Başbuğ'a 'bağır' diyen kadın kim?

16 Ekim 2008 14:07 tsi
Org. Başbuğ'u bağırarak konuşmaya ikna eden ve buna övgüler dizen "kadın" kim?

Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un kendi üslubunun dışına çıkarak “bağırarak” yaptığı konuşma yankılanmaya devam ediyor.

Geçmişte bir kere bile böyle konuşmayan Org. Başbuğ’un seçtiği üslup kendisine yakın olan gazeteciler ve yazarlar tarafından bile açıkça yadırgandı.

Peki Org. Başbuğ’un bu üslubu seçmesinde kendisini yönlendiren kimdi?

Bilindiği gibi Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un kişisel iletişim danışmanlığını Nuran Yıldız yapıyor. Yıldız ve Org. Başbuğ sık sık hem Başbuğ’un kişisel medya ilişkileri hem de Genelkurmay’ın medya ilişkileri üzerinde görüşüyorlar.

Bu görüşmelerden çıkan sonuçlar doğrultusunda Org. Başbuğ göreve gelir gelmez medyayla ilişkilerde bir takım yeni düzenlemeler yapmıştı.

Org. Başbuğ üzerinde bu denli etkili olan Yıldız’ın, komutanın dünkü bağırarak yaptığı konuşması üzerinde etkisi var mıydı?

Bu soru bizzat Nuran Yıldız’ın Habertürk’te satırlarıyla açıklığa kavuştu.

Bakın Nuran Yıldız ne diyor:

“Kaç kez medyanın kudretli genel yayın yönetmenleri çağrılmış, anlatılmış bir bir? Kaç kez Ankara Temsilcileri çağrılmış, konuşulmuş? Benim saydığım bir ayda en az 3 kez Genelkurmay Başkanı ve İkinci Başkanı düzeyinde anlatılmış dönen dolaplar, çevrilen oyunlar. Olmamış.

Hani derler ya kimse görmek istemeyenler kadar kör değildir diye, tam öyle. Sanki herkesin kulaklarının duyması, gözlerinin görmesi için birinin bağırması gerekiyor. Ne hazin bir durum.

Medya yöneticilerinin, sermayenin, televizyon entelektüelinin öyle dolu ki gözleri kendi görüntüleriyle, öyle dolu ki kulakları kendi sesleriyle, bağırmazsan duyulmuyor.”

Bu satırların yazarının Org. Başbuğ’un kişisel iletişim danışmanı olduğunu tekrar hatırlatmakta fayda var. Yıldız’ın Başbuğ’un bağırarak konuşmasını açıklamasını, gerekçelendirmesini ve desteklemesini bu satırlardan açıkça görüyoruz.

Yıldız bağırma taktiğini önerirken ve överken, Genelkurmay Başkanı’na çok yakın isimlerden olan Murat Yetkin ise tam tersi şeyler söylüyor:

“….Bu, kalpleri ve kafaları kazanmaya yardımcı olacak bir görüntü değildi. Bu, ‘asimetrik savaşta komutan, siyasiler ve medya ile tartışmaktan kaçınmalı’ yolundaki doktrine uygun bir söylem de değildi.”

Org. Başbuğ’un düşündüğü “kalpleri ve kafaları kazanma” stratejisi Nuran Yıldız’ın bağırmayı övücü yaklaşımıyla ne kadar başarılı olur?

Bu haber 1,184 defa okundu.