bunun bir göstergesi. Bilgi paylaşımı konusunda ciddi bir tıkanma var. Biran önce aşılması gerekiyor.

PKK’nın sınır ötesi operasyonlarla kan kaybettiği, bu saldırılarla gücünü ortaya koyduğu şeklinde yorumlandı…
Önümüze yerel seçimler var. PKK ve bağlantıları 2004 yerel seçimlerinde ve 2007 genel seçimlerinde büyük bir oy kaybetti. Geçmiş oy güçlerini yeniden kazanmak için bölge insanına korku salıyorlar.

Seçim sonuçları PKK’nın bölgedeki gücünü tam olarak ortaya koyar mı?
Elbette koyacak. Mahalli seçimler PKK’nın güç gösterisi için bir fırsat. Bakın 2004 seçimlerinde Van’da belediye başkanlığını AK Parti kazandı. 2004’e kadar Van’da HADEP ve devamı olan DEHAP kazanıyordu. Seçimlerde bu güç yıkıldı ve 10 bin oy farkı ile HADEP seçimleri kaybetti. Bu onlar için büyük bir yıkım oldu. Güç ve prestij kaybettiler.

Bu sonuçlardan beni sorumlu tutup, seçimlerden sonra bana bombalı suikast düzenlediler. AK Parti’nin kazanması onlar için çok büyük bir hezimet oldu.

Yapılacak seçimler öncesi endişe de var. Sizce baskılar çok artar mı?
Önümüzdeki süreç için benim de ciddi endişelerim var. Bu saldırılar yerel seçim sürecinde artarak devam edecektir. Seçmeni kendi saflarına çekmek için, korku ve dehşet salma politikası güdecekler… Bu yönde mutlaka tedbir alınması gerekiyor.
 
Tampon bölge uygulaması yapılması yönünde görüş beyan eden siyasi liderler var. Size göre tampon bölge terörle mücadelede başarı getirir mi?
Bu fikirler ortaya atılıyor ama ABD ve Irak’ın buna izin verip vermeyeceği hiç söylenmiyor. Tampon bölgede konuşlanmış askerlerimize, teröristlerin ve bölge insanının göstereceği tepki çok önemli. Bana göre tampon bölge fikri çok tehlikeli ve sağlıklı değil.

Sınırların kontrol altına alınması için neler yapılmalı sizce?
Karakolları kontrol altında tutulması ve çok ciddi bir istihbarat alışverişi ile sınırlardan yapılan geçişler, sızmalar önlenebilir. Karakolların daha güçlü hale gelmesi için de sınırın değiştirilmesi gerekiyor. Bu da gündemde... Son derece dağlık ve sarp olan sınırın düzlüğe taşınması bence en sağlıklı karar olur. Çalışmaların bu yöne yoğunlaştırılması gerekli.

haber 7



Bu haber 444 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,788 µs